Hayatının geri kalanını seni dizlerinin üstünde yerleri silerken izlemek istemiyorum. | Open Subtitles | لا أريد أن أراكى طوال حياتك على ركبتيك تنظفين الأرضية |
Arkadan mı istiyorsun dizlerinin üstünde, yüzüm yastıkta? | Open Subtitles | هل تريد هذا من الخلف ؟ على ركبتيك و وجهي على الوسادة |
Silahını at ve dizlerinin üstünde ellerini başında birleştir. | Open Subtitles | ارمي سلاحك، انزل على ركبتيك ضع يديك على رأسك |
Theo bana eşlik etti içeride, dizlerinin üstünde babam vardı. | Open Subtitles | بشرني بالداخل حيث هناك أبي يركع على ركبتيه |
Yani Kyle vurulduğunda dizlerinin üstünde miydi? | Open Subtitles | إذاً كايل كان على ركبتيه عندما أُطلق عليه |
* Elde edeceğim istediğimi, dizlerinin üstünde istiyorum seni * * Karşı koyma, tatlım, sakın, sakın olay çıkartma * | Open Subtitles | ♪ واريدك علي ركبتيك ♪ استسلم حبيبي |
Bizim açımızdan öyle görünmüş olabilir. Sen dizlerinin üstünde... | Open Subtitles | لا بد أن الأمر بدا كذلك من زاويتنا جلوسك على ركبتيك |
Bizim açımızdan öyle görünmüş olabilir. Sen dizlerinin üstünde... | Open Subtitles | لا بد أن الأمر بدا كذلك من زاويتنا جلوسك على ركبتيك |
Eğer dizlerinin üstünde harcayacak o kadar zamanın varsa parası daha iyi bir şey bulabilirsin. Ne demek istediğimi anladın sen. | Open Subtitles | إذا كنت ترغبى في الجلوس على ركبتيك كثيرا هناك اماكن يتقاضون رواتب أفضل، تعرفى ما اقصد؟ |
dizlerinin üstünde olursan çok daha zevkli olur. | Open Subtitles | سيكون الأمر أكثر متعةً إذا كنت على ركبتيك. |
İçki istiyorum, ve seni istiyorum güzelim, dizlerinin üstünde, eteğin havalara uçarken! | Open Subtitles | أحتاج لشراب وأريدك راكعة على ركبتيك عزيزتي وتنورتك مرفوعة للأعلى |
İçinde sabun ve fırça var ve dizlerinin üstünde çok fazla vakit geçireceğin için bunları da koydum. | Open Subtitles | في الداخل ستجد صابوناً وفرشاً للتنظيف وبما أنك ستمضي وقتاً طويلاً على ركبتيك فقد أحضرت لك هذه أيضاً |
Küçük hanıma ait olanları geri ver... ve dizlerinin üstünde seni affetmesi için yalvar... yada kılıcımla öl. | Open Subtitles | ... سوف تقوم بإرجاع أشياء السيدة لها ... و تطلب منها الصفح و أنت على ركبتيك أو سوف تكوت بواسطة سيفي |
dizlerinin üstünde diz çök ve yüzünü öbür tarafa çevir. | Open Subtitles | إنزل على ركبتيك ووجهك بعيدا عني |
Boktan bir iş, tüm gününü dizlerinin üstünde geçiriyorsun. | Open Subtitles | عمل مرهق تقضى طول اليوم على ركبتيك |
Hala dizlerinin üstünde misin Prewitt? | Open Subtitles | لا زلت على ركبتيك يا برو؟ |
dizlerinin üstünde sürünerek gelen bir adama göre çok uzun gözüküyorsun. | Open Subtitles | انت تتكلم بكبرياء بالنسبة -لرجل جاء يزحف على ركبتيه -يارفاق يارفاق |
Hatta, biri onu öldürmemem için, dizlerinin üstünde yalvardı. | Open Subtitles | حتى أن أحدهم... توسل على ركبتيه لأجل أن يعيش. |
Oğlum dizlerinin üstünde havayı yumrukluyordu... | Open Subtitles | كان ابني جالساً على ركبتيه وكانيلاكمالهواءمنالحماس... |
Bahse girerim, dizlerinin üstünde sürünerek şöyle diyecek; "Caroline, seni özledim. Seni geri istiyorum." | Open Subtitles | سيعود زاحفاً على ركبتيه وسيقول "كارولين), انا مشتاق إليك وأريد عودتك)" |
Sadece dizlerinin üstünde kaymak. | Open Subtitles | إنه فقط تزحلق علي ركبتيك. |