Düzgün bir okumaya fırsat bırakmadan doğru söylediğine nasıl emin olabilirsin ki? | Open Subtitles | كيفَ لك أن تُجزم ، ما إن كان يقول الحقيقة إن لم تتاح لكَ فرصة مناسبة لقراءتهِ. |
Bu beni doğru söylediğine inandırıyor gibi. | Open Subtitles | هذا نوعا ما يجعلني أصدق أنه يقول الحقيقة |
Yani eğer devleti Jack'in doğru söylediğine ikna etmek için daha iyi bir yol biliyorsan bana bunu şimdi söyle. | Open Subtitles | لذا إن كنت تستطيع التفكير بطريقة افضل لإقناع الحكومة ان جاك يقول الحقيقة اخبرني الآن |
Hepsi de doğru söylediğine inanıyor. | Open Subtitles | واستمروا في التفكير كانوا يقولون الحقيقة. |
Bak, aklî bir hastalığın mı var yalancı mısın yoksa doğru söylediğine mi inanıyorsun bilmiyorum ama benim bu katili bulup, mahkemede dosyamı kanıtlatmam gerek. | Open Subtitles | انظر، لا اعلم إذا ماكنت مريض نفسي أو كاذب، أحد الأشخاص الذين يعتقدون أنّهم يقولون الحقيقة ولكنّه يجب عليّ إيجاد القاتل وأن أقوم بتزويد قضيتي بالأدلة في المحكمة |
Bana sorarsanız, Vijay ve ailesinin doğru söylediğine inanıyorum. | Open Subtitles | إذا سألتني، أعتقد... ... فيجاي وله الأسرة يقولون الحقيقة. |
Bunu, Bauer'ın doğru söylediğine inandığım için yapıyorum. | Open Subtitles | أنا افعل هذا لأني أعتقد أن (باور) يقول الحقيقة |
doğru söylediğine inanmam için elimde nedenler var. | Open Subtitles | أعتقد أنه يقول الحقيقة |
doğru söylediğine inanıyorum. | Open Subtitles | إنه يقول الحقيقة. |
Cruz'un kalp atışları doğru söylediğine işaret ediyor. | Open Subtitles | الأنشطة الحيوية لـ(كروز) تشير بأنه يقول الحقيقة |
- O hâlde doğru söylediğine inanıyorsun. | Open Subtitles | هل تعتقد أنه يقول الحقيقة ؟ |