ويكيبيديا

    "doğruydu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • صحيحاً
        
    • صحيحة
        
    • حقيقي
        
    • صحيحا
        
    • محقاً
        
    • صواب
        
    • حقيقيا
        
    • صحيحًا
        
    • صحيحه
        
    • صواباً
        
    • صائباً
        
    • صائبة
        
    • محقا
        
    • كان حقيقة
        
    • كانت الحقيقة
        
    Yüzyıl önce bu doğruydu ve gelecek yüzyıl için de böyle olacak. Open Subtitles هذا كان صحيحاً منذ 100 عام .وسيكون هكذا لـ 100 عام آخرى
    Tanı gerçeklere dayalı olarak doğruydu ama tüm hikâye bu değildi. TED وكان التشخيص صحيحاً في الواقع لكني لم أروي القصة كاملة.
    Görünen o ki beşinci sınıftaki içgüdülerim doğruydu. TED بدى لي أن غرائزي منذ الصف الخامس كانت صحيحة.
    Teori basit ve zarifti, ve toprak, hava, ateş ve su teorisinin aksine doğruydu. TED هذه النظرية بسيطة ومميزة، كما أنها أفضل من نظرية التراب، والهواء، و النار والماء لكونها صحيحة.
    Para alıyor olmnası mümkün. Ama söylediğim şey doğruydu... onunla hiç tanışmadım. Open Subtitles إن من الممكن أن يُدفع له ولكن ما أخبرتك به كان حقيقي
    İşte, asıl sorun bu? Sorun, sana söylediklerim doğruydu. Banneker'ın tüm yazıları 150 yıl önce bir yangında yandı. Open Subtitles رايت , هنالك المشكلة هي ما قلت لك قبل 150 كان صحيحا كا من ورق بينيكر حرقت منذ سنة
    Buraya gelmen çok uygun ve doğruydu. Open Subtitles مجيئك إلى هنا كان مناسباً جداً صحيحاً جداً
    Eski karım evliliğimiz sırasında ne kadar mutsuz olduğunu anlatırken söylediklerinin çoğu muhtemelen doğruydu. Open Subtitles عندما كانت زوجتى تتحدث عن مدى عدم سعدتها خلال زواجنا؟ معطم ما قالت كان صحيحاً
    Yanılmadım. Söylediğim her şey doğruydu. Uygundu. Open Subtitles لم أكن مخطئاً، كل ما قلته كان صحيحاً كان أنيقاً
    Elimizdeki bilgilere göre hesaplarım doğruydu. Open Subtitles بالإضافة إلى المعلومات التي بحوزتنا كانت حساباتي صحيحة
    Tamam, son kısmı uydurdum, ama gerisi doğruydu. Open Subtitles حسناً، اختلقت الجزء الخاص بالسيارة ولكن البقية صحيحة.
    Sabah benim için düşündüğün şeyler doğruydu. Open Subtitles إن غريزتك التي تتعلق بي لهذا الصباح كانت صحيحة
    Hiçbir şeyi abarttığı yok, canım. Söylemediği her bir söz doğruydu. Open Subtitles إنه لم يبالغ في شيء عزيزتي كل هذا حقيقي ، حتى أي كلمة لم يقلها
    Geceykende doğruydu, gün içinde de ve daha sonra da doğru olmaya devam edicek. Open Subtitles كانت حقيقة في الليل، وهو حقيقي بالنهار، وأكثر الآن
    O bölümü uydurduk. Ama diğerleri doğruydu! Open Subtitles لقد إختلقنا هذا الجزء ، لكن الباقي حقيقي
    Söyledikleri doğruydu. Savaştığımız hergün savaştı. Open Subtitles ما قاله كان صحيحا لقد قاتل فى كل يوم قاتلنا فيه
    O şeytan adam hakkında söylenenlerin çoğu doğruydu Patron Grissom. Open Subtitles بعضها كان صحيحا تحت ذلك الشرير بوس جريسوم
    Hakkında yazdıkların doğruydu. Sadece, ispat edemedin. Open Subtitles كنتَ محقاً بشأنه إلا أنك لا تستطيع إثبات ذلك فحسب
    ne yanlış nede doğruydu olanlar için affetmeni istiyorum Open Subtitles ما كان خطأ او صواب أطلب منك السماح لما حدث
    Bu, söylemediğim tek bir şey haricinde çoğunlukla doğruydu. Open Subtitles , كان حقيقيا ولكن كان هناك شيء واحد لم يذكر
    Bu Rachel Carson'ın zamanında da doğruydu, şimdi de doğru. TED كان ذلك صحيحًا في زمن راشيل كارسون، وهذا صحيح اليوم.
    Cevabı doğruydu onu bırakmayacak mıydın? Open Subtitles لقد أجاب اجابة صحيحه كان يجب ان تدعه يذهب
    Sorun değil Caroline. Dediğin her şey doğruydu. Open Subtitles لا بأس ، يا (كارولين)، كلّ ما كنتِ تقوليه صواباً.
    Kimin fikri doğruydu bilemeyiz -çünkü benimki dinlenmedi. Open Subtitles لا نعرف من كان رأيه صائباً أكثر لان رأيي لم يُؤُخذ به.
    Yapış şekli doğruydu demiyorum ama bir karar vermem gerekiyordu, değil mi? Ben de verdim. Open Subtitles إنني لا أقصدُ بكلامي بأن الطريقة التي فعلها صائبة لكن , كان عليّ بأن أتخذ قراراً أليس كذلك؟ ولقد إتخذت قراراً.
    İlk söylediğin doğruydu. Suratımdaki ifade "Hayır!"dı. Open Subtitles لقد كنت محقا في المرة الاولى علامة الرفض مكتوبة على وجهي
    canım, bütün başta dediklerin doğruydu. Open Subtitles عزيزتي ، كل ما قلتيه كان حقيقة فى البداية
    Ona ikisini öpüşürken gördüğümü anlattım, ve bu doğruydu. Open Subtitles لذا , أخبرته أنني رأيتهم بعيني يُقَبِلون بعضهما و قد كانت الحقيقة , كأنه حلم أصبح حقيقة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد