ويكيبيديا

    "dolaşıyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يتجول
        
    • تتجول
        
    • تدور
        
    • يسافر
        
    • تمشي
        
    • يتجولون
        
    • يطوف
        
    • يجوب
        
    • يحوم
        
    • يمشون
        
    • تسافر
        
    • الشائعات
        
    • تحوم
        
    • تطوف
        
    • يسري
        
    Bu yıl Noel baba kızağa binmiyor Total Tank'la dolaşıyor. Open Subtitles هذه السنة بابا نويل سوف لا يتجول بعربته بل بدبابته
    Bir düşünsene, Moyez gibi yeraltında bir fare deliğinde yaşayan bir adam 15 milyon dolarlık hesap cüzdanıyla ortalıkta dolaşıyor. Open Subtitles فكر فى ذلك رجل مثل موياز يعيش فى المجارير تحت الأرض طوال الوقت يتجول ومعه 15 مليون دولار فى المصرف
    Üzerinde yalnız sütyen olan bir kadın, güpegündüz ortalıkta dolaşıyor. Open Subtitles إمرأة تتجول في وضح النهار وليست مرتدية سوى حمّالة صدر
    Kafamda bir sürü fikir dolaşıyor. Open Subtitles لدي افكار تدور فى راسي . لقد كنت اقرأ العديد من الاشياء
    Kamyonda. Ama tebdili kıyafetle dolaşıyor. Open Subtitles انه فى الشاحنة , كما ترى بأنه يسافر تحت اسم مستعار
    Sadece 10 blok ötede ve kadınlar burada geceleri tek başına dolaşıyor. Open Subtitles كان هناك عشرة عمارات من هنا و هي كانت تمشي بالقرب من هنا مساء
    Bazı insanların öz güvenini ödüllendirirken bazılarınınkini cezalandırıyoruz ve bu süre zarfında pek çok insan ortalıkta her gün öz güvensiz dolaşıyor. TED فنحن نمح الثقة لبعض الناس ونعاقب بها البعض الآخر في حين أن الكثير منهم يتجولون بشكل يومي دون التحلى بها
    Adam hayır işleri için tüm dünyayı dolaşıyor dağlara tırmanıyor, uçak kullanıyor. Open Subtitles انه يطوف العالم و يقوم بالاعمال الخيرية يتسلق الصخور يحلق بالطائرات
    Dünyayı dolaşıyor, Güney Amerika'ya ve Afrika'ya gidiyor. En iyi kahve çekirdeklerini bulmaya. TED يجوب العالم؛ أمريكا الجنوبية وأفريقيا، ليعثر على أفضل أنواع البنّ.
    Demek ki, o ihtiyar kral bir yerlerde dolaşıyor olmalı. Open Subtitles ومعني هذا أن الملك مازال يحوم حول المكان.
    Ofisleri dolaşıyor, çalışanlara gözünü dikip bakıyor, masaları kontrol ediyor. Open Subtitles إنه يتجول بين المكاتب محدقا بجميع الموظفين ويفتش مكاتب الناس
    Ya bu şeyin çiftleşme mevsimi, ya da şehrin her yerinde dolaşıyor. Open Subtitles و إما هذا هو موسم التزاوج لهذا الكائن، أو أنه يتجول في أنحاء المدينة
    Hasta, bir katil, bir şizofreni ve şehir içinde serbestçe dolaşıyor! Open Subtitles مريض مجرم ومصاب بانفصام فى الشخصية يتجول بحرية فى البلدة
    Ama babamın ruhu saray kapısının ardında hala huzursuzca dolaşıyor. Open Subtitles لكن روح أبي ما زالت تتجول بقلق خارج بوابة القصر
    O yaşlı keçi hala ortalıkta dolaşıyor mu? Open Subtitles هَلْ تلك العنزةِ المسنة ما زالَتْ تتجول هنا؟ '
    Bir kalp ameliyatı planladığın dedikodusu dolaşıyor. Open Subtitles ثمة شائعة تدور حولك أنك تعتزم إجراء عملية جراحة قلب.
    Fakat "meta-material" koyulduğunda dalga eğilerek çevresinden dolaşıyor ve hiç bir iz olmadan diğer tarafa geçiyor. Open Subtitles لكن عندما وضعت مواد مركبة هندسيا هناك تدور الموجات حوله وتندمج بسلاسة على الجانب الآخر
    Bütün dünyayı dolaşıyor, mankenlerle çalışıyor. Open Subtitles إنه يسافر حول الـعالم يعمـل مع عارضات ازياء
    Arada küçük hayvanlar dolaşıyor... Bazıları üstümde. Open Subtitles أحيانا الحيوانات الصغيرة تمشي هنا وهناك.
    Etrafta sarışınlar dolaşıyor, Beach Boys, palmiyeler, deniz. Open Subtitles الشقراوات يتجولون والفتيان في الشواطيء والنخيـل
    Baban hâlâ dolaşıyor, tekrar doğacak bir beden arıyor olabilir. Open Subtitles والدك قد يكون يطوف في الجوار في الوقت الحالي يبحث عن جسم جديد ليتقمصة
    Bir düşün,onu sadece çocuklar görüyor ve kendisi bir gecede dünyayı dolaşıyor. Open Subtitles فكري بهذا الأطفال فقط يرونه ويمكنه أن يجوب العالم في ليلة
    Yardımcı pilotumuz kabinin içinde bir çeşit hayvan gibi dolaşıyor. Open Subtitles مساعد الطيار يحوم في المقصورة وكأنهُ حيوان ما
    Birçok insan zaten ölü olarak ortada dolaşıyor ve sefil hayatlarından kurtulmaları gerekiyor. Open Subtitles هناك الكثير من الناس يمشون هم بحكم الموتى لكنهم بحاجة إلى من يخلصهم من هذا العذاب
    Bu enerji şeridi uzayda rastgele dolaşmıyor. Evreni dolaşıyor. Open Subtitles لم يكن مجرد ظاهرة عشوائية تسافر عبر الكون.
    Tek bildiğim artık dikkatli olman gerektiği, bir sürü söylenti dolaşıyor. Open Subtitles كل ما أعـرفه أنه يجب أن تتوخي الحذر، هنـاك الكثير من الشائعات.
    Rus denizaltıları etrafımızda dolaşıyor. Open Subtitles تعلمين ان لدينا غواصات روسية تحوم هنا
    Tatlı ve soylu düşüncelerle kendine yer arayan ruhlar, hâlâ etrafta dolaşıyor. Open Subtitles ,ما زالت هناك أرواح تطوف تبحث عن مكان, عن فكرة عذبة ونبيلة
    Hepinizin damarlarında aynı MacKenzie kanı dolaşıyor. Open Subtitles من أجل نفس دم عشيرة ماكنزي الذي يسري في عروقكم جميعاً

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد