ويكيبيديا

    "dolaşan" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يتجول
        
    • يتجولون
        
    • تتجول
        
    • تجوب
        
    • يمشي
        
    • يجول
        
    • يسافر
        
    • يجوب
        
    • عبر
        
    • تجول
        
    • يركض
        
    • يسيرون
        
    • يتجوّل
        
    • طليق
        
    • تطوف
        
    Konakta ya da evde dolaşan biri olursa kendimi buraya kilitliyorum. Open Subtitles إذا كان أحداً ما هنا يتجول في الفيلا أحبس نفسي هنا
    Hiçbir şey yapmadan ortada dolaşan polisler görüyorum. Elinize bir süpürge alın. Open Subtitles دائماً ما أرى الشرطيين يتجولون بلا عمل، امسك مقشّة
    Patron senin gibi çöp kutularının etrafında dolaşan serserileri hiç sevmez. Open Subtitles لا يحب الزعيم بأن تتجول هنا وأن تنقب في صناديق القمامة
    Ancak bir duygudan daha fazlasıdır, stres bütün vücudunuzda dolaşan, fiziksel bir tepkidir. TED هو ليس مجرد شعور فحسب، إن التوتر عبارةٌ عن استجابة جسدية متواصلة تجوب جسمك بالكامل.
    Sokakta dolaşan ortalama gerzeklerden daha deli değilsiniz. Open Subtitles انكم لستم بأجن من أي وغد عادى يمشي مطمئنا في الشارع
    Efsaneye göre, bu tarihi şatonun salonlarında dolaşan bir vampir hala var. Open Subtitles تقول ألآسطورة أن مصاص دماء يجول ليلاً فى أورقة تلك الليلة
    Kısaca şöyleydi, Narcissus dünyada sevecek birini bulmak için dolaşan yakışıklı bir adamdı. TED فى إحدى الروايات، كان نارسيسيوس شخصا وسيما يسافر حول العالم بحثاً عن شخص ليحبه،
    Koridorlarda dolaşan delinin teki. Open Subtitles كان ذلك الرجل المجنون الذي يجوب الممرات هنا.
    Burada elma bahçesinde dolaşan robotları görüyorsunuz ve bir dakika içinde sol tarafta aynı şeyi yapan iki üyeyi daha göreceksiniz. TED هنا سترى الروبوت يطير عبر بستان من تفاح، وبعد دقيقة ترى إثنان من رفقائه يفعلان نفس الشيء في الجانب الأيسر.
    Fakat kısa bir sürede kendimi bu pis koridorlarda dolaşan gelmiş geçmiş en başarılı doktor haline getirdim. Open Subtitles ولكن صممت على أن أكون أفضل طبيب قد تجول في القاعات المقرفة والتي هي ملعونة بالمناسبة
    Demek etrafta şu an dörtnala dolaşan kendi korkuları? Open Subtitles إذن أهذا ما يركض في أنحاء البلدة حاليا ً؟ مخاوفه؟
    Sen.. Sen... Ortalıkta dolaşan birçok aptala göre daha fazla manevi değere sahipsin. Open Subtitles لديك روحانية أكثر من نصف الرجال الذين يسيرون بالخارج متشحين بالأثواب
    Ama hâlâ ortalıkta dolaşan katilimin peşinden gitmemek benim için kolay değil. Open Subtitles وهذه رفاهية لا يمكنني الاستمتاع بها طالما قاتلي ما زال يتجوّل بحرية
    Ve siz, sırf kasabanın etrafında dolaşan başsız... bir süvari söylentisi duydunuz diye, tüm bu olanları şaka mı sandınız? Open Subtitles وأنت تتصورون أنه، لمجرد سماعكم لإشاعة ما، بشان فارس مبتور الرأس، يتجول في أرجاء البلدة، أهذه مجرد مزحة كبيرة برمّتها؟
    Ve ben ortalıkta boş bir omuzla dolaşan tek kişiydim ve ne zaman birisi baksa yanardı TED وكنت الشخص الوحيد الذي يتجول بكتف عارية، ويؤلمني ذلك في كل مرة يحدق فيها شخص ما.
    Onu gerçekten okulda giydim, koridorlarda dolaşan yıllık fotoğrafçısı da vardı, ama beni bazı nedenlerden dolayı asla bulamadı. TED الذي ارتديته للمدرسة، كان هناك مُصور الكتاب السنوي يتجول في القاعات، ولكنه لم يجدني، لأسباب هي على وشك أن تصبح واضحة.
    Kırlarda dolaşan bir adamın çorabı böyle mi olur? Open Subtitles لا تبدو وكأنها جورب رجل كان يتجولون في جميع أنحاء الريف؟
    Fakat kısa bir zaman önce çoğu mezarlık hareketli yerlerdi, mezar taşlarının etrafında dolaşan insan kalabalıkları ve çiçek açan bahçeleri vardı. TED لكن منذ وقت قريب، حين كانت المقابر أماكن عامرة بالحياة، والحدائق المزهرة وحشود من الناس تتجول بين شواهد القبور.
    Ne hakkında konuşmak istiyorsunuz? Şu etrafta deliler gibi dolaşan polis arabalarının ne işle uğraştıklarını biliyor musunuz? Open Subtitles هل تعرف ان كل هذه السيارات للشرطة تجوب كل مكان
    O o hiçbir fikri ile amaçsızca dolaşan, ve ben komada duyuyorum. Open Subtitles ، هو يمشي في الأرجاء بدون هدف . ليست لديه فكرة عما يكون ، و أنا بغيبوبة
    Hemen söyle, ormanda dolaşan erkek arkadaşın mı? Open Subtitles أخبرينا وحسب، هل هو صديقك، الذي يجول في الغابة؟
    Pan Amerikan pilotu olarak ortalıkta dolaşan birisi var. Open Subtitles إنه شخص يسافر حول البلاد مدعيا أنه طيار فى شركة بان أمريكان
    En görkemli olanıysa bir misafir, tüm doğu Pasifik'i dolaşan bir okyanus gezgini. Open Subtitles الأكثر ملوكية من الكلّ هو زائر، هيّام المحيط الذي يجوب المحيط الهادي الشرقي الكامل
    Ortalıkta dolaşan bir katil olduğuna göre burasının daha güvenli olacağını düşünüyor. Open Subtitles . هو يعتقد أن هنا أكثر أمانا ، مع وجود قاتل طليق
    Bu evde dolaşan Emeric Belasco'nun ruhu değil. Open Subtitles ان روح إميركو بيلاسكو لا تطوف فى هذا المنزل

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد