Ortalama Amerikan hane halkı piyangolara yılda 1.000 Dolar harcıyor. | TED | المنزل الأمريكي العادي ينفق 1,000 دولار في السنة في اليانصيب. |
Bu her sene elektrik üzerine 40 milyar Dolar kayıp ve iyi nir etkisi yok ama iklim değişikliğinde payı var. | TED | و هذا يهدر 40 مليار دولار في العام على كهرباء لا تساهم في استمرار وجودنا و لكن تساهم في التغير المناخي |
Hepimizde para utancının olduğunu düşünüyorum. Yılda 10.000 veya 10 milyon Dolar gelirimizin olmasının önemi yok çünkü bütün gücümüzü paraya teslim ediyoruz. | TED | أعتقد أن جميعنا لدينا خجل من المال، سواء أكسبت 10 آلاف دولار في السنة أو 10 ملايين، وهذا لأننا نعطي المال كل قوتنا. |
Günde bir Dolar bana gereksiz bir masraf gibi geldi. | Open Subtitles | دولار في اليوم تبدو كأنها مصاريف غير ضرورية بالنسبة لي |
Maaşları ayda 13 Dolar, yemekleri de fasulye ve saman. | Open Subtitles | الراتب هو 13 دولار في الشهر نظامهم الغذائي، الفاصوليا والقش |
Harry, geçen sene bir oyuncu olarak 35 Dolar yaptın. | Open Subtitles | هاري , لقد جمعت 35 دولار في العام الأخير كممثل |
Bu ofiste oturabilmek için yılda 500.000 Dolar kazanıyorum ve bu bankayı yönetiyorum. | Open Subtitles | أكسب مبلغ 500.000 دولار في السنة لأجلس في هذا المكتـب وأدير هذا البنـك |
Demek istediğim, Savunma Bakanlığı'na neden yılda çeyrek trilyon Dolar harcıyoruz? | Open Subtitles | لماذ تصرف حوالي ربع تريليون دولار في السنة على الدفاع ؟ |
Bayım farkında mısınız ama bu masada 50,000 Dolar ile oyun oynanıyor. | Open Subtitles | سيدي، هل أنت مدرك بأنّ هناك صفقة 50.000 دولار في هذا المساء؟ |
Bayım farkında mısınız ama bu masada 50,000 Dolar ile oyun oynanıyor. | Open Subtitles | سيدي، هل أنت مدرك بأنّ هناك صفقة 50.000 دولار في هذا المساء؟ |
Beni ucuza getirme, Kenar mahallelerde ücretin 15 Dolar civarında olduğunu biliyorum. | Open Subtitles | لا تكوني رخيصة معي أعلم أن هذا يكلف 15 دولار في الضواحي |
Ama en az iki günlüğüne 500 Dolar için istisna kabul etmeyi öğreniyorsunuz. | Open Subtitles | لكن مقابل 500 دولار في اليوم الواحد كحد أقصي سيصنع المزيد من الإستثناءات |
İlaç sektörü, yıllık değeri yarım trilyon Dolar olan dünya çapında bir holding. | Open Subtitles | تجني صناعة الدواء في العام نصف تريليون دولار في كل أرجاء العالم بالمُجْمل. |
Adama ücretsiz oda tahsis edilmiş. 300 bin Dolar nakiti var. | Open Subtitles | ذلك الفتى لديه 300 ألف دولار في بطاقته و غرفة محجوزة |
Cebindeki 25,000 Dolar ile her şeyi çözebileceğini mi sanıyorsun? | Open Subtitles | لدي 25،000 دولار في جيبى هل تعتقد انى اهتم بذلك؟ |
Şu iki beyaza 40 zencilere de 50 Dolar teklif verebilirim. | Open Subtitles | أنا مستعد لأقدم لك 40 دولار في قوقازيين و50 في السود |
Otoparkta tatlı, kırmızı kurdeleli 300,000 Dolar değerinde bir SLS var. | Open Subtitles | ثمة مرسديس بـ300 ألف دولار في الموقف مع شريط أحمر جميل |
Yalnızca iki güzel yatak odamız var. Geceliği 350 Dolar. Alacak mısınız? | Open Subtitles | كل ما لدينا هو نوعان من الغرف مقابل 250 دولار في الليلة. |
Nine bingo'da 40 bin Dolar kazandı. Ne güzel değil mi? | Open Subtitles | الجدّة ربحت 40 ألف دولار في مكسب تصاعدي، أليس ذلك رائعاً؟ |
Çocuğumun astımı var, her ay cebimden 300 Dolar çıkıyor spreylerine. | Open Subtitles | لدى طفلتي الربو ومن محفظتي سيكلف مستنشقها 300 دولار في الشهر |