| Bolluk yaratmayı düşündüğüm zaman, konu gezegendeki herkes için lüks bir hayat yaratmak değil; imkan dolu bir hayat yaratmak. | TED | عندما أفكر في صنع الوفرة، فهو لا يعني صنع حياة رفاهية لجميع الناس على هذا الكوكب ولكن صنع حياة مليئة بالاحتمالات. |
| Şu çukur gözlü olan... yokluk ve zorluklarla dolu... bir hayat yaşamış gibi görünüyor. | Open Subtitles | هذه الفتاة ذات العينين الغائرتين تبدو كما لو كانت قد عاشت حياة مليئة بالصعاب والمشكلات |
| Eğer kendine zarar vermeyi kesersen, zevk ve neşe dolu bir hayat yaşayabilirsin. | Open Subtitles | فهناك حياة مليئة بالفرح والعاطفة بإنتظارك اذا توقفت عن جرح نفسك فحسب |
| Sorunlarla dolu bir hayat. Hep senin yanında olacağım. | Open Subtitles | حياة مليئة بالمشكلات, ولكني سأعتني بكِ... |
| Bazıları için kan, servet ve imtiyazla dolu bir hayat demektir diğerleri için ise bir kölelik hayatı. | Open Subtitles | البعض دماءهم تعني لهم الثراء و الحياه الرغيده و تعني للبعض الآخر الخلود بالعبوديه |
| # Üç müthiş çocuk ve pişmanlık dolu bir hayat # | Open Subtitles | ثلاث أولاد رائعين و حياة مليئة بالندم |
| Sue Sylvester galibiyetle dolu bir hayat geçirdi. | Open Subtitles | سو سلفستر عاشت حياة مليئة بالفوز |
| Acıyla dolu bir hayat mı? | Open Subtitles | حياة مليئة بالألم؟ |
| Hayır, Lex, sevgiyle dolu bir hayat. | Open Subtitles | لا، ليكس، حياة مليئة بالحب |
| - ...macerayla dolu bir hayat. | Open Subtitles | حياة مليئة بالمغامرة. |
| - ...macerayla dolu bir hayat. | Open Subtitles | حياة مليئة بالمغامرة. |
| Dolu dolu bir hayat yaşardım. | Open Subtitles | rlm; كنت لأعيش حياة مليئة... |
| Bazıları için kan, servet ve imtiyazla dolu bir hayat demektir diğerleri için ise bir kölelik hayatı. | Open Subtitles | البعض دماءهم تعني لهم الثراء و الحياه الرغيده و تعني للبعض الآخر الخلود بالعبوديه |