ويكيبيديا

    "dolusu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • مليئة
        
    • مليء
        
    • ملئ
        
    • ممتلئ
        
    • ممتلئة
        
    • مملوءة
        
    • مليئه
        
    • ملء
        
    • ملىء
        
    • كمية
        
    • المليئة
        
    • مملوء
        
    • مليئ
        
    • محملة
        
    • محمّلة
        
    Bir oda dolusu, aşırı sıkılmış gencin dikkatini nasıl çekersiniz? TED كيف تجذب الانتباه بغرفة مليئة بالمراهقين الضجرين إلى أبعد الحدود؟
    55 yaşındayım ve tek sahip olduğum bir araba bir spor çantası dolusu iç çamaşırı ve tatlı, kokmuş ot. Open Subtitles لدي 55 عاماً وكل الذي لدي بجانب اسمي سيارة و حقيقة قماشية مليئة بالملابس الداخلية و الحلوى، و عٌشب نتن
    Bir dolap dolusu eldivenim var. Ama artık hiçbiri ellerime olmuyor. Open Subtitles و الدليل أن عندي خزانة مليئة بالقفازات التي لم تعد تناسبني
    Seni bekleyen bir sınıf dolusu canavar gibi çocuk var. Open Subtitles على سبيل المثال، لديكِ صف مليء بالأولاد وهم يأبهون لأمرك
    Bu demek oluyor ki dün gece bir bar dolusu şüpheli varmış. Open Subtitles الذي يعني أن هناك بار ملئ بالمشتبه بهمِ هنا في الليلة الماضية
    O Kuzey Kutupluların tek büyülü şeyi bir depo dolusu parlak bir şeyler. Open Subtitles الشيء الوحيد السحري بأولئك سكان القطب الشمالي، أن تلك الحاوية مليئة بمواد براقة
    Burada sadece iki yetişkin, bir oda dolusu çocuk arasında öpüşüyor. Open Subtitles نحن فقط اثنان بالغان طبيعيان يتبادلا القبل في غرفة مليئة بالاطفال
    Hafta sonuna kadar oraya 3 kamyon dolusu silahlı ajan yollayabilirim. Open Subtitles يمكنني أن ارسل 3 عربات مليئة بالعملاء المسلحين وتصل بنهاية الأسبوع
    Bu muhteşem bebeklerden dışarıda bir kamyon dolusu olduğunu bilmek hoşunuza gidecektir. Open Subtitles ‫إذاً، ستسرون بمعرفة أن لدي شاحنة ‫مليئة بهذه الدمى الجميلة في الخارج
    Yani bu bir apartman dolusu delil bulmamız demek olabilir. Open Subtitles هذا يعني أنّه قد يكون هُنالك شقّة كاملة مليئة بالأدلّة.
    Profesyoneller, farkındayım ki bir oda dolusu profesyonele konuşuyorum ve bu çok önemli bir yere sahip TED أنا واعية أني أتحدث إلى التحدث في غرفة مليئة بالمختصين لديهم مكان مهم جداً
    Benim bir sınıf dolusu, söylediğim tek kelimeyi bile anlamamaya hevesli öğrencilerim vardı. Open Subtitles لدي فصل مليء بالطلاب الامريكيين الجدد يتوقون الى عدم فهم كلمة مما قلت.
    Eğer fark etmediyseniz söyleyeyim, bir hastane dolusu maymun stajyerimiz var ve sizin göreviniz, onların yaptıkları hataları yakalamak. Open Subtitles إذا لم تلاحظا لدينا مستشفى واحد مليء بالقردة المتدربين و خبر عاجل عملكم أن تلتقطوا أياً كان ما يرمون
    Bir havuz dolusu köpek balığı gibi olacaklar ve çelik bir kafeste olmadığım takdirde o havuza atlamam mümkün değil. Open Subtitles سيكونون مثل أسماك القرش في مسبح مليء بالأسماك ولن يكون لديّ مفر من القفز ما لم أكن داخل قفص فولاذيّ
    Bunu söylemek için psikoloğa ihtiyacınız yok, bir ağız dolusu yağlı, çıtır çıtır, tuzlu, lezzetli abur cubur yerseniz odanın öte tarafında ne olduğunun aldığınız tadın üzerinde bir gıdım etkisi bile olmaz. TED حسناً، أنظروا، لا تحتاجون لعالم نفسي ليخبركم أنه حينما تتحصلون على فم ملئ بوجبة خفيفة مالحة، دهنية، متموجة و لذيذة، ما يوجد في ناصية الغرفة لا يصنع أي فرق حول تجربتك لتذوق الطعام.
    Hey baba, İncil zamanındayım ve bir stad dolusu insan beni alkışlıyor. Open Subtitles هي, ابي, انا في زمن الانجيل, ويوجد ملعب ممتلئ بالناس ويصفقون لي
    Bir otobüs dolusu insan West End'de havaya uçmuş. Open Subtitles حافة ممتلئة بالناس قد انفجرت فى الطرف الغربى
    Bana bir konteynır dolusu kabartma tozu göndermezler, tamam mı? Open Subtitles فهم لن يرسلوا إلى حاوية مملوءة بصودا التخبيز ، إتفقنا؟
    Geceyi bir oda dolusu ağlayan kadınla geçirince öyle oluyorum. Open Subtitles قضاء الليله في غرفه مليئه بالنساء الباكيين يفعل هذا بي
    Adından caniler topluluğuna söz etmeyi, açlıktan kıvaranan bir vampirin önünde bir avuç dolusu sarmısak sallamağa benzetebiliriz. Open Subtitles عند ذكر اسمه فى عالم الجريمة يكون مثل ملء كف اليد بالثوم امام مصاص دماء جائع
    Para dolu ayakkabı kutularından bir konteynır dolusu var, birinci sınıf malzeme satarlar - duyarlı biri mutlaka dahil olmalı. Open Subtitles انهم لديهم وعاء ملىء بالنقود فى صناديق الأحذية انهم يبيعون أجود أنواع المخدرات لابد أن يكون من بينهم شخص ماهر
    Geçen alev gibi bir kondom dolusu spermi vajinama soktum mesela. Open Subtitles قذفت كمية كبيرة من المني الحار عن طريق الأنابيب في فرجي
    Ama bir oda dolusu insanı üç kişiye indirmek zorundasın. Open Subtitles لكن عليك تقليص هذه الغرفة المليئة بالأرقام إلى ثلاثة أشخاص
    Metal kutu dolusu atık suyumuz varken kamp ateşini kim ne yapsın? Open Subtitles أجل، من يحتاج نار مخيم بينما لدينا صندوق معدني مملوء بالمياه المعالجة؟
    Bir ev dolusu yetişkin onunla başa çıkamıyor. Open Subtitles هنا لدينا بيت مليئ بالبالغين ولايستطيعون تحمل الفتاة
    Öyle, Tanrım, El Libre, bir gemi dolusu barut ve tüfek mermisi için pazarlığa geldim. Open Subtitles هذا صحيح ايتها الام الجميلة ومعي سفينة البارون غرودو محملة بالبرود والبنادق اسلمها مقابل الليبري
    Yani bir gün bir kamyon dolusu inekle karşına çıkarlar ve aniden bir et lokantası işletmeye başlarsın. Open Subtitles أَعْني، سيظهرون يوما بسيارة محمّلة بالأبقارِ المُخْتَطَفَةِ وفَجْأة، ستشغلين مطعم ستيك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد