Bu dondurmanın tadı b.k gibi bu arada. | Open Subtitles | بالمناسبة ، هذا الآيس كريم طعمه كالفضلات |
İyi bir dondurmanın zamanı değil mi? | Open Subtitles | حان وقت الآيس كريم الجيد الآن أليس كذلك ؟ |
dondurmanın yanındaki sosun hala sıcak olması ya da göğüs büyütme ameliyatı sonrası ilk yumulan olman gibi. | Open Subtitles | مثل تلك اللحظة عند وضع الحلوى الساخنة على المثلجات أو عندما تكون أول من يرى إمرأة بعد عملية تكبير صد |
Ya da peyniri direk dondurmanın içine mi koysak? | Open Subtitles | أو ربما يجب أن نضع الجبن مباشرة في المثلجات ؟ |
Tek düşündüğün ne kadar mutlu olduğum ve dondurmanın ne kadar güzel olduğu."! | Open Subtitles | كل ما تهتمين به هو انا سعيدة و كم هذا الايس كريم رائع |
Bu çatal dondurmanın içine de dalmıştı . | Open Subtitles | هذه الشوكة كانت في الايسكريم أيضاً |
Geçen akşam bir kutu çikolatayı aldım ve bir kase dondurmanın içine batırdım. | Open Subtitles | ذات ليلة أخذت لوح شوكولاته وغطستها وسط وعاء من الآيسكريم |
dondurmanın bu problemi çözebileceğini sanmıyorum. | Open Subtitles | هه. لا أعتقد أن الأيس كريم سيقوم بحل المشكلة يا أمي. |
Bana bırak. Birkaç top dondurmanın çözemeyeceği hiçbir problem yoktur. | Open Subtitles | ثقا بي، ما مِنْ مشكلة لا يمكن حلّها بقليل مِن البوظة |
Bu bizim verginin geri ödeme çeki. dondurmanın altına sıkışmış. | Open Subtitles | هذه فاتورة الضرائب لقد التصقت بقاع الآيس كريم |
Kokainli dondurmanın iyi olacağını düşünürdüm. | Open Subtitles | ظننت أن الكوكايين في علب الآيس كريم كانت لمسه جيدة لقد كانت مكلفه |
Tek düşündüğün ne kadar mutlu olduğum ve dondurmanın ne kadar güzel olduğu. | Open Subtitles | كل ما تهتمين بشأنه هو مدى سعادتك ومدى روعة الآيس كريم |
Yediğin dondurmanın yapılmasını sağlayan ineği görmeyi kim istemez ki? | Open Subtitles | وكيف لا تحبين ملاقاة البقرة التي جعلت الآيس كريم خاصتك ممكنا؟ انتظر الآن. |
Diğer çocuklarla parti yapmak yerine aynen şimdi olduğu gibi seni bir kova dondurmanın başında bulmuştum. | Open Subtitles | وجدتك هنا, مثل تلك المره تأكلين الكثير من الآيس كريم بدلًا من الخروج و الإحتفال مع الأطفال الآخرين |
Erken hatıralarımdan biri Ethan Allen ve Yeşil Dağ Çocukları'nın kahramanlıklarından uzun uzun bahsederken Fort Ticonderoga'nın surlarından bir külâh dondurmanın düşmesidir. | Open Subtitles | من أولى ذكرياتي إسقاط مخروط الآيس كريم خارج أسوار حصن تيكونديروجا بينما كان منشغل بالحديث عن بطولات إيثان ألن |
Doğru. dondurmanın eriyip kabuğun altına geçmesine izin vereceksin. | Open Subtitles | أنت محقة يجب أن أترك المثلجات تذوب بالقشرة |
Koltuğunuzdan kalkmadan, o dondurmanın kokusunu kafanızda oluşturup, iğrenç olduğunu anlayabilirsiniz. Haydi tecrübe simülatörleriniz nasıl çalışıyor, onu görelim. | TED | انما لانه وبدون مغادرة كرسي الجلوس خاصتك يمكنك محاكاة طعم تلك المثلجات والشعور بمدى " قرفها " قبل القيام بتذوقها. |
dondurmanın tamamen eriyip turtanın ılık bir çorbaya benzemesi yaklaşık beş dakika sürüyor. | Open Subtitles | وبعد ما يقرب من خمس دقائق ... تذوب المثلجات بأكملها وتتحول إلى كتلة دافئة أشبه بالحساء |
Çocuğuna sahip çık da ellerini dondurmanın içine sokmasın. | Open Subtitles | جوبر ، هل لك ان تمنع طفلتك من وضع يدها فى الايس كريم ؟ |
Çocuğuna sahip çık da ellerini dondurmanın içine sokmasın. | Open Subtitles | جوبر ، هل لك ان تمنع طفلتك من وضع يدها فى الايس كريم ؟ |
Kız arkadaşın yine dondurmanın içine kustu. | Open Subtitles | صديقتك استفرغت في الايسكريم مجددا |
Bay de Luca, en sevdiğin dondurmanın ne olduğunu öğrenmek istiyor? | Open Subtitles | يريد السيد (دي لوكا) معرفة نكهة الآيسكريم المفضلة لديك ؟ |
- Bir çip işime yarardı. Üç saniyede en sevdiğin dondurmanın ne olduğunu bilirdim. | Open Subtitles | يمكني إستخدام الشريحة، ثلاث ثوان ويمكني معرفة نوعك المفضل من الأيس كريم |
Bana bırak. Birkaç top dondurmanın çözemeyeceği hiçbir problem yoktur. | Open Subtitles | {\pos(190,230)}ثقا بي، ما مِنْ مشكلة لا يمكن حلّها بقليل مِن البوظة |