Bir zamanlar güzel bir kızla vedalaşmak için tam senin durduğun yerde duruyordum. | Open Subtitles | فى يوم ما وقف حيث تقف الآن لأودع فتاة جميلة |
Senin durduğun yerde bir ışık olması gerekiyordu. | Open Subtitles | من المفترض إن يكون هناك مفتاح كهربائي للإنارة حيث تقف! |
durduğun yerde iki silah gömülü. | Open Subtitles | مسدّسان سيدفنان في الرمال، هناك حيث تقف |
O da tam oradaydı, senin tam da durduğun yerde, dizlerine çökmüştü ve onu affetmem için bana yalvarıyordu. | Open Subtitles | نعم كانت حيث تقفين جالسة على ركبتها تتوسل لاسامحها |
Şef garson durduğun yerde bekleyecek. | Open Subtitles | المدخل الرئيسي سيكون حيث تقفين الآن |
Bunu biliyorum, çünkü senin durduğun yerde bir zamanlar ben vardım! | Open Subtitles | ! أعلم ذلك، لأنني كنت واقفة حيث أنت الآن |
Bunu biliyorum, çünkü senin durduğun yerde bir zamanlar ben vardım! | Open Subtitles | ! أعلم ذلك، لأنني كنت واقفة حيث أنت الآن |
Şu an durduğun yerde çok durdum. | Open Subtitles | بسالف الأيام, كنت أقف حيث تقف, |
Seni durduğun yerde ikiye bölmem gerek. | Open Subtitles | وجب عليّ تقطيعك إلى نصفين حيث تقف |
Hemen hemen şu an durduğun yerde. | Open Subtitles | حيث تقف الآن أنت تقريباّ |
durduğun yerde. | Open Subtitles | تماماً حيث تقف |
Pike orada durdu, senin durduğun yerde kafasına silahı dayadığı zaman... | Open Subtitles | بايك) وقف هنا تماماً) حيث تقفين عندما صوبوا مسدساً إلى رأسه |
Bunu biliyorum, çünkü senin durduğun yerde bir zamanlar ben vardım! | Open Subtitles | أعلم ذلك، لأنني كنت واقفة حيث أنت الآن! |
Bunu biliyorum, çünkü senin durduğun yerde bir zamanlar ben vardım! | Open Subtitles | أعلم ذلك، لأنني كنت! واقفة حيث أنت الآن |