Büyük durgunluğun sonunda, bu şirketlerin piyasa değerleri Nijeryanın GSYH'sına denkti. | TED | بنهاية الركود العظيم، كانت القيمة السوقية لهذه الشركات تعادل الناتج المحلي الإجمالي للنيجر. |
Bütün ekonomi sabit, Ekonomik durgunluğun ortasındayız. | Open Subtitles | الإقتصاد بالكامل منخفض نحن في منتصف الركود |
Ona eknonomik durgunluğun ortasında o kadar para bulabileceğimizi düşündüren ne? | Open Subtitles | ما الذي يجعله يعتقد بأنك ستجمعه معاً تلك الأموال الهائلة في منتف الركود |
durgunluğun ortasındayız. Seçim, ekonomi hakında olmaya başlayacak. | Open Subtitles | .إننا في منتصف من ركود أقتصادي .هذه الإنتخابات ستكون حول الإقتصاد |
- Aslında... Evet, şu an hafif bir ekonomik durgunluğun ortasındayız. | Open Subtitles | في الحقيقة نحن في حالة ركود الآن |
Ama dünya borsaları düşmeye devam eder artık küresel bir durgunluğun baş göstereceği korkusu yaygındır. | Open Subtitles | و لكن أسواق الأوراق المالية العالمية استمرت فى السقوط وسط مخاوف من أن الركود العالمى على وشك الحدوث |
"Bu durgunluğun,"Tarım Bakanlığının Ocak ayı arım Bakanlığının Ocak ayı | Open Subtitles | "تتوقع أن يستمر هذا الركود حتى تصدر وزارة الزراعة |
Burası zirai durgunluğun orta yerinde eski ve harap bir çiftlik. | Open Subtitles | منذ فترة الركود الزراعي |
- durgunluğun en kötüsü yüzünden acı çekiyoruz. | Open Subtitles | نحن نعاني أسوأ ركود |