ويكيبيديا

    "duruyormuş" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يقف
        
    • واقفاً
        
    • و حاله
        
    Uzaklarda bir sahilde elinde balık oltasıyla duruyormuş. Open Subtitles وانه يقف في الشاطيء البعيد في مكان ما وبيده عمود الصيد.
    Bir de başımın üstünde dev bir fil duruyormuş gibi. Open Subtitles و أيضاً و كأن هناك فيل ضخم يقف فوق رأسى
    Dünyanın her yerinde Hiroşima'nın yanıbaşında duruyormuş gibi hissedilecek. Open Subtitles وكأن العالم كله يقف مجاورا لقنبلة هيروشيما
    Erkek kurban şurada duruyormuş ve katil bıçağını omuz hizasından savurarak karotid arteri delmiş. Open Subtitles لقد كان الضحية الذكر واقفاً هنا وغرز القاتل سكّينه في الكتف
    Kanın sıçrayışına bakılırsa o sırada duvara sırtı dönük duruyormuş. Open Subtitles يشير تناثر الدم بأنه كان على الأغلب واقفاً و ظهره مستند على الحائط
    Yolda gelirken bir ev gördüm, görünüşe göre valinin emriyle uzun zamandır kapalı duruyormuş. Open Subtitles رأيت منزلاً عبر الطريق مغلق بأمر الحاكم و حاله يدل علي أنه مغلق منذ مده
    Su ve elektrik departmanından bir adam elektriğe dokunduğu sırada suda duruyormuş. Open Subtitles شخص يعمل في مصلحة المياه و الكهرباء ..و الذي كان يقف في المياه عندما يلمس الكهرباء
    Kan damlalarına göre vurulduğu zaman burada duruyormuş. Open Subtitles بقع الدم تشير إلى أنه كان يقف هنا عندما أصيب بعدة طلقات.
    İki ayağının üzerinde duruyormuş, iki metreden uzunmuş, kılla kaplıymış ve ona "cehennemden gelen canavar" demiş. Open Subtitles كان يقف علي قدمين و طول 2 متر مفطي بالشعر و سماه الوحش من الجحيم
    Demek ki şüpheli burada duruyormuş. Open Subtitles أصيبا كلاهما بالصدر والذي يعني ان المشتبه كان يقف تقريباً هنا
    Onu vuran da burada duruyormuş. Open Subtitles ومن أطلق عليه النار, كان يقف هنا
    Grace Thomason'ın ifadesine göre, Blunt kocasının 60 santim arkasında duruyormuş. Open Subtitles " حسناً وفقاً لأقوال " غريس تومسون بلانت " كان يقف خلف زوجها " بحوالي قدمين تقريباً هنا
    Kanın dağılım biçimine bakılırsa katil burada duruyormuş. Open Subtitles يشير بخاخ البصمات أن الجاني كان يقف هنا
    Yani saldırgan arabanın dışında duruyormuş. Open Subtitles لذا مهاجمها كان يقف خارج السياره
    Kurban vurulduğunda tam burada duruyormuş. Open Subtitles القتيل كان يقف هنا عندما تمت أصابته
    Ateş eden tam burada duruyormuş. Open Subtitles لقد كان القاتل يقف هنا
    Ateş eden, orada duruyormuş. Open Subtitles مطلق النار كان يقف هناك
    Bence birisi tam şurada duruyormuş. Open Subtitles أظن أن أحداً كان يقف هنا
    Yani yağmurda duruyormuş gibiydi. Open Subtitles أعني، كما لو كان واقفاً أسفل المطر.
    Bir turist Napoli'de, yol kenarında duruyormuş. Open Subtitles كان واقفاً على الرصيف ذات يوم هنا في (نابولي)
    Elinde kanlı bıçakla Jacob'ın cesedinin önünde duruyormuş. Open Subtitles حسناً، كان واقفاً فوق جثّة (يعقوب) حاملاً خنجراً ملطّخاً بالدماء، لذا...
    Yolda gelirken bir ev gördüm, görünüşe göre valinin emriyle uzun zamandır kapalı duruyormuş. Open Subtitles رأيت منزلاً عبر الطريق مغلق بأمر الحاكم و حاله يدل علي أنه مغلق منذ مده

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد