ويكيبيديا

    "dut" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • التوت
        
    • توت
        
    • توتة
        
    • بينكبيري
        
    • شاربة
        
    Kayalarla dolu bir yer gibi görünebilir ama dut fidanı veya ağacı dikerseniz bu yer çok verimli olacaktır. Open Subtitles قد تبدو هذه ارض صخرية و لكن اذا زرعت شجيرات التوت و بعض الاشجار الاخرى ستنمو بشكل جيد للغاية
    Ayrıca uyumadan önce koca bir kâse dut yemeyi severim. Open Subtitles أيضاً,أحب أن آكل وعاء كبير من التوت قبل أن أنام
    Bu duruma dair tarihsel bilinci artırmak için, hükumet bölgeye dut ağaçları dikti. TED وبغية زيادة الوعي التاريخي لهذه الحقيقة، قامت الحكومة بزرع أشجار التوت.
    - yemin ederim kendini belli ediyor.. lanet olası dut.. Open Subtitles احرصوا على تمييزها عن غيرها فهذا توت سئ للغاية
    Beyim, bir dut hayatımı kurtardı. Open Subtitles توتة أنقذت حياتي
    Nick, kara dut gelmeli. Open Subtitles يجب أن تجلب لها بينكبيري يا نـك
    dut suyu. Ruj gibi görünüyor değil mi? Open Subtitles إنه عصير التوت ، يبدو و كأنه أحمر شفاه ، أليس كذلك ؟
    Eski evimizin bir mil ötesinde, dut bahçesi vardı... ve Larkin ağaçların arasında saatlerce kaybolurdu. Open Subtitles على بعد ربع ميل من بيتنا القديم كانت هناك بستان من أشجار التوت ولاركن كانت تختبأ هناك لساعات
    Kelebekler yüzlerce yumurta bırakır ve bunlardan dut yaprağı dışında hiçbir şey yemeyen tırtıllar çıkar. Open Subtitles يضع العثّ الحريري عدّة مائة بيضة، واليرقات الصغيرة التي تظهر لا تاكل الا ورق التوت
    dut yapraklarına ve buğday çimine dokunmamışsın. Open Subtitles لو تلمسي أوراق التوت البري أو أعشاب القمح
    Bu dut ağacının meyvesi de insanda gaz yapıyor. Open Subtitles وشجرة التوت هذه، الفواكهُ تجعلُ الشخص يقومُ بإخراج الريح.
    Adli tıp, mide içeriğinde kurumuş kasımpatı ve dut yaprakları bulmuş. Open Subtitles لقد وجد الطبيب زهر اقحوانا مجفف و اوراق ثمر التوت في معدته
    dut ne kadar siyahsa suyu da o kadar tatlıdır. Open Subtitles كلَّما إسوَدَّ التوت يقدِّم أحلى العصارة
    Akşam rüzgarının nefesi, bir dut ağacının serinliğiyle hafifçe iç geçirirken bu adamın reddederek yanından geçmişti. Open Subtitles وهبَّ نسيمُ الليل ليُهدئ شجرة التوت تلك الشجرة التي تفجَّعت بصوت خافت وكأنَّها تبكي فراق ذلك الرجل
    Bu dudaklardan bir dut patlaması almak üzere, Open Subtitles وقالت انها على وشك الحصول على الانفجار التوت هذه الشفاه،
    Evimin etrafındaki üç kilometrelik alan bir zamanlar dut ormanıydı. Joseon hanedanlığının ipek böcekleri burada beslenirdi. TED المنطقة الواقعة ضمن ثلاثة كيلومترات من بيتي كانت غابة التوت خلال عهد أسرة جوسون، حيث تم تغذية دود قز الحرير بأوراق شجر التوت
    Haiti'linin dut reaksiyonu ile ilgili haklı olduğun ortaya çıktı. Open Subtitles اتضح أنك كنت محقاً بشأن تفاعل توت الهاييتي
    Ormana inebiliriz. Bir dut çalılığı buldum. Open Subtitles يمكننا الخروج إلى الغابة لقد وجدت منطقة بها شجر توت
    Mesela dut yaprağını alıp sarsak? Open Subtitles إنها،، اممم انظر، ماذا لو أخذنا نبتة توت ووضعناها في ورق؟
    Bir dut hayatımı kurtardı. Open Subtitles توتة أنقذت حياتي
    Altı tane açık büfe, mezeler biftekler, bir tane kara dut reyonu, Natalie bayılıyor onlara. Open Subtitles (ستة بارات مفتوحة و ديم سم (مأكولات صينية تقدم كمقبلات .... و ستيك و منصة لـ بينكبيري إن ناتالي تعشق ذلك
    dut gibisin. Open Subtitles إنكِ شاربة

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد