Saat 12'den az önce, birinin banyo yaptığını duyduğumu sandım... | Open Subtitles | قُبيل الساعة 12 ص, سمعت شخصا يأخذ دُشا فى الحمام, |
Ben bir şey duyduğumu sandım. Belki uyuyan bir başkası vardır. | Open Subtitles | اعتقد انني قد سمعت شيئا ما ربما يوجد شيئا اخر يتحرك |
Dr. Bell, bu ismi bugün ikinci kez duyduğumu bilmenizi istiyorum. | Open Subtitles | وأمر آخر عليك أن تعلمي بأنها ثاني مرة سمعت إسمه اليوم |
Ben ne gördüğümü ve ne duyduğumu çok iyi biliyorum. | Open Subtitles | .دعيني أخبركِ شيئاً أنا أعرف جيداً ما سمعته و شاهدته |
İlgilenmediğimi, bunları daha önce de duyduğumu söyledim. Ve o zaman bana bir tane vurdu. | Open Subtitles | قلتُ له أنني لستُ مهتماً سمعتُ ذلك كُلّه من قبل |
Daha önce duyduğumu hiç sanmıyorum. Nedir bu, bir tür yerel gelenek mi? | Open Subtitles | لا أظننى سمعت بذلك ما هى أهى من التقاليد الوطنيه |
Bir ses duyduğumu sandım; "Uyku yok artık. | Open Subtitles | خيل لى أننى سمعت صوتاً يجأر لا نوم بعد اليوم |
Bazı talihsiz şeyler duyduğumu itiraf etmeliyim. | Open Subtitles | أنا أقر بأني قد سمعت ببعض الأشياء الغير محظوظة |
Efendim, denizaltı sessiz gittiği an, bir şarkı duyduğumu sandım, | Open Subtitles | في اللحظة التي اختفى فيها صوت تلك الغواصة و ظننت أنني سمعت غناء |
Çünkü sanırım diğer adamın nerede evlenme teklif edeceğini duyduğumu sanıyorum. | Open Subtitles | لأنني سمعت الرجل يقول للصائغ أين سيلتقي بالفتاة التي يريد أن يتقدّم لها |
Herkese olayı büyük bir savaşçıdan duyduğumu söyledim, yoksa bir kadına kimse kulak asmazdı. | Open Subtitles | أنا كان لا بُدَّ أنْ أُخبرَ كُلّ شخصَ انى سمعت تلك الخطة من محارب عظيم ما عدا ذلك لا أحد كان سيستمع الى امراة |
Her türlü mazereti duyduğumu sanıyordum ama bu çok orijinal. | Open Subtitles | سمعت كلّ عذر في الكتاب، لكن هذا له إلى حد بعيد أصلي. |
Ne duyduğumu ve önsezilerimin bana ne söylediğini biliyorum. | Open Subtitles | اسمع أنا اعلم ماذا سمعت وأعلم ما يخبرني به عقلي الباطن |
Bak ne duyduğumu biliyorum, ve iç güdülerimin bana ne söylediğini... Aşağıda onlarca Lykan olabilir. | Open Subtitles | اسمع اعلم ماذا سمعت واعلم أيضاً ما أخبرتني به معدتي |
Düğün provasını duymuştum ama kostümlü düğün provası diye bir şey duyduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | لقد سمعت كثيرا عن تأدية بروفة الزفاف لكنني لم أسمع مطلقا أن هناك بروفة بملابس الزفاف قبل الحفل الأساسي |
- Yerinde olsam böyle bir şeye kalkışmazdım. - Sadece duyduğumu söyledim. | Open Subtitles | لن أفعل ذلك لو كنت مكانك - أخبرك فقط بما سمعت - |
Silah şirketleriyle ilgili kaç komplo duyduğumu biliyor musunuz? | Open Subtitles | هاريس؟ عل تعرف كم عدد المؤامرات التي سمعت عنها تدبر لشركات الاسلحة ؟ |
duyduğumu sandığım her şey aslında benim sağduyummuş. | Open Subtitles | أن كل شيءٍ سمعته كان في الواقع نتاج أفكاري المنطقية. |
Demek istediğim, o metroda ne duyduğumu biliyorum. | Open Subtitles | اعني,انا ادرك جيدا ما سمعته في مترو الانفاق والعينات التالفة |
Bir cehennem hikâyesi daha. Şimdiye kadar, bunu duyduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | يا لها من قصة رائعة ، يا رجل لا أظن أنني سمعتُ بها بعد |
Profesör, sadece şaka yapıyor, duyduğumu söylüyordum. | Open Subtitles | أيها البروفسور , لقد كنت أمزح فقط انني أردد طرفة كنت قد سمعتها |
Bunu senden daha önce duyduğumu sanmıyorum. | Open Subtitles | ألا تظنّين أنّي سمعتك تقولين ذلك من قبل؟ |
Küçük bir kız sesi duyduğumu sandım. | Open Subtitles | آه، إعتقدتُ بأنّني سَمعتُ صوت بنت صغيرةِ. |