Gerçekte atletler, duygusal yönden çocukluğunda kalmış çocuksu olmasını önemsemeyip çocuksu oyunlardaki gibi davranan yetişkinlerdir ve sporları izlerler. | Open Subtitles | في الحقيقة ، الراضيون يرتاحون عاطفياً خلال فتّوتهم ويمكن أن يؤدي الى أن يكبروا ويصبحوا بالغين ويشاهدون المباريات فقط |
biz ikimiz hayatımda tanıdığım en duygusal yönden güdük kalmış insanlarız. | Open Subtitles | نحن,نحن الأثنان من الناس المعاقين جداً عاطفياً من الذين عرفتهم |
duygusal yönden alıngan olan sorunlu oğluma ek olarak iki tane küstah üvey çocuğum oldu. | Open Subtitles | إضافةً أنه لدي ابن منكسر عاطفياً وانا مسؤول عن اثنين من ابناء زوجتي الغير مهذبين |
Fiziksel ya da zihinsel bir benzerlikten söz etmiyorum belki de duygusal yönden. | Open Subtitles | لا اقصد بالشكل الجسد ولا حتى بالقدرات العقلية لكن ربما عاطفيا |
duygusal yönden anlaşılması güç, bunu anlayabiliyorum. | Open Subtitles | إنظر يمكنني أن أفهم ذلك , هذا أمر معقد عاطفيا , وأنا أعني لا ازدراء. |
Muhtemelen, o duygusal yönden sinirlidir. | Open Subtitles | ربما يكون المستوى العاطفي عندها عالياً. |
duygusal yönden tehlike arz ettiğim gerçeğine dayanarak komuta görevimden feragat ediyorum. | Open Subtitles | أنا أتنازل عن الخدمة على أساس أنني غير متوازن عاطفياً |
Babalarıyla duygusal yönden uzak olan insanlara hep üzülmüşümdür. | Open Subtitles | أنا دائماً أشعر بالسوء من الناس البعيدين عاطفياً عن أبائهم |
duygusal yönden arızalı, başkasına aşık sanatsal biri. | Open Subtitles | أنه صبيٌ فني ومعاق عاطفياً ومغرم بامرأة آخرى |
Özellikle duygusal yönden artık kimseye bağlı olmayan biri için. | Open Subtitles | خاصة لشخص لم تعودي مرتبطة به عاطفياً بعد الآن |
Siz ikiniz nasıl duygusal yönden zorlayıcı sinsi bir plan kurdunuz bilmiyorum ama... | Open Subtitles | أسمعا ، أياً كان ما يحدث هنا أيا كان هذا التسلل للهجوم القسري عاطفياً |
duygusal yönden bitkin daha doğrusu tükenmiştim. | TED | كنت مستنفذاً عاطفياً ومتعباً إلى حد ما . |
Ya sen güzel bir kızı yaparken, duygusal yönden rahatsız, veya şaşı veya çift cinsiyetli arkadaşını oyalamam için. | Open Subtitles | إما أنك تحتاج لشخص لإلهاء الصديقة المضطربة عاطفياً أو الحولاء أو الخنثى... |
duygusal yönden incinmekle ilgili bir sayfalık kompozisyon yazacaksın. | Open Subtitles | يجب أن تكتب مقال من صفحة واحدة عن استغلال شخص مجروح و ضعيف عاطفيا |
Sırf adam duygusal yönden hassas bir çocuktan yararlandı diye mi? | Open Subtitles | فقط لأن الرجل افترس طفلة سريعة التأثر عاطفيا |
Onun duygusal yönden sağlıklı olmasına odaklanmış olmasına ihtiyacımız var. | Open Subtitles | ونحن نحتاج أن يكون مستقر عاطفيا مركز |
duygusal yönden aklı başında olan insanlar da özgürlüklerine önem verirler ve herhangi bir evrimci biyolog size tek eşliliğin tamamen sürdürülemez olduğunu söyleyecektir. | Open Subtitles | الأشخاص الصحيون عاطفيا أيضا يقدرون استقلالهم وكما سيقول لك أي عالم في الأحياء التطورية سيقول العلاقة الأحادية غير قابلة للاستمرار |
Ve yıllarca kendimizi duygusal yönden ruhsal yönden burada toplanabilmek için hazırladık. | Open Subtitles | و سنين لإعداد أنفسنا عاطفيا و روحيا |
- Martin, seninle duygusal yönden ilgim var. | Open Subtitles | -مارتن"، وأنا متورط عاطفيا معك" |
Bütün bunlar, imkanlarını görmemize, evlat edinmek istemenin sebepleriyle, ...olgunluk ve duygusal yönden hazır olup olmadığını anlamamıza yardımcı oluyor. | Open Subtitles | ولمعرفة قدرتك، نضجك واستعدادك العاطفي |
duygusal yönden değil. | Open Subtitles | ليس من ناحية المشاعر |