Kuran'ın cennet tarifinde geçtiği söylenen 72 huri bahsini duymuşsunuzdur. Bu konuya geri döneceğime dair söz vererek geçiyorum. | TED | ربما كنت قد سمعت عن فكرة القرآن عن الجنة بأنها 72 عذراء. وأعدكم بأنني سوف أعود إلى موضوع العذارى. |
Ne olmuş yani? Muhtemelen bu şeyleri daha önce duymuşsunuzdur. | TED | وإن يكن؟ ربما سمعتم عن مثل هذه الأشياء من قبل. |
Orduları toparlamak için söylenen askeriyedeki şu deyişi duymuşsunuzdur: "Silah seslerinin geldiği yöne gidin!" | TED | ربما تكونوا قد سمعتم عن القول المأثور لتجميع الجيوش: سيروا نحو صوت النيران. |
Gangster ve hırsız olduğumu duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | أنتِ قد سمعتِ أنّي رجل عصابة ولصّ، بالتأكيد. |
Central Pacific'in 40 mil eşiğini aştığını duymuşsunuzdur herhalde. | Open Subtitles | لقد سمعتَ بأنّ الإتّحاد أدّواْ 40 الميل الخاصة بهم، أليس كذلك؟ |
Muhtemelen tüm duygusal hayatımızın bir grup temel duyguya indirgenebileceğine ilişkin teoriyi duymuşsunuzdur. | TED | ربما تكون قد سمعت عن النظرية التي تقول بأن كل حياتنا العاطفية يمكن اختزالها في عدد من العواطف الأساسية. |
Belki Mucizeler Avlusu denen o efsanevi yeri duymuşsunuzdur | Open Subtitles | ربما سمعت عن هذا المكان الأسطوري الذي يدعي قاعة المعجزات |
Belki Mucizeler Avlusu denen o efsanevi yeri duymuşsunuzdur | Open Subtitles | ربما سمعت عن هذا المكان الأسطوري الذي يدعي قاعة المعجزات |
ve bunu durdurmamız gerekiyor. Ne yapabiliriz? Birçoğunuz Apophis adlı asteroidi duymuşsunuzdur. | TED | وعلينا إيقافه. ماذا نفعل؟ لعلكم سمعتم عن نيزك، |
Three Gorges Barajı'nı duymuşsunuzdur, burada gösteriliyor, aynı zamanda dünyanın en büyük elektrik santrali ve su ile çalışıyor. | TED | ربما سمعتم عن سد الممرات الثلاثة، في هذه الصورة، وهو أكبر محطة طاقة في العالم، ويشغل بواسطة الماء. |
duymuşsunuzdur, dünyadaki otomobil sanayisini rahatsız eden başka bir harika Afrikalı daha var. | TED | هناك أفريقي عظيم آخر والذي قد سمعتم أنه كان مشغولا بـتغيير صناعة السيارات في العالم. |
Evrimin bazı insanlar için tartışmalı bir konu olduğunu muhtelen duymuşsunuzdur, ama çoğu bilimadamı için değil. | TED | قد تكونوا قد سمعتم بأن بعض الناس يعتبرونه محط جدل، على الرغم من أن معظم العلماء لا يعتبرونه كذلك. |
Elbette insanları öldürdüğümü de duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | أنتِ قد سمعتِ أنّي قتلتُ رجالاً. لكن أجيبيني على هذا أيّتها المُحققة. |
Espheni tarafından köleleştirilen çocuklardan koşumlarını çıkarmamızı sağlayan Volm aygıtını duymuşsunuzdur belki. | Open Subtitles | "لابد من إنكَ سمعتَ إن "الفولم صمموا جهازاً يمكننا من إزالة اللجام من الأطفال الذين أُستعبدوا "من قبل "الأشفيني |
Belki duymuşsunuzdur, yazar. | Open Subtitles | لَرُبَّمَا انت سَمعتَ عنه انة كاتب |
Eminim MSA'i yepyeni bir sanat merkezine dönüştürme planımızı duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | أنا متأكد من أن الجميع قد سمع بشأن خطتنا... في تطوير "مدرسة (ماريلاند) للفنون" ورفعها إلى مستوى جديد من الفن |
Son zamanlarda burada tansiyonun biraz yükseldiğini... haberlerde duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | رُبما تَكونوا قَد سمِعتُم في الأخبار بأنهُ لدينا بعضُ التَوتُر هُنا |
duymuşsunuzdur, özellikle StarLink markası bir buçuk yıl önce tüm o tako cipsleri süpermarketlerden toplattı. | TED | قد تكونون سمعتم بها -- بمصطلح يدعى "Starling" أو الزرزور ، خاصة عندما سحبت كل فطائر المحار من محلات المواد الغذائية. قبل حوالي سنة ونصف. |
Birkaç çiftçiyi tutuklamışlar. duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | لقد إعتقلوا بعض المزارعين للتو أعتقد أنك سمعت بهذا |
Eminim yeni bir futbol koçu aradığımızı duymuşsunuzdur. | Open Subtitles | أنا واثق أنك سمعتي بأننا نبحث عن تعيين مدرب كرة قدم جديد |
Sizler seviye yükselmeyi ya da artı bir gücün ve artı bir zekanın ne olduğunu duymuşsunuzdur. | TED | لقد سمعتم عن رفع الرتبة والقوة زائد واحد، والذكاء زائد واحد. |
Bu sırada duymuşsunuzdur Anne ve ben bu görevde kızımızı kaybettik. | Open Subtitles | لذا في الوقت الحالي كما سمعتم أني وانا خسرنا ابنتنا بهذه المهمة |