Aynı şey vücudun için de geçerli, Eğer onu sağlam beslemezsen, uzun ve keyifli bir hayat sürmesini nasıl bekleyebilirsin? | Open Subtitles | نفس الشيء بالنسبة لجسدك: كيف تتوقع لجسدك أن يدوم لفترة حياة طويلة و ممتعة إذا لم تضع أحجار البناء المناسبة؟ |
Eğer onu getirmek için senin çekirdeğini kullanmazsak zamanda kaybolacak. | Open Subtitles | سوف يضيع في الزمن إذا لم نحصل على نواتك لإعادت |
Eğer onu beraat ettirmeseydiniz, Eyalet Savcılığı Ofisinde oturuyor olamazdı. | Open Subtitles | لو لم تبرئيه لما كان موجوداًً في مكتب المدعي العام |
Eğer onu ilk atışta vuramazsan, öldürme sırası ona geçermiş. | Open Subtitles | , اذا لم تقتله من الطلقه الاولى سينقلب عليك ويقتلك |
Elena, Eğer onu imzalarsan her şeyden vaz geçmiş olacaksın. | Open Subtitles | لك في الأسرة سبيجا. ايلينا، إذا قمت بتسجيل هذا، وسوف |
Eğer onu öldürmezsem, eğer kurtulur da damarlarında benim kanımın aktığını öğrenirse. | Open Subtitles | إذا لم أقتله وإذا عاش الروماني وأكتشف أن دمي يتدفق في عروقك |
Fakat diğer tüm kaynaklar gibi, Eğer onu da korumazsak, muhafaza etmez ve değerini bilmezsek, elimizden kayıp gidecek. | TED | ولكن مثل أي مورد طبيعي، إذا لم نحميه ونحافظ عليه ونقدره، سوف يضيع من بين أيدينا. |
Eğer onu bu sabah bulamazsan, asla bulamayacaksın. | Open Subtitles | إذا لم تجدها في هذا الصباح فلن تراها مطلقا |
Eğer onu bulamazsam, gece olmadan gelip beni alırsın. | Open Subtitles | إذا لم أجده يمكنك أنت تأتي و تلتقطني عند حلول الليل |
Ve bak, Eğer onu beğenmezsen... | Open Subtitles | اسمعي إذا لم يعجبك و إذا لم يكن كما توقعته |
Eğer onu dün görmemiş olsaydım günlerce burada olduğunu söylerdim. | Open Subtitles | لو لم أره منذ الأمس، سأقول أنه هنا منذ أيام |
Eğer onu vurmasaydım zatürreeden ölmezdi. | Open Subtitles | لم يكن ليموت بالإلتهاب الرئوى . لو لم أطلق عليه النار |
Eğer onu öldürmeseydim, gerçekten bu sonum olurdu çünkü onu tuttuklarında domuz gibi bağırıyordu. | Open Subtitles | لو لم أقتلها لقتلتني كانت تزفر كالخنزير عندما أخذوها |
Eğer onu geri alamazsak, kayıp cadından daha büyük endişelerin olur. | Open Subtitles | اذا لم نستعدها سيكون لديك قلق اكبر من قلقك على ساحرتك |
Eğer onu durdurabilirseniz bizi bu beladan kurtarırsınız. | Open Subtitles | إذا قمت بإنهاءه ، فقد وفرت علينا الكثير من المتاعب |
Eğer onu şanslı termometremiz olarak kalmasını istiyorsan, asla yıkama onu. | Open Subtitles | و إذا أردته أن يكون مقياس جالب للحظ عليك ألا تغسليه |
Eğer onu tanıyıp tanımadığını bile bilmiyorsan niye öldüresin ki? | Open Subtitles | إذا لمْ تكوني تعرفين كيف عرفته، فما كان دافعكِ لقتله؟ |
Eğer onu suçlayacaklarsa, kaydettiğin itirafı onlara ulaştırmak zorunda kalacağım. | Open Subtitles | لذا إن أدانوه , سأضطر أن أعطيهم الإعتراف الذي سجلته |
Eğer onu gizlice yakalarsan onunla baş başa bir 24 saatimiz olur. | Open Subtitles | لو إستطعت الإمساك به بهدوء، يمكننا الحصول عليه خلال 24 ساعة |
Eğer onu görebilseydin muhakkak uyanırdın. | Open Subtitles | يجب أن تكون قد غادرت أيضاً لو استطعت رؤيتها لكنت استيقظت حتماً |
Eğer onu gümüş renge boyasaydın... ve bükseydin ince bir bilezik gibi görünürdü. | Open Subtitles | انا اخبركَ الان لو قمت بطلائهِ باللون الفضي وقمت بـ ثني نهايته سوف يبدوا وكأنه مضرب كرة |
Eğer onu ikna edersem gitmez. | Open Subtitles | ليس إن أقنعتها بان لا تفعل ذلك |
Eğer onu benimle büyütmek isteseydin, sorun olmazdı. | Open Subtitles | إذا كنت قد وافقت على رفع لها معي، أنه سيكون على ما يرام. |
Eğer onu Burada Bir İki Saatliğine Tutarsam Sana Daima Borçlu Olurum | Open Subtitles | إذا استطعت إحضارها إلى هنا , فقط لساعة أو لساعتين فسوف أكون مديناً لك للأبد |
Peki ya senin anneni ararken aldığın riskler ne olacak? Eğer onu hayatı söz konusu olsaydı, "hayır, başkasının hayatı daha önemli" der miydin? | Open Subtitles | وماذا عن المجازفات التى واجهتها في سبيل البحث عن والدتك؟ إذا منحت لك الفرصة ذاتها للإبقاء على حياتها |
Eğer onu tekrar görebilirsem, ona soracağım soruların hayalini kurardım. | Open Subtitles | كنت أحلم بالأسئلة التي أود أن أطرحها عليه إن تمكنت من رؤيته مرة أخرى |