Yanına gidip, üzerine eğildim... kulağımı dudaklarına dayadım. | Open Subtitles | نهضت وانحنيت عليه كانت أذني بعيدة شبر واحد عن شفتيه. |
Merhaba. Mektup atarken eğildim ve anahtarlarımı düşürdüm. | Open Subtitles | أهلاً، إذن كنت أرسل رسالة ..وانحنيت ثم أضعت مفاتيحي |
Birinci kemana doğru eğildim o sıralar takıldığım çok güzel bir kızdı ve tereddüt etmeden ona fısıldadım... | Open Subtitles | وانحنيت لأول عازف كمان، فتاة جميلة كنت أطاردها ذلك الوقت ودون فقدان أيّ لحن، |
Genç bir kadınla yaptığım yaklaşık 20 dakikalık sohbetten sonra öne doğru eğildim ve parmağımı bebeğinin eline değdirmeye çalıştım. | TED | قضيت حوالي 20 دقيقة من الحوار مع هذه المرأة الشابة، انحنيت إلى الأمام وحاولت وضع إصبعي في راحة يد طفلتها. |
Bana sokulunca yanına eğildim ve onların Birleşik Arap Emirliği hükümdarları olduğunu, ülkesinin gelişimi ve birliği için uğraştıklarını anlattım. | TED | بينما انحشرت بجانبي، انحنيت وفسرت لها أن هؤلاء هم حكام الإمارات العربية المتحدة الذين عملوا بجد للإرتقاء بأمتهم والحفاظ على وحدتها. |
- eğildim - Tatlı Caroline | Open Subtitles | ♪ لقد كنت ميالا♪ ♪ الحلو كارولين ♪ |
Sabunu almak için eğildim. | Open Subtitles | وانحنيت لألتقـط الصـابون |
Sabunu almak için eğildim. | Open Subtitles | وانحنيت لالتقـاط الصـابون |
Sadece ona doğru eğildim. Eğilmekten başka bir şey yoktu. | Open Subtitles | انحنيت تجاهها فحسب، هذا كل شيء |
- Sandalyeden gömleğimi almak için eğildim, | Open Subtitles | انحنيت لالتقط قميصي من على الكرسي |
İki çocuğumla gittiğimde, sayfayı çevirdi ve bu poster alttaydı. Üzerine eğildim ve "Aman Tanrım, buna bayıldım" dedim. Çocuklarım geriye doğru sıçradı ve "Anne bu sensin" dediler. | TED | وهذه المره كنت محاطة بطفليي وقام بقلب الصفحة وهذا الملصق تحته وعندها انحنيت للأمام وقُلت، " ياإلهي، أنا أُحب هذا الملصق،" قفز طفلييّ للوراء وقالا: " يا إلهي، ماما، إنها أنتِ." |
"eğildim ve kulağına sırrımı fısıldadım." | Open Subtitles | "ثم انحنيت وهمست بالسرّ إلى أذنه. |
eğildim | Open Subtitles | ♪ لقد كنت ميالا ♪ |