| Ona ve ırkına, yükselen varlıkları yok edebilecek bir silahla sunulan tehlikeleri önceden gören birisiymiş. | Open Subtitles | وأنها قد توقعت المخاطر التي ستقدم عليها وعلى نوعها بواسطة سلاح قادر على تدمير الوجود المترقي |
| Afganistan'da beni tedavi edebilecek bir hastane yoktu o yüzden buraya geldim. | Open Subtitles | وحيث أنه لم يوجد مستشفى في أفغانستان قادر على مساعدتي فأتيت إلى هنا |
| Yükselmiş varlıkları yok edebilecek bir silah. | Open Subtitles | سلاح قادر على تدمير الكائنات الراقية |
| Yükselmiş varlıkları yok edebilecek bir silah. | Open Subtitles | سلاح قادر على تدمير الكائنات الراقية |
| Sadece Ori'ı değil, Eskiler'i de yok edebilecek bir silah. | Open Subtitles | سلاح قادر على تدمير ليس فقط "الأوراي" لكن و "القدماء" كذلك |
| Yükselmiş varlıkları yok edebilecek bir silah. | Open Subtitles | سلاح قادر على تدمير الكائنات المرتقيه |
| Sadece Ori'ı değil, Eskiler'i de yok edebilecek bir silah. | Open Subtitles | السلاح قادر على تحطيم ليس الـ " أوراى " وحدهم و لكن " القدماء " أيضاً |
| Sana yardım edebilecek bir arkadaşım var. | Open Subtitles | عِنْدي a صديق الذي قَدْ يَكُونُ قادر على مُسَاعَدَتك. |