Oğlum harcamaları konusunda ne rahatsız edilir ne de sorgulanır. | Open Subtitles | يجب أن لا يتم إزعاج إبني أو سؤاله عن مصاريفه |
Kalması zorunlu olmayan tüm personel böyle bir fırtınada tahliye edilir. | Open Subtitles | كل افراد الطاقم الغير ضروري يتم انزالهم عن الحفار خلال العاصفة |
Yeni dalgayla her daim alay edilir, daha sonra da benimsenir. | Open Subtitles | دائماً ما يتم الضحك على الأمور الجديدة ثم تنتصر في النهاية |
Durumları daha acilse yaralı Talibanlara yaralı İngilizlerden önce müdahale edilir. | Open Subtitles | فكان المصاب بجروح خطيرة من "طالبان"، يُعالج قبل البريطاني إن كانت حالته حرجة أكثر. ويفعل هنا الشيء ذاته. |
Keneotu tohumundan elde edilir. - Şüpheli listesini genişletmeli. | Open Subtitles | ويسهل إعداد سم الرايسين عبر طحن بضعة بذور خروع |
Çocuklar kampüse uyuşturucu ve silahla gelmesinler diye kontrol edilir. | Open Subtitles | جميع الأولاد يتم تفتيشهم عن المخدرات والاسلحة عندما يدخلون المدرسة |
Yaptığı temizliği seviyorum ama ya bunu yapar ya da sınır dışı edilir. | Open Subtitles | أحب الطريقة التي تنظف بها لكن إما أن أفعل ذلك أو يتم ترحيلها |
Uluslararası, mayına karşı eylem standartlarına uygun şekilde test edilir ve onaylanırlar. Tıpkı köpeklerin geçmek zorunda olduğu testler gibi. | TED | تختبر و يتم اعتمادها وفقا للمعايير الدولية للإجراءات المتعلقة بالألغام ، تماما مثل الكلاب لابد لها من اجتياز الاختبار. |
Ama doğada, tabî, hiç bir şey tamamen mükemmel değildir, yani bazen bir hata yapılır ve yanlış bir harf inşa edilir. | TED | ولكن لا شيء في الطبيعة يتم بصورة تامة تماماً احيانا يشوب الامر بعض الاخطاء فيرتصف حرفاً بصورة خاطئة |
Maalesef, bir kez seçilince, bu inanç temelli organizasyonların çoğu göz ardı edilir. | TED | للأسف، حالما يتم انتخابهم يتم تجاهل العديد من هذه المؤسـسات الدينية. |
Afrika'da kullanılan tıbbi cihazların çoğu ithal edilir ve çoğu zaman, bunlar yerel koşullara uymazlar. | TED | إن معظم المعدات الطبية المستخدمة في أفريقيا يتم استيرادها، وفي معظم الأحيان، لا تكون مناسبة للظروف المحليّة. |
İlk doğanların ayrıca aşılarına da dikkat edilir ve hasta olduklarında daha sık doktora giderler. | TED | يتم اعطاءهم اللقاحات بانتظام ويذهبون بهم في مواعيد متابعة للأطباء عندما يمرضون. |
Lipsuction sıvısı çıkar. burada kök hücreler izole edilir ve nöronlara dönüştürülür. | TED | وهنا يتم شفط الدهون وفي تلك الحالة ستكون الخلايا الجذعية معزولة وستتحول إلى أعصاب |
Sonunda kararları, bizi buraya getiren orijinal argümanın izlerini silerek ahlakın sağduyusu içinde absorbe edilir. | TED | حتى يتم أخيرًا إستيعاب إستنتاجاتهم إلى لياقة الحس السليم ماحين كُل مساراتِ النقاش الأصلي الذي أوصلنا إلى هذه النقطة. |
Renkli görüntülerde, her piksel ana renklere karşılık gelen üç adet ikili kod dizisi tarafından temsil edilir. | TED | في الصور الملونة، يتم تمثيل كل بكسل بثلاثة تسلسلات ثنائية التي تقابل الألوان الأساسية. |
- Yeterince az. Ceredase denilen enzim değişimi ilacıyla tedavi edilir. | Open Subtitles | وهو يُعالج بدواء بديل للأنزيمات يدعى "سيريداز". |
Durumları daha acilse yaralı Talibanlara yaralı İngilizlerden önce müdahale edilir. | Open Subtitles | فكان المصاب بجروح خطيرة من "طالبان"، يُعالج قبل البريطاني إن كانت حالته حرجة أكثر. |
Keneotu tohumundan elde edilir. - Şüpheli listesini genişletmeli. | Open Subtitles | ويسهل إعداد سم الرايسين عبر طحن بضعة بذور خروع |