ويكيبيديا

    "ediyorlar" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • إنهم
        
    • انهم
        
    • أنهم
        
    • وهم
        
    • إنهما
        
    • إنّهم
        
    • يقوموا
        
    • إنهن
        
    • إنّهما
        
    • يقدمون
        
    • يتبادلون
        
    • يستمرون
        
    • يجعلون
        
    • يواصلون
        
    • زالوا
        
    Seni kanatları almayı teklif ediyor, geleceğini garanti ediyorlar mı? Open Subtitles إنهم لا يعرضون أن تكون تحت رعايتهم، و يعتنوا بمستقبلك
    Aynı ülkeye tekrar tekrar giden insanları da takip ediyorlar. Open Subtitles إنهم يرمزون الأشخاص الذين يقومون برحلات متكررة إلى نفس البلد
    Buluşsal algoritma kullandıklarını iddia ediyorlar ama palavradan ibaret olabilir. Open Subtitles إنهم يدّعون استعمال الخوارزميات الارشادية لكنه لربما أنه مجرد هراء
    Bu vizyona sahip çıkan bazı geniş şirketler var, büyük ölçüde dijitalleştirme yapıyorlar, fakat onlar halkın taleplerini bloke ediyorlar. TED هناك بعض الشركات الضخمة التي رأت هذه الرؤية انهم يذهبون باتجاه الرقمنة على نطاق واسع و لكن يقفلون النطاق العام
    Dekstroz'un içine virüs enjekte ediyorlar ve bütün olayı mahvediyorlar. Open Subtitles انهم يقومون بحقن الفيروس في الدكستروز ويقومون بتلويث الصفقة كلها
    Kendi beyin etkinliklerini izliyorlar, ve acıyı üreten sinirsel yapıları kontrol ediyorlar. TED أنهم يشاهدون طريقة تفعيل أدمغتهم ويقومون بالتحكم في المسارات التي تنتج الألم
    - Korkmuş, kafası karışmış, zihinlerindeki hayatla uzlaşmak için mücadele ediyorlar. Open Subtitles إنهم خائفون و مشوشون و يجاهدون ليستوعبوا حياة كاملة في عقولهم
    Dış gezegenliler kırılgan kemiklerimizden nefret ediyorlar! Pekâlâ, bu kadar yeter. Open Subtitles ـ إنهم يكرهوننا بسبب عظامنا الهشة ـ حسناً ، يكفي ذلك
    Bizim gibi olmadığını biliyorlar. Neden burada olduğunu merak ediyorlar. Open Subtitles إنهم يعلمون أنكَ لستَ مثلنا و يتساءلون لماذا أنتَ هنا
    Sayın yargıç müvekkilimin kötü niyetle sözleşme yaptığını iddia ediyorlar. Open Subtitles سيدي القاضي، إنهم يدعّون أن موكلتي قامت بالعقد بنيّة سيئة.
    Ulusal Muhafızlar, bu binanın etrafındaki on blokluk bir alanı kontrol ediyorlar. Open Subtitles الحرس الوطني ، إنهم يُقيموا مُحيطاً على بُعد 10 مباني حول المبنى
    Vebayı (pest) kontrol ediyorlar. Ve hayvanlar için gıda kaynağı. TED إنهم يسيطرون على الآفات. وكذلك فإنهم غذاء للحيوانات.
    Temiz, kirletilmemiş bir dünyada, ormanın içerisinde kendi yaşam şekillerini oluşturmak için mücadele ediyorlar. TED إنهم يناضلون لتطوير سبلهم الخاصة للمعيشة داخل الغابات في عالم نظيف، عالم غير ملوث، عالم خال من التلوث.
    İnancın çaresizliğe dönmemesi için sizi tasvip ederek dua ediyorlar. Open Subtitles انهم يدعون .. ان يمنحك خشية انقلاب الإيمان إلى يأس
    Sevinçle microlightı takip ediyorlar, ama onunla birlikte uçacaklar mı? Open Subtitles انهم وبسعادة يتبعون الطائرة الشراعية, ولكن هل سيطيرون معها ؟
    Önce her şeyi çözdüklerini sanıyorlar daha sonra bir bok bilmediklerini fark ediyorlar. Open Subtitles يعتقدون انهم على علم بكل شيء و بعدها يدركون بانهم لا يعلمون شيئا
    2011 de Twitter'a katıldığımdan beri, kadın düşmanlığı ve kadın düşmanları kendini bolca gösteriyor her adımımı takip ediyorlar. TED منذ انضممت تويتر في عام 2011، وقد أثبتَ كره النساء وكارهي النساء بوضوح أنهم سوف يحقرون كل خطوة لي.
    Değiştiremeyecekleri ya da ellerine alamayacakları için senden nefret ediyorlar. Open Subtitles يكهونك لأنهم يعرفون أنهم لا يستطيعون أفسادك أو التحكم فيك
    Bunu biliyorlar ama bu çirkin suçlamaları yapmakta ısrar ediyorlar. Open Subtitles وهم يعرفون هذا. لكنهم مازالوا مستمرون في هذه الاتهامات الشنيعه.
    Kimsenin avuç açtığı yok. Senato'nun sadık bir üyesinden yardım talep ediyorlar. Open Subtitles لا أحد يتوسل، إنهما يطلبان مساعدة من عضو مخلص من مجلس الشيوخ
    Petrol kuyularında, botları tamir ediyorlar. Open Subtitles إنّهم يعملون على رافعات النفط، ويصلحون القوارب
    Öyle karmaşık aletleri yok, hâlâ birçok bavulu elle kontrol ediyorlar. Open Subtitles ليس لديهم كل هذه الأجهزة الحديثة. و يقوموا بفحص الأمتعة يدوياً.
    Sistematik bir şekilde tellerin sağlamlığını kontrol ediyorlar. Open Subtitles إنهن يتفحصن الأسياج لإيجاد نقاط ضعف بطريقة منتظمة
    Ben... Sürekli kavga ediyorlar, kız telefonu açmayınca o da barı arıyor. Open Subtitles إنّهما يتشاجران كثيراً، لذا، حين لا تردّ، يتصل بالنادي
    - Kes şunu! Arkadaşlar, birbirine yardım ediyorlar! Open Subtitles توقفي الان , أنهم أصدقاء أنهم يقدمون المساعده
    - Onlara ateş ediyorlar. - Grogan yerinde kal. Open Subtitles هم يتبادلون إطلاق النار جروجان أبقى حيث أنت
    Gerekli şeyi söyledikten sonra istediklerini yapana kadar karşıma çıkıp bana eziyet ediyorlar. Open Subtitles وبعدما يقولون ما يريدونه، يستمرون بالظهور بشكل عشوائي ويعذبونني حتّى أقوم بما يريدونه
    Bu arada hava kuvvetlerinizi geri çekin. Yolcularımı hasta ediyorlar. Open Subtitles في هذه الأثناء، الغي قوتك الجوية لانهم يجعلون مسافريني مرضي
    Bugün, o ilkel yaşam formlarının soyundan gelenler gelişmeye devam ediyorlar. Open Subtitles اليوم، أحفاد هذه الأشكال الأولى للحياة يواصلون الإزدهار.
    Ama Billy Pricket ve General Lee yarışa doymadılar. Hala devam ediyorlar. Open Subtitles بيلي بريكير والجنرال لي ما زالوا يتسابقون

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد