ويكيبيديا

    "egzotik" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الغريبة
        
    • غريبة
        
    • غرابة
        
    • غريبه
        
    • الغريبه
        
    • العجيبة
        
    • أماكن
        
    • وغريب
        
    Bu civarda egzotik yemek bulmak makarna bulmaktan daha kolaydır. Open Subtitles في هذا الحي، سهل العثور على الطعام الغريبة عن المعكرونة
    egzotik çay takıntısı mı yoksa kadehlerce tek malt içebilmesi mi? Open Subtitles هوسها بأنواع الشاي الغريبة أو قدرتها على شرب حبات الشعير المنفردة.
    Bana gösteriş yapmak için o egzotik şeylerden yedi herhalde. Open Subtitles أعتقد أنــه أكل بعضا من تلك الأشياء الغريبة ليستعرض وحسب
    Benim durumumda, büyüdüğüm zaman ve yerlerde Afrika'da elma egzotik bir meyveydi. TED في حالتي الخاصة، عندما وحيثُ ترعرعتُ في أفريقيا، كانت التفاحة فاكهة غريبة.
    Heyecan verici bir cumartesi akşamında egzotik yemeği Cheerios'u zevkle yiyor. Open Subtitles يستمتع بوجبة غريبة عبارة عن رقائق ذرة في ليلة سبت مثيرة
    Evet, ben daha egzotik yerlerden bahsediyorum. Yurtdışı bile olabilir. Open Subtitles حسناً, كنت أفكر بشئ ما أكثر غرابة, ربما في الخارج
    Ana yayın kuşağında yayınlanan beş tane programı var. her birinde bol miktarda egzotik sağlık önerilerinde bulunuyor. TED تملك أكبر خمس برامج شهيرة على التلفاز، تعطي الكثير من النصائح الصحية الغريبة والبراقة.
    Birçok ülkeye gidip bunun gibi fotoğraflarla dönüyoruz: Tamamen sıkıntılı, yerinden edilmişler, aç insanlar, çocuk işçiler, egzotik kareler. TED حيث نسافر للخارج ونجلب صورًا كهذه: عن المنكوبين، أو النازحين، أو الجوعى، أو عمالة الأطفال، أو الأشياء الغريبة.
    Ve bu bulutlar, daha nadir olan bu bulutlar, bize, egzotik şeylerin de her gün bulunabileceğini gösterirler. TED وهذه السحب، هذه السحب الأكثر ندرة، تذكرنا بأنه يمكننا العثور على أشياء الغريبة في حياتنا اليومية.
    Ve tabii ki de Hawaii, 'özgün ekosistemin' genel algı hâline geldiği, egzotik türlerin tamamıyla hâkimiyet kurduğu yerlerden. TED وبالطبع، معظم هاواي، حيث الأنظمة البيئية الجديدة هي العادة، حيث تسيطر الكائنات الغريبة سيطرة تامة.
    Bu egzotik malzemeyle ne yapabileceğimi düşünmeye başladım, metal halkalar, üstte ve altta. TED كنت أحاولٌ معرفة ما يمكنني عمله مع هذه المادة الغريبة حلقة معدنية في الأعلى والأسفل.
    diye sorduklarında Aklınıza egzotik örnekler ya da fosillerin gelmesi gerekmez. TED لا تحتاج للتفكير ببعض الأمثلة الغريبة ، أو الحفريات.
    15 yıl ve birçok seferin ardından, şu an bile hiçbir insan bu egzotik derin yüzayaltı mikroplarının bir tanesini alıp petri kabında büyütmedi. TED حتى الآن، 15 سنة وعدة بعثات بعدها، لم يقدر أي إنسان قط على جعل هذه الميكروبات الغريبة تنمو في طبق بتري.
    Kayıp şehirleri, egzotik yolculukları ve her yeri kazmayı unutun. Open Subtitles لذلك إنسوا أى أفكار لديكم عن المدن المفقودة و الرحلات الغريبة و البحث فى أرجاء العالم
    O güneş lekeli ve bozuk ciltleri, Florida ve New Mexico gibi egzotik yerlerde müstehcen şeyler yaptıklarının bir göstergesi. Open Subtitles ولكن عندما كون الشمس لامست جلودهن هذا يعني أنهن قمن بأشياء مقرفة في أماكن غريبة مثل فلوريدا أو نيو مكسيكو
    Hidrotermal baca ve kaplıcalar gibi dünyanın egzotik yerlerinde serpiliyorlar. TED كما أنها تزدهر في أماكن غريبة على كوكب الأرض، مثل المنافس الحرارية المائية والينابيع الساخنة.
    Kontes Willie Piazza, Ritzi "zevk evi"nin sahibesi egzotik tatlısıyla ünlüydü. Open Subtitles الكونتيسَة ويلي بيازا، سيَدة الأناقة في رواية بيت المرح كانت مشهورةً بالنسبة لحلوى غريبة
    Yani, egzotik olmaları, türlerini sürdüremeyecek olmalarını göstermez. Open Subtitles أقصد أن كونها غريبة لا يعني أنها لا تتحمل الظروف القاسية
    Bu tablo bu denli egzotik olmasının yanında, günün birinde gözlemlere de dayandırılarak, diğer evrenlerin varlığı ortaya konulabilir. TED ومثل غرابة هذه الصورة من المحتمل ان تكون يوماً ما مرتكزة على الملاحظات التي تتبنى وجود اكوان اخرى
    Bu bir inek, bir kuzu, ya da daha egzotik bir hayvan olabilir. TED يمكن أن يكون هذا الحيوان بقرة، خروف، أو حتى شيء أكثر غرابة.
    egzotik dansözdüm, New York araba fuarında hosteslik yaptım. Open Subtitles لقد كنت راقصه غريبه مضيفه فى معرض نيويورك الآلى
    Polisler eski kocanızın egzotik yılan koleksiyonuyla ilgili konuşmak istiyorlar. Open Subtitles حسنا,يود رجال الشرطه التحدث معكى بشأن جمع زوجك للفصائل الغريبه.
    Yani böyle şeyler, ama aynı zamanda, Petra, Ürdün gibi uzak ve egzotik yerlere gidebilecek birisi. TED أشياء من هذا القبيل، و أريد كذلك شخصا يود الذهاب إلى الأماكن النائية، الأماكن العجيبة مثل البتراء، في الأردن.
    Hayır, sen fırsatlar ülkesinde, iyi şeyler yapmaya çalışan gizemli ve egzotik bir göçmensin. Open Subtitles أنت مهاجر غامض وغريب ترغب بالأفضل في أرض الفرص

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد