Elimde değil. Bunun için gayret sarf etmiyorum. Öyleyim işte. | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة لست أحاول أن أكون جذاباً و لكني كذلك |
Ama Elimde değil burada yatan kişi ben olmadan önce neler olacağını merak ediyorum. | Open Subtitles | لا أستطيع منع نفسي من التساؤل متى سأكون ممدداً جانبه هنا |
Küçükken de beni sevmezdi, şimdi de sevmiyor. Elimde değil, huyu böyle. | Open Subtitles | تكرهنى حينما كانت طفلة والان ايضا لا يسعني إحتواء الأمر. |
Elimde değil Morpheus. Düşünmeden edemiyorum. Ya yanılıyorsan? | Open Subtitles | لا أستطيع التوقف مورفيوس، لا أستطيع التوقف عن التفكير، ماذا لو كنا مخطئين؟ |
Elimde değil, ben endişeli biriyim, Julia. | Open Subtitles | أنا لا أستطيع مساعدته ، أنا ضجرة ، ً جوليا ً |
Bu yüzden size diyorum ki... Elimde değil. | Open Subtitles | لذا.. ما قلته: هذا فوق سيطرتي. |
Elimde değil, değiştirmeyi istiyorum, ama... | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة ..أريد المضي قدماًُ , ولكن |
- Elimde değil. Gerçek bu. - Pekala, pekala, pekala. | Open Subtitles | ليس بيدي حيلة انها الحقيقة حسنا حسنا |
Özür dilerim. Ama, Elimde değil Nate. | Open Subtitles | أنا آسف، ليس بيدي حيلة يا "نات" |
Tamam, her şey yolunda. Özür dilerim, Elimde değil. | Open Subtitles | حسناً , لا بأس - أنا آسفة , لا أستطيع منع نفسي - |
Tamam, her şey yolunda. Özür dilerim, Elimde değil. | Open Subtitles | حسناً , لا بأس - أنا آسفة , لا أستطيع منع نفسي - |
"Elimde değil. Doğam böyle." | Open Subtitles | لا أستطيع منع نفسي من ذلك. |
Ama Elimde değil ki. Bu aşk tüketti beni. Aylardır kahroluyorum. | Open Subtitles | لا يسعني ، أنا أستنفذتها أنها كانت شهور الآن |
Hala Elimde değil fakat duygularımı aktardım çünkü oradaydım ve işareti gördüm | Open Subtitles | لا يسعني إلا التعاطف لأنني كنت هناك، ورأيت الإشارات. |
Elimde değil Morpheus. Düşünmeden edemiyorum. Ya yanılıyorsan? | Open Subtitles | لا أستطيع التوقف مورفيوس، لا أستطيع التوقف عن التفكير، ماذا لو كنا مخطئين؟ |
- Bu Elimde değil! - Öyle görünmüyor. | Open Subtitles | ـ أنا لا أستطيع مساعدته ـ لا يظهر ذلك |
"Elimde değil." derdi. | Open Subtitles | " " هذا فوق سيطرتي .. هكذا يقول. |
Üzgünüm adamım, gerçekten. Kötü biriyim ben. Elimde değil. | Open Subtitles | أنا اسفة يارجل، اسفة جدا، انا شخص سيء، لا أستطيع مساعدة نفسي. |
Çalışıyorum, ama Elimde değil. | Open Subtitles | أننيّ أحاول، ولكن لا أستطيع أن أساعد نفسي. |
Elimde değil. Saçma sapan kozmetik ürünlerinden gına geldi. | Open Subtitles | لا استطيع منع نفسي , أنا أهذّي من حرماني لمستحضرات التجميل |
Her gün en az otuz saniye. Elimde değil. | Open Subtitles | أفكر به على الأقل ثلاثين ثانية كل يوم لا يمكنني التوقف عن التفكير به |
Elimde değil, Kylie. Kalçalarım şişman, tamam mı? | Open Subtitles | لا يمكنني المساعدة, كايلي أنا ممتلئة المؤخرة, حسناً؟ |
Almanları yoluyorum. Elimde değil. | Open Subtitles | الجنود الألمان يدفعون بسخاء ما بيدي حيلة |
Elimde değil ama senin iki tonluk bir eğlence aracı olduğun fark ettim. | Open Subtitles | أريدأنأسألك, لأنني لم أستطع منع نفسي من ملاحظة أنك طنين من التسلية |
- ...ama Elimde değil. | Open Subtitles | -وخوفي الكبير أن لا استطيع مساعدته ان احتاجني |
Böyle olmak istemiyorum ama Elimde değil. | Open Subtitles | لا أريد أن أكون هكذا، ولكن... لا حول لي في ذلك |