ويكيبيديا

    "eliyor" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • يستبعد
        
    • تستبعد
        
    Eğlenmek için çıkmıştı, bu da tote gibi büyük çantaları eliyor. Open Subtitles ، كانت بالخارج لتحظى بالمرح لذا فهذا يستبعد الأشياء الكبيرة والضخمة
    Gelişmiş bir teknoloji kullanıyorlar ki bu da "tek" ve "aptal" kelimelerini eliyor. Open Subtitles هذا أمر راقي حقا مما يستبعد أن يكون هذا عمل فرد أو مجنون
    Hastanın akciğer yetmezliği MS'i eliyor. Open Subtitles فشل الرئة لدى مريضك يستبعد التصلب المتعدد
    Kandaki kültürler ve zaman çizgisi, bakterilerin çoğunu eliyor. Open Subtitles فحوص البكتيريا بالدم و سرعة تدهور الحالة تستبعد معظم البكتيريا
    13. sıranın varlığı batıl inançlı havayollarını eliyor. Open Subtitles الثلاثة عشر صفاً تستبعد خطوط الطيران المتوسطة
    Basık intestinal villi olmaması da çölyak hastalığını eliyor. Open Subtitles انعدام خلو الأمعاء من الزغب يستبعد داءً بالبطن
    Fidye talebinde bulunulmadı ve bu da kaçırılma ihtimalini eliyor. Open Subtitles حسناً ، لم يكن هناك طلب فدية بحيث يستبعد ذلك الإختطاف
    İstatistiksel olarak bu uçaktaki birçok kişiyi eliyor. Open Subtitles من الناحية الإحصائية، ذلك يستبعد غالبية الأشخاص على متن الطائرة عمل جيد
    Gerçek bir fizyolojik hastalık. Birkaç şeyi eliyor. Open Subtitles مرض فسيولوجي هذا يستبعد بعض الأشياء
    Bu vampirliği eliyor. Open Subtitles حسنا,ذلك يستبعد نظرية مصّ الدماء
    Normal karaciğer enzimleri Hepatit B ve sirozu eliyor. Open Subtitles إنزيمات الكبد طبيعيّة مما يستبعد التهاب الكبد الفيروسيّ (ب) وتليفه
    Bu da sarkoidozu eliyor. Open Subtitles مما يستبعد ذلك

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد