Eğlenmek için çıkmıştı, bu da tote gibi büyük çantaları eliyor. | Open Subtitles | ، كانت بالخارج لتحظى بالمرح لذا فهذا يستبعد الأشياء الكبيرة والضخمة |
Gelişmiş bir teknoloji kullanıyorlar ki bu da "tek" ve "aptal" kelimelerini eliyor. | Open Subtitles | هذا أمر راقي حقا مما يستبعد أن يكون هذا عمل فرد أو مجنون |
Hastanın akciğer yetmezliği MS'i eliyor. | Open Subtitles | فشل الرئة لدى مريضك يستبعد التصلب المتعدد |
Kandaki kültürler ve zaman çizgisi, bakterilerin çoğunu eliyor. | Open Subtitles | فحوص البكتيريا بالدم و سرعة تدهور الحالة تستبعد معظم البكتيريا |
13. sıranın varlığı batıl inançlı havayollarını eliyor. | Open Subtitles | الثلاثة عشر صفاً تستبعد خطوط الطيران المتوسطة |
Basık intestinal villi olmaması da çölyak hastalığını eliyor. | Open Subtitles | انعدام خلو الأمعاء من الزغب يستبعد داءً بالبطن |
Fidye talebinde bulunulmadı ve bu da kaçırılma ihtimalini eliyor. | Open Subtitles | حسناً ، لم يكن هناك طلب فدية بحيث يستبعد ذلك الإختطاف |
İstatistiksel olarak bu uçaktaki birçok kişiyi eliyor. | Open Subtitles | من الناحية الإحصائية، ذلك يستبعد غالبية الأشخاص على متن الطائرة عمل جيد |
Gerçek bir fizyolojik hastalık. Birkaç şeyi eliyor. | Open Subtitles | مرض فسيولوجي هذا يستبعد بعض الأشياء |
Bu vampirliği eliyor. | Open Subtitles | حسنا,ذلك يستبعد نظرية مصّ الدماء |
Normal karaciğer enzimleri Hepatit B ve sirozu eliyor. | Open Subtitles | إنزيمات الكبد طبيعيّة مما يستبعد التهاب الكبد الفيروسيّ (ب) وتليفه |
Bu da sarkoidozu eliyor. | Open Subtitles | مما يستبعد ذلك |