Bu elmaları öğütüp, elmaların suyunu çıkarıp bütün bu dağınıklığı kim toparlıyor? | Open Subtitles | الذي طحن هذا التفاح بالأعلى عصر هذا الشراب نظف كل هذة الفوضى |
Örneğin diyet yapanlar, kalori saymayanlara göre elmaları çok daha büyük görürler. | TED | على سبيل المثال، متبعو الحمية يرون التفاح أكبر حجمًا من الأشخاص الذين لا يعدّون السعرات الحرارية. |
Benim geldiğim yerde, çürük elmaları seçip domuzlara verirdik. | Open Subtitles | في المكان الذي أتيت منه, كنا ننتقي التفاح المتعفن من البراميل و من ثم نطعمهم للخنازير |
Ne gibi, elmaları sarkıtıp bıçakla kesmek gibi mi? | Open Subtitles | مثل ماذا؟ تفاح مكسو بالحلا وتملئ بأنصال شفرات الحلاقة؟ |
Bazen kasadaki elmaları kurtarmak için birkaç çürüğü atman gerekir. | Open Subtitles | بعض الاحيان عليك التخلص من بعض التفاحات الفاسدة لتنقذ الكثير |
Ağaçtaki elmaları vurmamalıydın. | Open Subtitles | لم يكن عليك اطلاق النار على تلك التفاحة على الشجرة |
Buraya ilk taşındığımda çıktığım kız mükemmeldi, süper öpüşüyordu ama Adem elmaları çok büyüktü. | Open Subtitles | عندما انتقلت لهذه المدينة، خرجت بضعة مرات مع هذه الفتاة. رائعة جداً، قبلتها ساخنة... لكن كانت لديها أكبر تفاحة آدم. |
Dün geceden kalan elmaları kullanmalıydım. | Open Subtitles | أنا أفعل بعض الشئ للجميع من بقايا التفاح |
Eğer Nettie elmaları attıysa, Wilma köpeği öldürmüştür. | Open Subtitles | اقصد,اذا رمت نيتي التفاح,يجب على ويلما قتل الكلب |
elmaları Nettie atmadıysa kim attı? | Open Subtitles | اذا لم تكن نيتي من رمى التفاح, اذن من فعلها? |
Ve dikkatlice dinlerseniz hala elmaları kemirip tuvaletin etrafına attığını duyabilirsiniz. | Open Subtitles | استطعتم سماعهم وهم يقضمون التفاح. ويضخّون المياه في المراحيض. |
Ağaçların yanına park etmişler. Hani şu küçük yıldız elmaları olan. | Open Subtitles | توقفوا عند بعض أشجار التفاح , تفاح نجمي .. |
Peder, elmaları ve armutları bir arada tutmanın mantığı nedir? | Open Subtitles | أبتاه، ماهي الفكرة الكاملة عن خلط التفاح بالكمثرى؟ |
Bitirmeme izin ver. Armutlarla elmaları neden karıştırıyorsunuz? | Open Subtitles | دعني أكمل ما الغرض من خلط التفاح بالكمثرى؟ |
Kuşlar elmaları yiyor diye, şeytanın bizi sınadığını söylüyor. | Open Subtitles | يقول إن الشيطان يختبرنا، لأن الطيور تلتهم التفاح |
O elmaları çok seviyor. Onlardan elmalı turta ve elma suyu yapıyor. | Open Subtitles | إنه يحب هذا التفاح، يقوم بإعداد فطيرة التفاح وعصير التفاح بها |
İnsan dünyasının elmaları çok sulu. | Open Subtitles | تفاح عالم البشر لذيذ.. كيف أشرح الأحمر؟ كثير العصارة؟ |
elmaları istediğini söylüyorsun ama armutları istiyorsun. | Open Subtitles | تقول انك تريد تفاح عندما تكون تريد برتقال |
Yerini alabileceğini söylerek Atlas'ın elmaları almasını teklif etti. | TED | وعرض عليه أن يقوم بحملها عنه إن جلب له التفاحات الذهبية. |
Bu elmaları, size bu hikayenin büyük ihtimalle "Newton ve elma" tipi bir hikaye olduğunu anlatmam gerektiğini hatırlatmak için koydum. Fakat muhteşem bir hikaye. | TED | قد أخرجت تلك التفاحات لأذكر نفسي لأقول لكم أن هذه في الواقع قد تكون قصة من نوع نيوتن والتفاحة، لكنها قصة رائعة. |
Ağaçtaki elmaları vurmamalıydın. | Open Subtitles | لم يكن عليك إطلاق النار على تلك التفاحة على الشجرة |
Hala bir elmaları kalıyor. | TED | لا زالت لديهم تفاحة. |