Aslında yanımda bir baston olmadan stadyumda bir tur atabileceğimden bile emin değildim. | TED | حقيقةً، لم أكن متأكدة أنه بإمكاني المشي حول المدرج بدون أداة لمساعدتي للمشي |
Acil durumlar için çaldım. Pencereden girebileceğime emin değildim o yüzden çatıdaki Laurie. | Open Subtitles | قمت بسرقتهم من مكان الطوارئ لم أكن متأكدة من انني سأدخل من النافذة |
Bir sabah daha seninle uyansaydım bunu yapabileceğimden emin değildim. | Open Subtitles | لم أكن متأكداً إن صحوت معك فى صباح يوم آخر |
Biliyor musun bu yeni köpek olayı hakkında başlangıçta emin değildim | Open Subtitles | حسناً , لم أكن متأكداً حول مسألة الكلب الجديد في البداية |
Tam olarak ne olduğundan emin değildim ama konuşulma şeklinden, bunun büyülü ve çok özel birşey olduğunu anlayabiliyordum. | Open Subtitles | لم أكن متأكدا بالضبط ما هو لكني عرفت بأنه شيءساحر و سري جدا بسبب الطريقة التي كنا نتكلم بها |
Ben de seni görmeye gelmek üzereydim, ama beni görmek istediğinden emin değildim. | Open Subtitles | كنت على وشك القدوم لرؤيتك لكني لم أكن متأكد إذا كنت تريدين رؤيتي |
Ama bilip bilmediğinden emin değildim. O hâlde neden bana söylemedin? | Open Subtitles | و لكنّي لم أكن متأكدة إذا كنت عرفت بذلك أم لا |
Şahsen ben bu kadar devasa bir görevin üstesinden gelebileceğimden emin değildim. | TED | لم أكن متأكدة من قدرتي على إنجاز.. مهمة ضخمة كهذه |
İlk olarak şundan emin değildim "bunların herhangi birisini nasıl bir kariyere dönüştüreceğim?" | TED | السبب الأول لم أكن متأكدة من كيفية تحويل شغفي إلى مهنة. |
HW: Bir şeyler olacaktı biliyordum ama ne olduğundan gerçekten emin değildim. | TED | ه.و: كنت أعلم أن هناك شيء ما يحدث، لكن لم أكن متأكدة ماهو. |
Önce emin değildim ama artık biliyorum. Bu hikayeye tutulacaklar. | Open Subtitles | لم أكن متأكداً قبل ذلك ولكن الأمر سيصبح حقيقة |
Doğru şeyi yaptığımdan emin değildim. | Open Subtitles | .. لم أكن متأكداً من اتباعي للدين الصحيح |
Fred, şu dakikaya kadar doğru adamı seçtiğimize emin değildim. | Open Subtitles | فريد ، حتى هذه اللحظة لم أكن متأكداً اننا اخترنا الرجل الصحيح |
Tam olarak ne olduğundan emin değildim ama konuşulma şeklinden, bunun büyülü ve çok özel birşey olduğunu anlayabiliyordum. | Open Subtitles | لم أكن متأكدا بالضبط ما هو لكني عرفت بأنه شيءساحر و سري جدا بسبب الطريقة التي كنا نتكلم بها |
Sabah beni tanıdığından emin değildim. | Open Subtitles | لم أكن متأكد من أنك المعترف بها لي اليوم. |
Neden oraya gönderilmiştim emin değildim çünkü herhangi bir suçla sorguya çekilmemiştim. | TED | لم أكن واثقة لماذا تم إرسالي إلى هناك، لأنه لم يتم توجيه أي تهمة إلي في أثناء التحقيق. |
- Miniğim, geldin. Mesajı aldığından emin değildim. - Eh, tabii ki geldim. | Open Subtitles | ــ عزيزتي، أتيتِ، لم أكن واثقاً أنِك تلقيتِ رسالتي ــ حسناً، بالطيع أتيت |
Burada ne bulabilirdim, emin değildim ama bu cinayet bana geçişi sağladı. | Open Subtitles | ما يمكن أن أجده هنا, كنت غير متأكد منه, لكن جريمتي وفّرت لي الدخول. |
Dürüst olmak gerekirse, tam emin değilim. İlk başta benim olduğuna bile emin değildim ama olasılıklar imkansız görünüyor. | Open Subtitles | حسنا ،لنكن صادقين ، أنا لست متأكدا تماما لم أكن واثقا أنه أنا في البداية |
Resmi davet olsa kabul edeceğinizden emin değildim. | Open Subtitles | أنا لم اكن متأكد انك ستقبل الدعوة الرسمية |
Size ne olduğunu haber verecektim ama adınızdan ve adresinizden tam olarak emin değildim. | Open Subtitles | كنت أريد أن اخبرك عن ما حدث لكن لم أكن أعلم جيدا أسمك و عنوانك |
Bundan ben de emin değildim. Ama her şey iyi gitti. | Open Subtitles | أنا لم أكن متأكدا من ذلك بنفسى, ولكن هذا كل ما حدث. |
Ama sanırım ben de neyi bulabileceğimizden emin değildim. | Open Subtitles | لكن اظن لم اكن متأكداً بأننا سنجدها ايضاً |
- Evet, ama pek emin değildim. | Open Subtitles | ـ اجل, لكن مع ذلك لستُ متأكداً أحتجتُ الى دليل قاطع |
Sana söylediklerini duyana kadar o olduğundan emin değildim. | Open Subtitles | لم أكن واثق أنه هو، إلى أن سمعته يقول لكِ ما قاله. |