Bu sohbeti bitirdiğimizi sanmıştım, En azından şimdilik | Open Subtitles | خلت أننا إنتهينا من هذه المحادثه، الآن على الأقل |
En azından şimdilik. | Open Subtitles | هذا كل ما نفعله حسناً، حتى الآن على الأقل |
Onun davranışları karmaşık programların sonucunda oluşsa da oluşmasa da, onunla ilgili konularda ve bildiklerini öğrenmek için en iyi yol onun yöntemleri ile ona yaklaşmak olacaktır, En azından şimdilik. | Open Subtitles | سوا سلوكها نتيجة برمجة متطورة أولا أفضل طريقة لإكتشاف الذي تعرفة هي التعامل معها على طريقتها الخاصة.على الأقل الآن |
En azından şimdilik. | Open Subtitles | على الأقل حتى الآن |
Galya'ya döndüğünden beri birçok evlilik teklifi aldı– fakat kendini işine adamaya karar verdi, En azından şimdilik. | TED | تلقت العديد من عروض الزواج منذ عودتها إلى غال لكنها قررت أن تكرس نفسها لعملها على الأقل في الوقت الحالي. |
Lekelensin ve buruşsun istemedim. En azından...şimdilik. | Open Subtitles | لم أرد ملابسى تصبح ملوثة أو مجعدة, على الأقل ليس بعد |
Burada bir yerde. Sana veremem. En azından şimdilik. | Open Subtitles | إنه هنا بمكان ما , لا يمكنني أن أعطيه إليك على الأقل ليس الآن |
- Bu toplumun saygın bir üyesisin En azından şimdilik. | Open Subtitles | أنتي شخص محترم .في هذا المحترم الآن على الأقل |
Ona söyleyeceksin askeri geçmişiyle yola devam etmesine gerek yok, ...En azından şimdilik. | Open Subtitles | أنه ليس مضطرًا للترشح بناءً على سجله العسكري ليس الآن على الأقل |
Sen de gerçeksin, En azından şimdilik. | Open Subtitles | وكذلك أنت، الآن على الأقل |
En azından şimdilik leydim seçim size kalmış. | Open Subtitles | حسنا على الأقل الآن, سيدتي, الخيار هو لك. |
En azından şimdilik işleri kendi yöntemlerimle halletmem lazım. | Open Subtitles | أريد أن أكون قادراً على إتمام الأمور بطريقتي، على الأقل الآن |
En azından şimdilik bu seçim size kalmış leydim. | Open Subtitles | على الأقل الآن, سيدتي, الخيار هو لك. |
En azından şimdilik değilim. | Open Subtitles | على الأقل حتى الآن |
En azından şimdilik. | Open Subtitles | على الأقل حتى الآن. |
Bu tutar. En azından şimdilik. | Open Subtitles | ستكون متماسكة , على الأقل في الوقت الحالي |
Ama uydular hâlâ çalışıyor. En azından şimdilik. | Open Subtitles | لكن القمر الصناعي لا زال يعمل على الأقل في الوقت الحالي |
Bunu yapmayı beklemiyordum. En azından, şimdilik. | Open Subtitles | لم أتوقع أن افعل ذلك، على الأقل ليس بعد |
Maalesef yapamam. En azından şimdilik. | Open Subtitles | للآسف ، لايمكني على الأقل ليس بعد |
İşler iyi gitmiyor. En azından şimdilik, sonuna geldik demiyorum. | Open Subtitles | الأمور ليست على ما يُرام لست أقول بأنها النهاية , على الأقل ليس الآن |
Ve işte ben ve Stella arasındaki hikâyenin sonuydu, En azından şimdilik. | Open Subtitles | إذاً كانت هذه نهاية القصة بيني وبين ستيلا، على الأقل في الوقت الحاضر |
Bu yolculuk için hazırlanmana gerek yok, En azından şimdilik. | Open Subtitles | هذه الرحلة لا تحتاجين أن تحزمي أمتعتك لها على الأقل لحد الآن |
Kasabadan kasabaya gidiyoruz, sürekli yollardayız, En azından şimdilik. | Open Subtitles | بالذهاب لمدن مختلفة ، دائمي الترحال على الأقل للوقت الحالي .. |
Babamla yaşamak istiyorum. En azından şimdilik. | Open Subtitles | اود الحياة مع والدي , علي الاقل حتي الان.. |
Pek güzel sayılmaz ama ev evdir. En azından şimdilik. | Open Subtitles | أجل، حسنٌ، ليس بالكثير، لكنّها الدِّيار للآن على أي حالٍ |
Onlara zarar görmemiş halde ihtiyacım var. En azından şimdilik. | Open Subtitles | أنا أريدهم غير مصابون علي الأقل للآن. |