En iyi ihtimalle, başka bir uzak Dünya'nın görüntüsünü. | TED | حسنا, في أفضل الأحوال سنجد صورة لأرض أخرى خارج النظام الشمسي |
Hayır henüz suçlamaları kaldırmadılar. Kanıtları En iyi ihtimalle tesadüfi şeyler. | Open Subtitles | كلا ، لم يدينوه بأي إتهام بعد ودليلهم ظرفي في أفضل الأحوال |
Tanrım, En iyi ihtimalle küçük tatlı bir şey çıkar. | Open Subtitles | يا إلهي , أفضل سيناريو لدينا غرفة توليد جيدة صغيرة |
Şimdi anne babamızı ya da dedelerimizi düşününce, En iyi ihtimalle birkaç fotoğraf evde çekilmiş bir video ya da bir kutuda saklı bir günlük yaratmışlardır. | TED | وبالتالي حين نفكر حول آبائنا أو أجدادنا، في أحسن الأحوال قد يكونوا أنتجوا بعض الصور أو الفيديوهات المنزلية، أو مذكرات تعيش في صندوق في مكان ما. |
Bu Güneş Sistemi'nde hayat varsa bile, En iyi ihtimalle ilkel olurdu. | Open Subtitles | أي حياة قد تكون موجود في هذا النظام الشمسي لا بد أن تكون بدائية على أفضل تقدير |
Yine de iş görür. En iyi ihtimalle 16:00 gibi. Kobalt 60? | Open Subtitles | لازالت خُطتنا قائمة، أفضل احتمال على تمام الـ 4، بالمركز |
En iyi ihtimalle çoğunuza karşı bir şey hissetmiyorum ama bazılarınızdan bilfiil nefret ediyorum. | Open Subtitles | في أفضل الأحوال, أنا أحمل مشاعر متناقضة تجاه معظمكم و لكن بعضكم أكرهه بشدة, |
En iyi ihtimalle 20 yıl daha yaşarsın. | Open Subtitles | في أفضل الأحوال ستعيشين لــ20 عاماً قادمة |
Hatta, çılgın bile değilim. En iyi ihtimalle, memnun edici tuhaf bir tipim. | Open Subtitles | في الحقيقة، لستُ مجنونا حتى، وأكون غريب أطوار لطيف في أفضل الأحوال. |
En iyi ihtimalle beni normal birine çevirirler. | Open Subtitles | أفضل سيناريو .قد حولوني إلي إلي جو نورمال |
En iyi ihtimalle Dünya birlikleri geçit noktasını sağlam ele geçirir ve bizim de evle aramızda bir tedarik hattı oluşur. | Open Subtitles | أفضل سيناريو لهذه الحالة بأن تأخذ القوات الأرضية نقطة إنطلاق جيدة وبذلك يكون لنا دعم من الأرض |
Durumun çok kötü olduğunu biliyorum ama En iyi ihtimalle sen ve baban çocukların velayeti için uğraşırken eyalet, kardeşlerini koruyucu aile yanına yerleştirir. | Open Subtitles | أسمعي, أعلم أنه شيء كبير ولكن أفضل سيناريو هنا أن المقاطعه تفرق أخواتك وأخوانك |
En iyi ihtimalle tarihsel değeri olan bir proje için bırak ekibi bir tek ajanı bile veremem. | Open Subtitles | نحن لا نستطيع إنقاذ الوكيل الوحيد الآن، الفريق أقل بكثير للمشروع الذي في أحسن الأحوال له قيمة تأريخية. |
Garnizonları acınası halde. En iyi ihtimalle bir avuç. | Open Subtitles | حرّاسهم مثيرون للشفقة، أقلاّء في أحسن الأحوال. |
Bürokratik bir kabussun, kronik bir baş belasısın, ve En iyi ihtimalle ikinci sınıf bir doktorsun. | Open Subtitles | أنتِ كابوس بيروقراطي ووجودكِ ألم مزمن بالنسبة لي وطبيبة من الدرجة الثانية في أحسن الأحوال |
En iyi ihtimalle 15 dakikan falan kaldı. | Open Subtitles | لكن تبقى لدينا حوالي 15 دقيقة على أفضل تقدير |
En iyi ihtimalle zamanımızı harcıyoruz. | Open Subtitles | على أفضل تقدير ، نحنُ نُهدر وقتنا |
Davranışları En iyi ihtimalle dengesiz, en kötü ihtimalle suçlu. | Open Subtitles | طائشا,في افضل الاحوال اجراميا,في اسوء الاحوال |
Etmek istemiyorum ama Larkin'in dinsel gizlilik argümanı En iyi ihtimalle yetersiz olur. | Open Subtitles | لا أريد، لكن مجادلة لاركين بالسرية الروحانية، متضعضعة بأفضل الأحوال. |
Ona olan bakışın En iyi ihtimalle bulanık, belirsiz. | Open Subtitles | حكمتكِ معها بأحسن الأحوال هي مشتتة |
Açıklığın tepesi En iyi ihtimalle dengesiz. | Open Subtitles | الجزء الأعلى من الفتحة في أفضل حال غير مستقر |
En iyi ihtimalle ekip 6 saat içinde orada olur. | Open Subtitles | الآن، في أفضل الحالات بوسعي إرسال فريق خلال ست ساعات |
İki saat. En iyi ihtimalle, üç. | Open Subtitles | ساعتان,ثلاثة على احسن تقدير |
- En iyi ihtimalle, evet. | Open Subtitles | بأفضل الحالات, أجل. |