Evimin erkeği oldum dışarıda sıkıcı olma karşılığında. | Open Subtitles | لقد اصبحت رجلا فى بيتى على حساب اننى اصبحت عاطلا بالخارج |
Bir erkeği gerçek yapan, kimseyi küçük düşürmemesidir. | Open Subtitles | الأمر الذي يمكنه حقا أن يصنع رجلا هو أن لا يقوم الرجل باذلال أحد |
En yüksek kıdeme sahip erkek alfa erkeği. | TED | الذكر الذي يحصد تقييما أعلى هو الذكر الفا. |
Dolayısıyla bu erkeği yeni kur yapma sinyallerini gösteren yüzlerce erkeğe katılırken kırlara takip edebiliriz. | TED | يمكننا أن نتبع هذا الذكر إلى الحقل أثناء انضمامه إلى مئات الذكور الآخرين الذين يستعرضون إشارات التودد الجديدة خاصتهم. |
Bir erkeği bir gecede elde etmenin en kesin yoludur. | Open Subtitles | إنه طريقة موثوقة للفوز برجل في ليلة واحدة |
Öte yandan, babam evin erkeği olmasına rağmen annem olmadan kararlar vermesi olanak dışıydı. | Open Subtitles | و الآن، رغم أنني أبي هو ربّ العائلة إلا أنه لم يكن يتّخذ قراراً دون الرجوع إلى أمّي |
Zamanımız kalmadı. Kural hastası aptal herif hiçbir erkeği sandala almıyor. | Open Subtitles | الوقت يداهمنا، وهذا المُتعنّت لا يسمح لأيّ رجلٍ بركوب القوارب قطّ. |
Seni her şeyiyle sevecek bir erkeği hak ediyorsun. | Open Subtitles | أنتِ تستحقين أن تكوني مع رجُل يريدكِ أنتِ كلّ شئ بكِ |
Aspasia. 20 adım öteden bir erkeği baştan çıkarabilirdi hem de elbisesini bir santim bile açmadan. | Open Subtitles | آسبازيا تستطيعُ بأن تغويَ رجلا بلمح البصر دون كشف إنش من لحمها |
Ve bir erkeği yeniden sevemeyeceğimden neredeyse emindim. | Open Subtitles | و قد كنت شبه واثقة من , أنني لن أحب رجلا مرة أخرى |
Ve artık bir erkeği sevemeyeceğimden neredeyse emindim. | Open Subtitles | و قد كنت شبه واثقة من , أنني لن أحب رجلا مرة أخرى |
Eğer taklitte çok iyiyse, uzanıp yakalamak için erkeği yeterince yakınına çekebilir ve erkek sadece hafif bir atıştırma değildir. | TED | وإن كانت ماهرة، فستغوي هذا الذكر أكثر حتى يصلها فتلتقطه، وهو ليس وجبةً خفيفةً فحسب. |
Sanırım şunu diyebilirsiniz, O nazik bir alfa erkeği. | TED | أظن أنه يمكنكم القول: هو الذكر المسيطر اللطيف. |
Yetişkin erkeği 30 ayak uzunluğunda ve altı ton ağırlığındadır, fakat bazıları 45 ayağı bulur. | Open Subtitles | الذكر البالغ طوله حوالي 30 قدمِ ويزن ستة أطنانِ وبعض الاحيان يصل الى 45 قدم |
En iyi park yerlerini alıyorum ama tek bacak ve tavuk kıçı gibi suratı olan bir erkeği kim sevebilir? | Open Subtitles | , بالطبع لقد فهمت ولكن من يمكنة ان يحب رجل برجل واحدة ووجه مثل وجه الدجاجة؟ |
Ev erkeği olmak garip bir şey değil, çok eski kafalısın. | Open Subtitles | -ليس غريباً جدّاً أن يكون المرء ربّ منزل -إنّك تقليديّ فحسب |
Bir kadın doğru motivasyonu olursa bir erkeği kolaylıkla öldürebilir. | Open Subtitles | المرأة بوسعها قتل أيّ رجلٍ ما إذا توفر الحافز المناسب. |
İnsanlar şu fikre sahip, doğa kadın ve erkeği 1950 yılındaki sitcom'larda olduğu gibi tanımlıyor. | TED | يؤمن الجميع أن الطبيعة تفرض فكرة أشبه ببرامج الكوميديا في الخمسينات فيما يتعلق بتصورهم عن الذكور والإناث. |
Yedi Krallık'ın en yakışıklı erkeği olduğu söyleniyor. | Open Subtitles | إنهم يقولون أنهُ أوسم رجُل فى الممالك السبع. |
Evin erkeği ben olmama rağmen aile reisi olan ben değilim! | Open Subtitles | ...أنا لست رب عائلتي بالفعل لكنني لا أزال رجل العائلة |
Kilise insanlarının yanında erkeği olmayan kadınlara karşı güvensizlikleri vardır. | Open Subtitles | رجـال الكنيسـة ، لديهـم طريقـة بأن لا يثقـوا بأي إمرأة ، يتغيب رجلها عن الحضور معها |
Bu eve benden başka giren son erkeği hatırlamıyorum. | Open Subtitles | لا أتذكر آخر مرةٍ قُمتِ فيها بإحضار شابٍ للمنزل |
Artık hiçbir erkeği memnun etmek zorunda değilim. Hayvanlar dışında. | TED | ليس عليّ أن أُرضي الرجال بعد الآن سأٌرضي الحيوانات فقط. |
Yaşlı erkeği onu kıskanacak! | Open Subtitles | رَجلُها الكبير سوف يغار منك |
Eun-sung, sen dişiyi al ben de erkeği. | Open Subtitles | ين سونج "إحتفظ أنت بالانثى" وسأحتفظ أنا بالذكرَ |
Kadınlar bir erkeği sırf kocaman güçlü ve benimki gibi kaslara sahip diye istemez. Hayır. | Open Subtitles | النساء لا يرغبنّ في الرجل لفحولته أو لقوّته أو لحوذته عضلات بطنٍ مثلي، لا. |
Çünkü dişi ile erkeği ayırt etmesi çok zor, değil mi? | Open Subtitles | فبصعوبه يمكنك التفرقة بين المذكر والمؤنث |