Onu tatlı çatalıyla servis etmek hiç de erkeksi değil, düpedüz kadınsı demektense.. | Open Subtitles | تقديمها مع شوكة كعكة عمل غير رجولي ومزعج لا أقول عمل أنثوي صرف |
Yanlış söylediğimi biliyorum, ama gerçekten erkeksi kokmuyor. | Open Subtitles | أَعْرفُ بأنّني قُلتُه خاطئ , لكن حقَّاً إنَّ رائحتها ليست رجولي. |
Bir meşale! Hoş bir gösteri. Parlak, tehlikeli ve erkeksi kokan. | Open Subtitles | شعلة ، إنها دعامة جيدة ساطعة , خطيرة ، تبدو رجولية |
Annem daha erkeksi olayım diye nefret ettiğim şeyleri zorla yedirirdi. | Open Subtitles | اعتادت أمي إرغامي على تناول أطعمة لم أحبها لتجعلني أكثر رجولة. |
Liderlik özelliklerini erkeksi olarak algılıyorlar. | TED | يرون أن سمات القيادة يجب أن تكون ذكورية في طبيعتها. |
Bu hikâyelerin pek çoğunun erkeksi bakış açısından yazıldığını görmek zorundayız. | TED | علينا أن نفهم أن العديد من هذه القصص كتبت خلال منظور ذكوري. |
erkeksi, sert bir sesim olduğu için hassas olamayacağımı düşünüyorsanız yanılıyorsunuz. | Open Subtitles | إن كنتم تعتقدون أني لست حساساً بسبب صوتي الرجولي فأنتم مخطؤون |
Bunu gördüğünüz için üzgünüm ama nasıldır bilirsiniz erkeksi dürtüler harekete geçince bir şeyler öldürmek istersiniz. | Open Subtitles | لكنك تعرف كيف هو عندما تحصل على تلك الحوافز الرجولية و فقط يجب أن تقتل شيئاً ، تصلح الأشياء , تطبخ في الخارج |
Oldukça erkeksi. Baret de takıyor musun? | Open Subtitles | حسناً، يبدو عملاً رجولياً جداً أترتدي خوذة؟ |
Ama zaman kaybetmemek ve üzülmemek için bunu gerçeklere dayalı erkeksi bir mantık çerçevesinde inceleyelim. | Open Subtitles | لكن من أجل الوقت و العقل لنصل بهذا الأمر لمنطق رجولي مبني على الحقائق |
Jack, çok güçlü, çok erkeksi. Anladık. Erkek istediniz. | Open Subtitles | جاك، قوي جداً ، رجولي فهمنا، تريدون ولداً |
Yani bir atletizm yöneticisinin ofisinin erkeksi olması gerektiğini kim demiş? | Open Subtitles | أعني , من يقول بأن مكتب المدير الرياضي يحتاج لان يضاف اليه طابع رجولي .. |
Başımı bacaklarının arasında makasa almaktan daha mı erkeksi bir şey? | Open Subtitles | أفعالٍ أكثر رجولية من عصر رأسي بين ساقيك أثناء مسكةِ المقصّ؟ |
Hayır, iki kız kardeşim var. Ama birinin çok erkeksi enerjisi var. | Open Subtitles | لا لدي اختان لكن احداهما لها طاقة رجولية |
Sende bir değişme var mı? Yani daha erkeksi ya da yetişkin hissediyor musun? | Open Subtitles | هل غير الأمر فيك شيئاً أقصد هل تشعر بأنك أكثر رجولة أو بلوغاً؟ |
Testosteron genellikle erkeksi saydığımız özellikler yaratır. | TED | ينتج هرمون التستوستيرون ملامح نعتبرها ذكورية. |
erkeksi bir isim degil mi sence? | Open Subtitles | انه اسم ذكوري أليس كذلك؟ انه ناجح عليك |
Arkamızı dönüp bu çok erkeksi şeyi öbür yöne doğru boşaltalrm. | Open Subtitles | دعونا نلتفت ونطلق سراح الشيئ الرجولي هذا إلي الجانب الآخر |
Bilirsiniz,erkeksi dürtüler harekete geçtiğinde yalnızca birşeyler öldürmek istersiniz birşeyler onarmak, dışarıda yemek pişirmek- | Open Subtitles | لكنك تعرف كيف هو عندما تحصل على تلك الحوافز الرجولية و فقط يجب أن تقتل شيئاً ، تصلح الأشياء , تطبخ في الخارج |
Şüphelerim vardı fakat büyükbaba o tozluklarla çok erkeksi duruyor. | Open Subtitles | كان لدي شكوك ، لكن الجد بالتأكيد يبدو رجولياً جداً بهذا السروال |
Kır saçlı ve mükemmel olmanın aksine, seyrek saçlı ve erkeksi bir tip olacağım. | Open Subtitles | أعتقد أنني سوف أكون الأصلع الكامل الرجولة كنقيض لقولنا الرمادي المميز |
Sokak kıyafeti ile Helen, kesinlikle erkeksi görünüyor. | Open Subtitles | أنت تعرف في الملابس في الشوارع، هيلين يبدو المذكر بشكل إيجابي. |
Onun yerine, çok daha ciddi, çok daha erkeksi ve çok daha çirkin bir takım giydim. | TED | بدلًا من ذلك، ارتديت بذلة جد رسمية، جد رجالية وقبيحة. |
Gerçekten komik bir kız gördüğünde onun biraz erkeksi olduğunu fark etmedin mi? | Open Subtitles | الم تلاحظ ذلك ابداّ عندما ترى فتاه مضحكة تكون رجوليه قليلاً؟ |
Senin erkeksi egolarını tatmin etmek için söylemiyorum ama amcanın kulübesi bu tarafta değil miydi. | Open Subtitles | انا لم اقصد ان اثير حساسية الغرور الذكري لديك لكن مقطورة عمك بالخلف في ذلك الإتجاه |
Okullardaki tüm erkeksi öğeleri çıkartıp dünyayı yoğurt yiyicilerle doldurmak istiyorlar. | Open Subtitles | انهم يريدون إزالة كافة الذكور من المدارس سد العالم بأكلة الزبادي |
İşte burada bir 1999 var... cabernet seve... um... tam-yapılı, erkeksi bir şarap. | Open Subtitles | لدينــا هنا 1999... كربنت سيف نبيذ مذكر مكتمل. |