ويكيبيديا

    "etkileyen" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • تؤثر
        
    • تأثير
        
    • أثّر
        
    • يؤثر
        
    • يؤثّر
        
    • يصيب
        
    • أثّرت
        
    • تؤثّر
        
    • يأثر
        
    • وتؤثر
        
    • آثار إعجابي
        
    • أثر على
        
    • الذي أثر
        
    • التي أثرت
        
    Bu spekülasyona göre, ırksal özellikler, kalp rahatsızlıklarını etkileyen ya da alınacak ilaca karar veren yetkili durumuna gelmiştir. TED من المتوقع أن يقف العرق كوكيل لبعض العوامل الوراثية غير المعروفة والتي تؤثر على أمراض القلب أو الاستجابة للعقاقير.
    Hacker kesinlikle interneti etkileyen bir çok politik, sosyal ve ekonomik meselenin merkezindedir. TED يكون المخترق في وضع مركزى تماما للكثير من المسائل السياسية، الاجتماعية و الاقتصادية التي تؤثر على الانترنت.
    Bunun benim üzerimde sihirli bir etkisi var. Çocuklarım ile ailemi de etkileyen bir durum. TED وكان لذلك تأثير سحري علي وعلى بناتي وعلى عائلتي.
    Cahill'ler sinir sistemlerini etkileyen bir ilaçla temas etmişler. Open Subtitles قابل كاهيلس مخدّرا الذي أثّر على النظام العصبي.
    Belki de beynin kimyasını etkileyen bir çeşit toksin ya da zehir salgılıyordur. Open Subtitles ربما قام بحقن سم نوع ما من السم الذى يؤثر على كيمياء المخ
    Mantarda, sinir sistemini etkileyen alkoloitler var. Open Subtitles يحتوي الفطر الأشباه القلوية الذي يؤثّر على النظام العصبي.
    Bu farklı fareler insanları etkileyen farklı türdeki körlükleri tanımlayan çeşitli mutasyonlar. TED هذه انواع اخرى من الفئران .. انها طفرات مصابة بنوع مختلف عن العمى البصري .. الذي يصيب البشر
    Ama 30 yıllık araştırmalar bize kıtlıkların sebebinin gıda dağıtımını yıkıcı bir şekilde etkileyen politik krizler olduğunu öğretti. TED لكن 30 عام من البحوث قد علمتنا أن المجاعات هي الأزمات السياسية التي تؤثر على نحو خطير في توزيع الطعام.
    Hava kirliliğini aynı anda etkileyen şeyleri değiştirebilir miyiz? TED هل يمكننا تغيير الأمور التي تؤثر بتلوث الهواء والمناخ بنفس الوقت؟
    Bu durum bütün çevresel problemlerin ve burada yaşayan insanları etkileyen sorunların kaynağıdır. TED وهذا الشيء يؤدي الى كل أصناف المشاكل البيئية وهذه المشاكل بدورها تؤثر على الشعب هناك.
    Sonuçta, bu anatomik değişiklikler sesinizi etkileyen faktörlerden sadece birkaçıdır. TED في نهاية المطاف، فإن هذه التغيرات التشريحية ليست سوى عدد قليل من العوامل التي يمكن أن تؤثر على صوتك.
    Ama yaptıkları tercihler hepimizi etkileyen dramatik sonuçlar doğurur. TED ولكن الخيارات التي يقومون بها لها نتائج كبرى تؤثر علينا جميعاً،
    Bence bunun cevabı evet, çünkü insan nesillerini etkileyen sorunlar genellikle büyük ölçüde ihmal ediliyor. TED وأعتقد أن الإجابة هي نعم، وذلك لأن المشاكل التي تؤثر على الأجيال المقبلة تكون عادةً مهملة للغاية.
    Haklarından mahrum edilmiş bir topluluk olarak kadınlar onların -veya herhangi birinin- hayatını etkileyen yasalarda söz sahibi değildi. TED لكونهن من الفئات المهمشة، لم يكن للنساء أي تأثير في القوانين التي تؤثر على حياتهن أو حياة الآخرين.
    Akla yatkın tek açıklama bunun, insanların beynini etkileyen... bir virüs ya da bakteri olabileceği. Open Subtitles الإستنتاج الوحيد الذي يمكن تصديقه أن هذا تم بفعل البكتيريا والفيروسات التي لها تأثير على تنشيط الذاكرة
    Aklını etkileyen tüm zarafet. Open Subtitles وما تأثير كُلّ هذه المزايا على وضعه النفسي؟
    Havayı etkileyen kişisin. Open Subtitles أنت الشخص الذي أثّر على الطقس.
    Her Scientologist'i etkileyen bir hikaye çünkü hepimiz onun temsil ettiği şeylerin mirasçısıyız. Open Subtitles إنه موضوع يؤثر فى كل الساينتولوجيين, لأننا جميعاً مُستفيدون ممّا يُقدمه كُلْ فرد.
    Yaşamı çok derince etkileyen bir manzaradır. Open Subtitles المنظر الطبيعي الذي يؤثّر على الحياة بشكل كبير
    Veteriner bulaşıcı zührevi tümör teşhisi koydu, köpekleri etkileyen cinsel yolla bulaşan bir kanser. TED ﺷﺨﺺ ﺍﻟﻄﺒﻴﺐ ﻫﺬﺍ ﻋﻠﻲ ﺍﻧﻪ ﻭﺭﻡ ﺗﻨﺎﺳﻠﻲ ينتقل بالاتصال الجنسي يصيب الكلاب
    Beni etkileyen şeyler de gördüm, ancak, örneğin TED رأيت أشياء أثّرت فيّ أيضاً، ولكن مثلاً،
    Bu sanki dallanan bir olasılıklar akıntısı gibi ve bu olasılıkları etkileyen veya bir şeyi hızlandıran veya diğer bir şeyi yavaşlatan eylemleri yapabiliriz. TED يبدو وكأنه تيّار متشعّب من الاحتمالات، وهناك أفعال يمكننا القيام بها تؤثّر على هذه الاحتمالات أو تعجّل وقوع أمر ما أو تؤخر أمرًا آخر.
    İş ortağıyız. Senin hayatını etkileyen her şey benim hayatımı da etkiler. Open Subtitles نحن نعمل سويًا , لذا ما يحصل في حياتك يأثر علي أيضًا
    Feromonlar örneğin. Tespit edilemeyen, davranışımızı, cinsel dürtülerimizi etkileyen kimyasallar- Open Subtitles مادة كيميائية غير قابلة للتعقّب وتؤثر على تصرفاتنا، ورغباتنا الجنسية...
    Albay O'Neill'ın bilgisayara girdiği adreslere sondalar gönderiyoruz, bizi onun zihnini etkileyen ırka yönlendirecek bir gezegen bulma umuduyla. Open Subtitles لقد أرسلنا وحدات إستكشاف للعناوين التى أدخلها الكولونيل أونيل على الكمبيوتر فربما يقود أحدها للجنس الذى أثر على عقله
    Yani iki kurbanda kaçırıldı, ve beyinlerini etkileyen bir parazit enjekte edildi. Open Subtitles لذا كلا الضحيتين قد أختطفا وحقنا بالطفيلي .الذي أثر على عقلهم
    Birlikte ülkemizin hizmet dağıtımını etkileyen değişiklikleri uygulamaya başladık. TED وبدأنا معًا في تنفيذ التغييرات التي أثرت على توصيل الخدمات لبلدنا.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد