ويكيبيديا

    "etkili bir" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فعال
        
    • فعّالة
        
    • فعالة
        
    • فعالية
        
    • فعّال
        
    • فاعلية
        
    • فعاله
        
    • مؤثر
        
    • بكفاءة
        
    • يعتبر فعالا
        
    • معادلة فعالّة
        
    • فعّالاً
        
    • فعّالية
        
    • الاجزاء في
        
    • تتأثرون
        
    Şu ana kadar karşılaşmadığımız çok etkili bir silah sistemiyle uğraşıyoruz. Open Subtitles نحن نتعامل مع اكثر سلاح فعال لم نتعرف عليه من قبل
    Bu yüzden Meksika'da, vatandaşlar, büyük riski altında etkili bir çözüm inşa etmek için savaşıyorlar. TED إذا في المكسيك، المواطنون في خطر كبير يقاتلون من أجل حل فعال.
    Mo modeli, herkesin girişimci olduğunu varsayan, etkili bir dağılımı ve bilgi paylaşımını engelleyen modelden daha iyi olabilir. TED قد يكون هذا النموذج لمو أفضل من نماذج كل رواد الأعمال، الذي يمنع أي وسيلة فعّالة لنشر وتبادل المعرفة.
    Hayır. Bundan daha etkili bir plan yapacağın konusunda sana güveniyorum. Open Subtitles كلا، لدي الإيمان بقدرتك على تشكيل خطة فعالة أكثر عن هذه.
    Belki de vücudunuzda istemediğiniz şeylerin daha etkili bir şekilde atılmasını sağlayabilirsiniz. TED وربما تستطيع جعلها أكثر فعالية بتصفية الأشياء التي لا تريدها في جسمك.
    Şimdi, burada ne var, sanırım Gerçekten oldukça etkili bir park sensörüdür. Open Subtitles والآن، ما لدينا هنا هو مُستشعرٌ فعّال مفيد جدا أثناء عملية الركن
    Ve birisi duygularınızı etkili bir şekilde manipüle edebiliyorsa demokrasi yalnızca bir kukla gösterisinden ibaret olur. TED وإذا تمكن شخص ما من التلاعب بعواطفكم بشكل فعال ستصبح الديموقراطية عرض عرائس عاطفي.
    Bugün takımımız büyüdü ve Hasini etkisini kullanarak tümör büyümesini ve metastazı etkili bir şekilde hedef alacak kombine tedaviler geliştiriyoruz. TED اليوم، قد نما فريقي، ونستخدم تأثير حسيني لتطوير علاجات مركبة ستستهدف بشكل فعال نمو الورم والانبثاث.
    Müziğin içindeki duruluk bunu çok net ve etkili bir şekilde duymanızı sağlıyor. TED ونقاء الموسيقى يجعلك تستمع لها على نحو فعال جدًا.
    Bu, hücrelerin, enfeksiyonun bir kaydını tutmasını sağlıyor ya da iş arkadaşım Blake Wiedenheft'in deyimi ile CRISPR bölümü, hücrelerde etkili bir genetik aşı kartı konumundadır. TED وهو ما يتيح المجال للخلايا لتحتفظ بسجل من الإصابات وكما يروق لزميلي بليك وايدنهيفت أن يقول فإن موضع كريسبر هو كرت لقاحات جيني فعال في الخلايا.
    Bu pek etkili bir sistem değil, çünkü bu durumda ya bir baz düşüyor veyahut bir başkası ekleniyor. TED وهو نظام غير فعال بما يكفي، لأنه يقع أحياناً أن يُسقِط قاعدة أو يضيف أخرى.
    Bu her gün, her yerde, sıradan insanlar, yetkililer ve kurumlar tarafından, oldukça etkili bir şekilde yapılıyor. TED إنّه يحدث، كلّ يوم، في كلّ مكان من قبل أشخاص عاديّين، موظفين رسميّين، مؤسّسات، بطريقة فعّالة.
    Bir gün, tükenecekler ve henüz onların yerini alacak etkili bir keşif yapmadık. TED فيوماً ما، وبكلّ بساطةٍ ستَنفذ، ولم نكتشف لبعضها بعدُ بدائلَ فعّالة.
    Çoğunun askeri eğitimi yoktu fakat Spartaküs'ün zekice taktikleri ile etkili bir gerilla gücüne dönüştüler. TED كثير منهم غير مدربين، لكن تكتيكات سبارتاكوس الذكية حوّلتهم إلى قوة حرب عصابات فعالة.
    Hiç testere ya da başka bir şey kullanmıyorlar, bastan sona yalnızca bıçak ve inanılmaz etkili bir yöntem kullanıyorlar. TED هم لا يستخدمون أي مناشير، إنها فقط السيوف، وطريقة فعالة بشكل مذهل.
    Ama aslında kasabada bu ekonomik döngüler çok daha etkili bir şekilde başlayabiliyor. TED ولكن في الواقع نبدأ داخل المدينة بإنشاء هذه الدّورات الاقتصادية بشكل أكثر فعالية.
    Hastalık sınırındaki çocuklar aslında etkili bir fototerapi almıyorlar. TED إذا هؤلاء الأطفال على الزوايا ليسوا فعلياً يتلقون علاج ضوئي فعّال.
    Üzerinden geçirmek diğer taktikten daha etkili bir taktikmiş gibi görünüyor. TED إذ يبدو أن التلويح بالقالب هي الاستراتيجية الأكثر فاعلية من الأخرى.
    Düşman, sinirler üzerinde basit ama etkili bir savaş yürütüyordu. Open Subtitles العدو أعتمد حرب أعصاب بدائيه لكنها فعاله
    Gerçekte, Iljimae kraldan bile etkili bir insan değil mi? Open Subtitles في الواقع، ايلجيمي مؤثر لدرجة أكبر مِنْ الملكِ نفسه ..
    Küresel ekonomimize baktığımda fark ettim ki o da bir sistem, fakat uzun vadede etkili bir şekilde sürdürülebilir olmayan bir sistem. TED وبينما كنت أدرس نظامنا الاقتصادي، أدركت أنه مثل ذلك النظام أيضا، لكنه نظام لا يمكنه العمل بكفاءة لمدة طويلة.
    Sayısal çoğunluk etkili bir savunma sistemidir. Open Subtitles إن اجتماعهم في قطيع يعتبر فعالا جدا في نظام دفاعهم
    Daha etkili bir yoruma ihtiyacın var. Open Subtitles ستحتاجين إلي معادلة فعالّة
    etkili bir yöntemdir. Open Subtitles كان الأمر فعّالاً بهذه الطريقة.
    Caydırıcılık söz konusu olduğunda, aklıma daha etkili bir şey gelmiyor. Open Subtitles بينما روادع تَذْهبُ، أنا يُمْكِنُ أَنْ أَعتقدَ لا شيئ أكثر فعّالية.
    Çizikleri ve darbe izlerini herhangi bir bilgisayardan daha etkili bir şekilde tespit edebilir. Open Subtitles يمكنها ان تلاحظ الاحاديد و الاجزاء في رصاصة بفاعلية اعلى من اي جهاز
    Gerginim çünkü etkili bir konuşma ve düzgün bir saç kesimine aldanıp bu davanın en önemli hususunu unutmanızdan endişeleniyorum. Open Subtitles أنا متوترة لأنّكم سوف تتأثرون بالكلام اللطيف وقصة الشعر وتنسون الجانب الأكثر أهمية من هذه القضية.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد