ويكيبيديا

    "etmek istemiyorum" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • لا أريد أن
        
    • لا اريد ان
        
    • أنا لا أريد
        
    • لا أرغب
        
    • لا اريد أن
        
    • أنا لا أُريدُ
        
    • لا أريدُ
        
    • لا أُريد أن
        
    • لا أقصد أن
        
    • أقصد أن أكون
        
    • لا أود أن
        
    • لا أحاول أن
        
    • لا أريد ان
        
    • ولا أريد أن
        
    • ولا أقصد
        
    Tanrım, üzgünüm. Şikayet etmek istemiyorum. Kötü sözler söylemek için gelmedim. Open Subtitles رباه، أنا آسفة، لا أريد أن أتذمر لست هنا لأقسو عليك
    Sadece sana bağlanıp sonra da kalbinin başka yerde olduğunu fark etmek istemiyorum Open Subtitles لا أريد أن أتعمق في هذا وأكتشف فجأة أن قلبكِ في مكان آخر
    Güzel bir yola giriyoruz ve ben gerçekten berbat etmek istemiyorum. Open Subtitles لدينا علاقة جيدة فى العمل وانا حقاً لا أريد أن أفقدها.
    Oğlunuz hakkında yazmak istiyorum, ama onu istismar etmek istemiyorum. Open Subtitles اريد ان اكتب عن ابنك لكني لا اريد ان استغله
    - İyi dans ettiğini biliyorum. - Hayır, dans etmek istemiyorum. Open Subtitles أنا أعرف أنك راقص جيد لا, أنا لا أريد الرقص حقا
    Ama ben insanlardan nefret etmek istemiyorum. Senin gibi olmak istemiyorum. Open Subtitles ولكني لا أريد أن أكره الناس، لا أريد أن أكون مثلك
    Sadece ı. Hayatım hiçbir şey ifade etmek istemiyorum, anlıyor musun? Open Subtitles أنا فقط، لا أريد أن تكون حياتي بلا معنى، أنت تعلم
    Bu yüzden şempanze gruplarında alfa dişilerin konumunu minimize etmek istemiyorum. TED ولهذا لا أريد أن أقلل من شأن منصب إناث الالفا في جماعات الشمبانزي.
    Ruslara başka bir gecikmeden söz etmek istemiyorum. Open Subtitles نعم لا أريد أن أخبر الروس أنه سيكون هناك تأخير آخر
    Peki, seni rahatsız etmek istemiyorum bebeğim, faturalarımı sonra alırım. Open Subtitles لا أريد أن أزعجك، سيّدتي لكني سآخذ فاتورتي لاحقاً
    Sadece bir gece kalacağım. Bir gece. Çünkü çok masraf etmek istemiyorum. Open Subtitles لن أمكث هنا أكثر من ليلة واحدة لأني لا أريد أن تزداد علي النفقات
    Kabalık etmek istemiyorum ama pek konuşkan değilimdir. Open Subtitles إسمع, أنا لا أريد أن أكون وقحا لكني لست مولعا بالحديث
    Yoo, yoo, noelini berbat etmek istemiyorum. Open Subtitles لا لا ، انا لا أريد أن أفسد عليك أعياد الميلاد
    Bay Delacroix bu dünyayı kalbimde nefretle terk etmek istemiyorum. Open Subtitles سيد ديلاكروا لا أريد أن أغادر الدنيا وهناك أى حقد فى قلبى
    Kabalık da etmek istemiyorum ama sadede gelsek. Max'te Asperger Sendromu var mı? Open Subtitles حسناً, آسفه لمقاطعتك دكتور لا اريد ان اكون فضه, لكننا نريد ان نعرف
    Küfür etmek istemiyorum çünkü egzamamı azdırıyor ama ne demek istediğimi biliyorsun. Open Subtitles لا اريد ان اشتم لانها تهيج الاكزيما عندي ولكن تعلمين ماذا اعني
    Polisi meşgul etmek istemiyorum. Zaten yeterince işleri var. Open Subtitles أنا لا أريد ازعاجه الرجل لديه مشاكل كافية
    Söyleyeceklerimi söyledim, çünkü duymak istediğini biliyordum öyle demek istemedim ve söylemeye de devam etmek istemiyorum. Open Subtitles قُلت الكلمات لأني علمت أنك تريدين سماعهم. ، لكن لم أعنيهم، و لا أرغب بالإستمرار في قولهم
    Ama bunu aşırı analiz etmek istemiyorum. Open Subtitles لكن يا إلهي, لا اريد أن أبالغ في تحليل هذا,
    Nerede biliyorsun. Her şeyi berbat etmek istemiyorum, seninkini ödünç alabilir miyim? Open Subtitles أنا لا أُريدُ الظُهُوركاني اتفشخت مبكّراَ جداً في اللعبةِ، لذا هَلْ يُمْكِنُ أَنْ إستعيرْ بتوعك
    İşler ters gittiğinde, yalnız olmadığımı ümit etmek istemiyorum. Open Subtitles عندما تسوء الأمور لا أريدُ أن آمل أنني لستُ وحيدة
    Canım, ben de onu terk etmek istemiyorum fakat onu nasıl bulacağım? Open Subtitles عزيزتي، أنا لا أُريد أن أتخلّى عنه بل كيف لي أن أجده؟
    Sana iki, acele etmek istemiyorum, bak ama gitmeliyiz. Open Subtitles اسمعا ، لا أقصد أن أستعجلكما لكن لابد أن نذهب
    Bak, kabalık etmek istemiyorum ama seninle konuşmaktan yoruldum. Open Subtitles لا أقصد أن أكون فظاً، ولكني سئمت من التحدث معكِ
    Hak etmek istemiyorum, sahip olmak istiyorum. Open Subtitles لا أود أن أكسبه. بل أود الحصول عليه فقط.
    Bak, hıyarlık etmek istemiyorum ama aramızın iyi olması olayı olmaz öyle şey. Open Subtitles انظري، لا أحاول أن أكون مقيتًا، لكنّ فكرة عودة وفاقنا، لن تتحقق.
    Bak, seni bununla rahatsız etmek istemiyorum ama Marcus'u Çocukları Kurtarın'dan yazın için aradılar. Open Subtitles اسمع , لا أريد ان أزعجك بهذا ولكن ماركوس تلقى أتصال من منظمة أنقاذ الأطفال بخصوص
    Noelde oturup ücretsiz yiyeceklerden yerken müşterilere hizmet etmek istemiyorum. Open Subtitles ولا أريد أن أجلس وأنتظر الزبائن بينما آكل طعام بالمجان هذا ما تريد فعله
    Hadsizlik etmek istemiyorum ama sizi izliyordum ve sizin de aynısı olduğunuzu düşünüyorum. Open Subtitles ولا أقصد أن أفترض ذلك، لكني كنت أراقبكِ. وأظن ربما تكونين مثلي أيضاً.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد