Hiç bilmediğin bir adama yardım etmek zordur. | Open Subtitles | من الصعب أن تعرض حياتك للخطر من أجل رجل لا تعرفه أصلاً. |
Böyle bir iş seni iyi bir golf kulübüne de sokamaz ama doğruyu yaptığını bilmenin verdiği tatmini göz ardı etmek zordur. | Open Subtitles | ...ولم يفدك ذلك ...في غرفة خزانات ناد ريفي لكن من الصعب أن تفوز عندما تستطيع ذلك |
Şiirleri tercüme etmek zordur. Mezar kazıcı sövüp sayarken, yumruk büyüklüğünde bir toprak düşer. | Open Subtitles | من الصعب أن يترجم الشِعر "قبضة سقوط الأرض كحال حفار القبور, فهو يقسم ويبصق" |
Bu gezegende, bundan daha umutsuz bir ortamı hayal etmek zordur. | Open Subtitles | سيكون من الصعب التفكير لبيئة غير واعدة أكثر على هذا الكوكب. |
Eninde sonunda, evreni neyin ya da kimin yaratıp kontrol ettiğinden daha önemli veya temel bir gizem hayal etmek zordur. | Open Subtitles | وعلى كل الأحوال, من الصعب التفكير :في لغز أكثر جوهرية وأهمية من مالذي؟ |
Eski dünyanın neye benzediğini ve modern kıtaların ne şekilde bir araya geldiklerini hayal etmek zordur. | Open Subtitles | من الصعب تخيل كيف كان ، يبدو ذلك العالم السحيق و كيف ترتبت قاراتنا الجديدة فيه |
Bir kadını hikayenin kahramanı olduğunu kabul etmek zordur. | Open Subtitles | أرأيتم،إنه من الصعب تخيل أن تكون الفتاة هي بطلة القصة |
Burada içki sipariş etmek zordur. | Open Subtitles | من الصعب أن تطلب لنفسك الشراب هنا |
- Kabul etmek zordur muhtemelen. | Open Subtitles | أعلم أنه من الصعب أن تتقبل الوضع |
Sevdiğin birine ihanet etmek zordur. | Open Subtitles | من الصعب أن تخون شخص أحببته |