ويكيبيديا

    "etmek zorunda kaldım" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • توجب علي
        
    • كان عليّ أن
        
    • كان علي ان
        
    • اضطررت إلى
        
    • أنا كان لا بُدَّ أنْ
        
    • اضطريت أن
        
    Cennete gitmeyi seçtiğinden, öldürme işini de iptal etmek zorunda kaldım. Open Subtitles توجب علي أن ألغي هذا القتل عندما سلك طريق الشهداء مباشرة للجنة
    Seni çocuğumuz olması için bile ikna etmek zorunda kaldım. Open Subtitles توجب علي اقناعك حتى بالتفكير في الحصول على طفل.
    Bella huzursuzlanmaya başlamıştı ve onu günde on kez kontrol etmek zorunda kaldım. Open Subtitles أصاب الأرق بيبلا و كان عليّ أن أطمأن عليها عشر مرات في اليوم
    Terk etmek zorunda kaldım... Open Subtitles كان عليّ أن أرحل
    Senin imzanı taklit etmek zorunda kaldım, yoksa arabayı buradan çıkarmazlardı. Open Subtitles كان علي ان ازوّر توقيعك كي استطيع اخراج السيارة من هنا
    Bu yüzden bir yıllığına gitmeyi kabul etmek zorunda kaldım. Open Subtitles لقد اضطررت إلى الموافقة .للذهاب بعيداً لمدة عام
    Kapalı tabut tavsiye etmek zorunda kaldım. Open Subtitles أنا كان لا بُدَّ أنْ أَوصي بتابوت مغَلقَ.
    Hizmetçiyi, bu otelin sahibi olduğumu ikna etmek zorunda kaldım. Open Subtitles اضطريت أن أقنع الخادمة أنني مالك الفندق
    İstifa etmek zorunda kaldım çünkü ne zaman kıyıdan ayrılsak başım dönüyordu. Open Subtitles لقد توجب علي الاستقالة لأنني بدأت أشعر بالدوخة كلما غادرنا الساحل
    Seni arabadan zorla indirip yatağa sürüklemek ve alt tarafını tıraş etmek zorunda kaldım. Open Subtitles لا أريد... توجب علي سحبك من السيارة واضطررت تثبيتك بالسرير
    Birkaç bina uzağa park etmek zorunda kaldım. Open Subtitles توجب علي الوقوف بعد عدة بنايات
    Terk etmek zorunda kaldım... Open Subtitles كان عليّ أن أرحل
    Kavga etmek zorunda kaldım. Lenny babasının Hulk Hogan olduğunu söyledi ama ben o olmadığını biliyorum. Open Subtitles كان عليّ أن أتشاجر، فـ(ليني) قال: "أن والده هو العملاق (هوغان)"
    Şehri terk etmek zorunda kaldım Jimmy bana iş teklif etti, o yüzden buradayım. Open Subtitles كان عليّ أن أخرج من المدينة (جيمي) عرض عليّ وظيفة ولهذا أنا هنا.
    Tom'un 51 yaşındaki Jerry Springer'a benzeyen ve benden hoşlanmayan ablasından rica etmek zorunda kaldım. Open Subtitles كان علي ان أطلب من أخت توم التي تبلغ من العمر 51 سنه التي تبدو مثل جاري سبرينجر والتي لا أعجبها
    Bay T'ye ne kadar hap verdiklerini hiç göstermiyorlar dolayısıyla tahmin etmek zorunda kaldım. Open Subtitles لم يظهروا حقا كم حبة منومة اعطوها لسيد (تي)، لذا كان علي ان اخمن.
    Sonra buraya park etmek zorunda kaldım, çünkü parktaki insanlar pencere önüne sıraya girip yiyecek siparişi vermeye başladılar. Open Subtitles ثم اضطررت إلى الانتقال هنا لأن الناس في الحديقة يقفون على النافذة لكي يطلبون الطعام.
    Büyüdüm ve bunu bırakmaya çalıştım ama aptal kız kardeşim boşandı ve ona yardım etmek zorunda kaldım. Open Subtitles كبرت وحاولت الابتعاد عن ذلك لكن أختي الغبية تطلقت لذا اضطررت إلى مساعدتها.
    Lacey'in Society Hill'den kredi kartımla aldığı 300$'lık bir şapkayı iade etmek zorunda kaldım. Open Subtitles اضطررت إلى ارجاع القبعة التي اشترتها (ليسي) من "مجمع" هيل مقابل 300 دولار باستخدام بطاقتي الائتمانية
    Temizlik işlerini iptal etmek zorunda kaldım. Open Subtitles أنا كان لا بُدَّ أنْ أَسْحبَ السدادةَ من على الوظائفِ النظيفةِ،
    Birkaç kişiden rica etmek zorunda kaldım ama Eyfel Kulesi restoranına rezervasyon yaptırabildim. Open Subtitles أنا كان لا بُدَّ أنْ أَتّصلَ في a زوج حسناتِ، لَكنِّي حَصلتُ علينا أي حَجْز في مطعمِ برج أيفلَ.
    Hizmetçiyi, bu otelin sahibi olduğumu ikna etmek zorunda kaldım. Open Subtitles اضطريت أن أقنع الخادمة أنني مالك الفندق

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد