ويكيبيديا

    "etmenin tek" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الوحيدة لإستعادة
        
    • الوحيدة للتعامل
        
    • الطريق الوحيد
        
    • الوحيدة لتحقيق
        
    • الوحيدة لتدمير
        
    • الوحيدة للسيطرة
        
    Beyin fonksiyonlarını muhafaza etmenin tek yolu bu. Open Subtitles انها فرصتنا الوحيدة لإستعادة أنشطته الدماغية
    Beyin fonksiyonlarını muhafaza etmenin tek yolu bu. Open Subtitles انها فرصتنا الوحيدة لإستعادة أنشطته الدماغية
    Kabalıkla baş etmenin tek yolu onu devam ettirmektir. Open Subtitles الطريقة الوحيدة للتعامل مع الغوغاء أن تترفع عن مستواهم
    Ama bana şunu çok iyi öğretti korkularımızla baş etmenin tek yolu onlarla yüzleşmek onları zorla sürükleyerek karanlığın dışına çıkarmak ve ve yok etmektir. Open Subtitles ولكنه علمني شيئاً واحداً .. الطريقة الوحيدة للتعامل مع مخاوفك هي أن نواجهها
    Dr Carter'a yardım etmenin tek yolu onun gerçekliğindeki Goa'uld'u durdurmak ve... Open Subtitles الطريق الوحيد لمساعدة دّكتور كارتر هي أن نوقف الجواؤلد في حقيقتها
    Bu dünyada istediğini elde etmenin tek yolu canını dişine katıp çalışmak. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لتحقيق ما تريد هي بالعمل الشاق
    Antimaddeyi yok etmenin tek yolu, maddedir. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لتدمير كيان لا مادي هي بكيان مادي.
    Bir Asil İblisi kontrol etmenin tek yolu Ölümlü Kupa'dan geçer. Open Subtitles الطريقة الوحيدة للسيطرة على الشيطان الأعظم هي بواسطة "كأس الفانين".
    Bak, bu deli kızla baş etmenin tek yolu, büyük bir yalan söyleyip hızlıca sıvışmak. Open Subtitles أسمع , الطريقة الوحيدة للتعامل مع نساء مجنونات
    Evliliğine duyduğum kıskançlıkla baş etmenin tek yolu bu. Open Subtitles إنها الطريقة الوحيدة للتعامل مع الغيرة حول زواجكِ، بينما ليس لديّ أيّ زوج
    Kalede babamı ziyaret etmenin tek yolu idi. Open Subtitles كان ذلك الطريق الوحيد لأزور أبي في القلعة
    Yoksulluğuna rağmen, aşırı tutucu bir toplumda boşanmış bir kadın olmanın sosyal statüsüne rağmen, ve okula dönüşüne ailesinin karşı çıkmasına rağmen, Fayza, hayatını kontrol etmenin tek yolunun eğitimden geçtiğini biliyordu. TED على الرغم من فقرها ووضعها الاجتماعي كمطلقة في مجتمع محافظ جدًا ومعارضة أهلها لعودتها للتعليم علمت فايزة أن الطريق الوحيد لها لتتحكم بحياتها هو بتعلمها
    Dünyada yükselmenin tek yolu toprak ve ünvandan geçer, ve bizim gibi insanlar için, bunları elde etmenin tek yolu bunlara sahip olanlarla evlenmektir. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لترتفع في العالم عن طريق الأرض والنسب، ومن أجل أن يحبنا الناس، والطريقة الوحيدة لتحقيق كل هذا الأشياء، هو الزواج منهم.
    Kaybı telafi etmenin tek yolu Rosalee'yi sağ yakalayıp ödülü almak. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لتحقيق توازن الميزانية هي بإمساك (روزلي) حية وقبض مكافأتها
    DNA'yı yok etmenin tek yolu bu. Open Subtitles انها الطريقة الوحيدة لتدمير الحمض النووي
    DNA'yı yok etmenin tek yolu bu. Open Subtitles انها الطريقة الوحيدة لتدمير الحمض النووي
    Onu oraya biz atadık. Davies'i kontrol etmenin tek yoluydu. Open Subtitles ‫نحن من أرسلناه إلى هناك، كانت الطريقة ‫الوحيدة للسيطرة على (ديفيس)

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد