Üst düzey bir istihbarat subayı uyduları manipüle etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | اكتشفنا ضابط مخابرات رفيع المستوى كان يحاول التلاعب بالأقمار الصناعية. |
Bozuk ağzıyla babayla oğlu birbirine düşman etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول أن يجعل الأب و إبنه أعداء بسبب كلامه الغبي |
Biliyorum. Ama o bir çocuk ve yardım etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | أنا أعرف، لكنه صبي صغير و كان يحاول المساعدة |
Yalnızca yardım etmeye çalışıyordu. Benim onun yardımına ihtiyacım yok. | Open Subtitles | ـ هو كان فقط يحاول أن يساعد ـ لست بحاجة إلى هذا النوع من المساعدة |
Kızımı görebilmem için annemi ikna etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كانت تحاول ان تقنع والدتي كي تجعل ابنتي تزورني |
Christa kabul etmeye çalışıyordu. İşin içine ben etmiştim. | Open Subtitles | ولكن كريستا كانت تحاول فعلا , اعني , اني افسدت الامر , ايضا |
Galiba Penny Husbands-Bosworth ile flört etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | أعتقد أنه كان يحاول مغازلة زوجة بينى بوسورث |
Sıkışmış insanlar vardı. Yardım etmeye çalışıyordu. Biz onun arkasındaydık. | Open Subtitles | كان هناك أشخاص محبوسين كان يحاول المساعدة |
Anlaşılan, polis araya girdiği sırada şüpheli, genç kıza tecavüz etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | المشتبه على ما يبدو كان يحاول أن يغتصب السيدة الشابة عندما تدخلت الشرطة |
Terfi etmeden önce onu kaybetmeyi bloke etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | لقد كان يحاول الانتهاء من المشاكل الغير منتهية قبل أن يحصل على الترقية |
- Bence bundan fazlası var. - Bence kendini de tedavi etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | ، أعتقد أنّ الأمر أكبر من هذا . أظنُّ أنّه كان يحاول معالجة نفسه |
- Külahıma anlat! Karısıyla yatan adama kendini ispat etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كان يحاول إثبات نفسه كالرجل الذي عاشر زوجته |
Sana iyilik etmeye çalışıyordu, akıllı çocuk. | Open Subtitles | أنت لقد كان يحاول أن يسديك معروفا شخص حكيم |
Beni ikna etmeye çalışıyordu beni bir kez aldattığın için, yine yapacağına. | Open Subtitles | إنه .. يحاول أن يثبت . أنك قد خنتيني مرة و أنك ستفعليها مجدداً |
Aylardır Dunning çetenin üssüne polis baskını yapmak için yüzbaşısını ikna etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | داننيج ظل لشهور يحاول أن يقنع نقيبه ليداهم العصابه في عقر مقرهم |
Beni hazırladığı bir şeyin içine dahil etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | يحاول أن يضمّني إلى شيء ما كان يقوم بتخميره. |
Şu anda yaptığımız şey için beni ikna etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | كانت تحاول ان تجعلني افعلُ ما نفعله الان |
Sanki birisine bir şeyler ispat etmeye çalışıyordu. ve daha başarılı oldukça kaybetmekten daha çok korkmaya başladı. | Open Subtitles | كانت تحاول ان تثبت شيئا ما لشخص ما |
Niye Donanmadan ayrılıp üniversiteye dönmem için ikna etmeye çalışıyordu? | Open Subtitles | حقاُ؟ لمَ كانت تحاول أن تقنعني بترك الفيلق البحري و الذهاب للكلية؟ |
Lütfen onun başını belaya sokmayın. Sadece yardım etmeye çalışıyordu. | Open Subtitles | رجاءً لا توقعها في مشكلة إنها تحاول المساعدة فقط |