Bu gezegende etten başka güzel yiyecek olmaması benim suçum değil! | Open Subtitles | ليس خطأي أنه لاشيء أفضل للأكل على هذا الكوكب إلا اللحم |
Bütün hayatını böyle yaşa o zaman, vücudunda etten başka birşey kalmayana kadar! | Open Subtitles | ،عش حياتكَ بأكملها هكذا وحسب حتى لا يبقى شيء على جسمكَ غير اللحم |
Biraz kıçını başını açsan ya da etten yapılmış bir kıyafet giysen? | Open Subtitles | إلا تستطيع أن تتقومي بإغرائه أو أرتدي فستان مصنوع من اللحم ؟ |
Ve bu çelik palasını alacağım, kan ve etten oluşan bedenimde aşağıya doğru ittireceğim, ve görünüşte imkansızın olası olduğunu size ispat edeceğim. | TED | و سوف آخذ هذا الشفرة الحديدية و أدفعها خلال جسدي المكون من دم و لحم, لأثبت لكم أن ما يبدو مستحيلا هو في الواقع ممكن. |
Ete bayılırım. etten vazgeçemem. | Open Subtitles | أحب شريحة اللحم, أحب اللحم,أنا من آكلي اللحوم |
Onlar için canlı etten daha güzel bir şey olamaz. | Open Subtitles | لا يحلو لهم شيء أفضل من قطعة من اللحم الطازج |
İçinizdeki taştan yüreği çıkaracak, size etten bir yürek vereceğim. | Open Subtitles | و سوف أحطم القلب الحجرى و سوف أعطيك قلباً من اللحم |
Yalvarırım kardeşim ailesinin ona emanet ettiği etten sattı biraz, bunu düşünsene. | Open Subtitles | أتوسل اليك , أن تأخذ بعين الاعتبار أن أخي يبيع هنا جزءا من اللحم اللذيذ الذي ائتمنته عليه عائلته |
Ancak insanlar, etten ve kemiktendir. | Open Subtitles | لكن البشر مخلوقون من اللحم و الدم, صحيح؟ |
"Genç taze etten daha çok sevdiğim bir şey yok. " | Open Subtitles | قال: لا أحب شيئا أكثر من اللحم الطري الطازج |
Bizi şeker gibi etten de mahrum etmeyeceksin değil mi? | Open Subtitles | بالتأكيد لن تحرميننا من اللحم بالإضافة إلى السكر؟ |
etten oluşan ihtişamlı bir dünyada şeytana davetiye çıkaran sen? | Open Subtitles | من تخلقين عالماً باذخاً من اللحم و المجون من شعائرٍ عربيدية مستحضرة روح الشيطان؟ |
Yemin ederim Carrie, karşıma etten bir duvar çıkmış gibiydi | Open Subtitles | أنا أخبرك, وكأنه كان جدار من اللحم يتوجه نحوي |
Menüyü bile etten yapmışlar. Düzleştirilmiş tavuk. | Open Subtitles | حتي القائمة مصنوعة من اللحم مصنوعة كليا من الدجاج المهروس. |
etten duvar, yavaş yavaş ilerleyerek seyahat halinde, 0rnithocheirus'ları takip ediyorlar, ancak önlerinde bir kötüye gidiş var. | Open Subtitles | حائط من اللحم يتحرك للأمام ببطء على نفس طريق الاونثكريوس لكن ثمة عائق مقبل |
Samuray olabilir ama ayrıca etten kemikten bir insandı. | Open Subtitles | ربما كان ساموراى لكنه كان إنساناً أيضاً من لحم ودم |
Helen de etten kemikten yapılmış bir kadın ve sen hiç ortalıkta yoksun. | Open Subtitles | هيلين امرأه من لحم و دم و أنت لا تتواجد أبدا هناك |
Helen de etten kemikten yapılmış bir kadın ve sen hiç ortalıkta yoksun. | Open Subtitles | هيلين امرأه من لحم و دم و أنت لا تتواجد أبدا هناك |
Efsaneler ve söylentiler... Hepsi kara büyüyle enfekte olmuş etten söz ediyordu ama hiç biri gerçek cevap değildi. | Open Subtitles | الخرافات والشائعات، وجميعهم من اللحوم المصابة بواسطة السحر الاسود. |
Birçok kişi daha sağlıklı olmanın yolunu kırmızı etten uzak durmakta arar. | Open Subtitles | قرّر العديد من الناس أنّهم يودّون تحسين صحتهم باجتناب اللحوم الحمراء. |
Şimdi ise etten kemikten bir ölüm meleği gibisin. | Open Subtitles | أنت تقف الآن كالموت متجسداً باللحم والعظام |
"Avcı" kullanıcıya, etten kemikten oyuncusunu yönlendirmesi için "Öl ya da öldür" tarzı bir çarpışmada tam kontrol veriyor. | Open Subtitles | يعطي القاتل اللاعب التحكم الكامل لدماء ولحم البشر بمقياسٍ كامل سيمونسيلفرتون |
Bunları gizemli etten daha fazla seversin diye düşündüm. | Open Subtitles | ظننت أنّ هذه قد تعجبك أكثر من اللّحم الغامض. |