Artı, kupon biriktiriyoruz ve büyük büyükannemle birlikte berbat bir evde yaşıyoruz. | Open Subtitles | ايضا، نجمع الكوبونات و نعيش في منزل سيء مع جدة والدتي المجنونة. |
Aynı evde yaşıyoruz ve bu durum benim için sorun değil. | Open Subtitles | نعيش في منزل مشترك، وأنا لم أعارض على ذلك |
Evde de konuşabilirdik. Aynı evde yaşıyoruz. | Open Subtitles | يمكننا مناقشتها في المنزل . نحن نعيش في منزل واحد |
Bu ilişki sayesinde sürekli terfi alıyorum ve bu güzel evde yaşıyoruz, sen şu sürekli istediğin... | Open Subtitles | هذا العلاقة بسببها حصلت على ترقية, لهذا السبب نحن نعيش في هذا البيت الفاخر وأنتِ تقودين سيارة جديدة |
İnsanların mutfağı büyüklüğünde bir evde yaşıyoruz, efendim. | Open Subtitles | إننا نعيش في منازل حجم مطابخ الناس، يا سيدي. |
Birçoğunuz gibi normal bir evde yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش في منزل عادي تماما مثل الكثيرين منكم |
Ve çok, çok güzel bir evde yaşıyoruz. | Open Subtitles | ونحن نعيش في منزل . في غاية الجمال |
Ödünç alınmış, geçici bir evde yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش في منزل مستعار وبشكل مؤقت |
Bizi öldürmeye çalışan bir evde yaşıyoruz. | Open Subtitles | نحن نعيش في منزل يحاول قتلنا |
Bir bebeği var. Aynı evde yaşıyoruz. | Open Subtitles | لديها طفـلـه نحن نعيش في نفس المنزل |
Menlo Park'da ahır gibi bir evde yaşıyoruz. | Open Subtitles | إننا نعيش في كوخ سيء في (مينلو بارك). |
Menlo Park'ta ahır gibi bir evde yaşıyoruz. | Open Subtitles | إننا نعيش في كوخ سيء في (مينلو بارك). |