Karısı oğlunu da alıp doğuya taşınmış ve yeniden evlenmiş. | Open Subtitles | قامت زوجته بأخذ ابنه و توجهت نحو الشرق و تزوجت |
İki kez evlenmiş ve iki kocası da vefat etmiş. | Open Subtitles | تزوجت مرتين وكلا من زوجها توفي بعد أن أصبح أعمى |
Herhalde üç kere evlenmiş birine "sağdıç" demek doğru olmadı. | Open Subtitles | اظن أن رجلك المفضل لا تقال لشـخص تزوج 3 مرات |
Yeniden evlenmiş, şimdi de karısının öldüğü hastane için bağış topluyor. | Open Subtitles | تزوج مرة اخرى والآن يستثمر الأموال في المستشفى الذي ماتت به |
Bir güzellik kraliçesi ile evlenmiş. Kızı oralardayken gördün mü? | Open Subtitles | . و متزوج من ملكة حسناء هل رأيتها هناك ؟ |
Oradaki yerel halk ile evlenmiş bir aile ile karşılaştım, yani böyle şeyler oluyor. | TED | وقد التقيت أيضاً أسرة تزوجت من السكان المحليين هناك، وهذا ما يحدث حالياً. |
Şarabın nerede? Eğer bu kızla evlenmiş olsaydın, ikiniz de berbat bir halde olacaktınız. | Open Subtitles | إذا كنت قد تزوجت هذه الفتاة لكنتما أصبحتما تعيسان ، كان زواجكما سيفشل |
Bir Fransız adamla evlenmiş ya - üstelik adam ressam. | Open Subtitles | حسنا, لقد تزوجت من رجل فرنسى, رسّام ايضا |
Bir Dükle evlenmiş olsaydı, bu kadarına sahip olamazdı. | Open Subtitles | هي لم يكن أن يكون لديها مثلة، عندما تزوجت الدوق |
Yandaki dulla evlendim. Daha önce yedi kere evlenmiş. | Open Subtitles | تزوجت بالأرملة الجارة, تزوجت 7 مرات قبلاً |
Kadın arkadaşları var ama sadece bir kez evlenmiş. | Open Subtitles | كون صداقات مع العديد من النساء ولكنه تزوج مره واحده |
- Kıyafetine bakılırsa şeytan Medusa ile evlenmiş? | Open Subtitles | الشيطان تزوج ميدوسا أترون الثعابين فى شعرها؟ |
Kasabadaki en güzel kadın olan Rene'yle evlenmiş. | Open Subtitles | لقد تزوج اجمل امرأة في البلدة اسمها رينيه |
Birkaç kere evlenmiş olanlar. | Open Subtitles | توني : فقط منهم الذي تزوج عدة مرات كايت : |
Son altı yıldır dört ayrı kadınla tam dört defa evlenmiş. | Open Subtitles | لقد تزوج اربعة مرات في اخر ست سنوات من اربع نساء مختلفة |
İlk melez Yahudilerle evlenmiş ilk melezler de Yahudi'dir. | Open Subtitles | اليهود من مختلطة أولا متزوج من مختلطة أولا هي اليهود. |
- Ben böyle bir kızla evlenmiş olsaydım, tüm otobüsü ayaklarının altına sererdim! | Open Subtitles | لو كنت متزوجاً فتاة كهذه لقدمة لها الحافلة بأكملها |
Annem çok genç evlenmiş ve hayatını bize adamış. | Open Subtitles | أنظر , أمّي تزوّجت صغيرة جداً و برعت في تربيتنا |
Evleneli iki ay oldu, ama hala henüz evlenmiş gibi mutlular. | Open Subtitles | انهما متزوجان منذ شهرين, وسعيدان كأنهم تزوجا الان. |
Aynı anda birçok kadınla evlenmiş olmalı. | Open Subtitles | وفقا لهذه التواريخ، أنه يجب أن يكون متزوجا إلى نصف دزينة في نفس الوقت. |
Bilmeni isterim ki kısa bir süreliğine de evlenmiş olsak sen, hayatımın aşkıydın. | Open Subtitles | حتى ولو كنا متزوجين فقط لفترة قصيرة، كنتم حب حياتي. أوه، كيف الحلو. |
Teddy hiç kimseyi sevemez dediler ama şimdi evlenmiş. | Open Subtitles | لقد قال لي شخص موثوق ان تيدي لن يحب امراه اخرى الان لقد رحل وتزوج |
Kendime geldiğimde... nişanlımı başka bir adamla evlenmiş olarak buldum. | Open Subtitles | ثمّ إستيقظت ووجدت خطيبتي متزوّجة من رجلٍ آخر |
Şimdiden evlenmiş gibi hareket edebiliyoruz. | Open Subtitles | الأمر و كأننا مسبقا جيدون في كوننا متزوجون |
Lordum Basanio ve saygıdeğer bayan size hak ettiğiniz mutluluğu diliyorum ve şu andaki mutluluğunuzu nikahla perçinlediniz zaman şunu iyi bilin ki o zaman ben de evlenmiş olabilirim. | Open Subtitles | سيدي باسانيو، سيدتي الرقيقة نتمنى لكم ماتتمنيانه لأنفسكما من سعادة وعندما يتوج هذا الميثاق بينكما بالزواج |
Yarın evlenmiş ve benim huzurumu kaçırmış olacaktı. | Open Subtitles | لا أعلم لمَ أنا متضايق من زواجها غدًا؟ |
Birbirimizle değil de başkalarıyla evlenmiş olsaydık hayatımızın nasıl olabileceğini hiç merak ediyor musun? | Open Subtitles | هل سبق لك أن أتساءل ما قد يكون مثل إذا تزوجنا من أشخاص آخرين؟ |
Gençliğinde çok aşık olduğu bir kadınla evlenmiş. | Open Subtitles | لقد كان شاب وقد وقع في حب إمرأة و تزوجها |