| Kusura bakmazsanız, çiftliğin devir-teslim evraklarını görebilir miyiz? | Open Subtitles | بدون زعل ، هل لنا برؤية اوراق تحويل الملكية ؟ |
| Ama elbette boşanma evraklarını imzalamayacaktı ve düğün ertelenecekti. | Open Subtitles | لكن عندها هيا ربما لن توقع اوراق الطلاق، و الزفاف يجب ان يأجل. |
| Savunma Bakanlığı'ndan saldırının evraklarını alacağım. | Open Subtitles | سأجعل وزارة الدفاع تُرسل وثائق المُهمّة. |
| Bak, biliyorum meşgulsün ama, belki bir ara zamanın olursa şu yeni mülkiyet evraklarını dosyalayabilir misin? | Open Subtitles | أعلم أنك مشغولة هل سنحت لك الفرصة لتقديم وثائق الملكية الجديدة؟ |
| Buldum! Buldum! evraklarını buldum! | Open Subtitles | لقد حصلت عليها, لقد وجدت أوراقك |
| Paranı ve evraklarını 2 gün içerisinde alacaksın. | Open Subtitles | تحصل على أوراقك ومالك في يومين. |
| evraklarını yazmak, zamanında işe gelmek, düzgün ayakkabı giymek de önemli. | Open Subtitles | وكذلك القيام بالأعمال الورقية ،الحضور في الوقت المحدد، إرتداء حذاء مناسب |
| Belki de karısını bırakıp ortadan kaybolmadan önce kendi evraklarını kendi hazırlamıştır. | Open Subtitles | ربما لفق أوراقه الخاصة قبل أن يهرب ويختفي من زوجته |
| Karşı görüş, insanları görünüşlerine göre kenara çekip evraklarını soran bir ülke olmak istemediğimiz yönünde. | Open Subtitles | والخلاف الدائر عن أننا لسنا دولة تقوم بجذب الناس وتوقفهم جانبًا للتحقق من أوراقهم الثبوتية بناء على منظرهم؟ |
| Bağlantım yok değil. Muhtemelen nakil evraklarını annem imzalamıştır. | Open Subtitles | انا لست خارج عن هذا تماما بما ان امى هى من وقعت على اوراق النقل |
| Yani evraklarını hazırlarım ve seni gönderirim ya da sana Tihar hapishanesinde bir yer ayırtırım. | Open Subtitles | اما ان ارتب لك اوراق لكى تعود او ارتب لك الاقامه فى سجن تيهار |
| Banka, evraklarını imzalatmış ve noterden onaylatmış. | Open Subtitles | البنك لديه اوراق موقعه و مصدقه |
| - evraklarını doldurman gerek. | Open Subtitles | ؟ مازال عليك مليء اوراق طلب الوظيفة |
| İmzaladığım nakil evraklarını kaybetmiş. | Open Subtitles | لقد فقد وثائق نقل عليها توقيعي. |
| Adalet Bakanlığı evraklarını masana bırakmıştım. | Open Subtitles | تركت وثائق وزارة العدل فوق مكتبك |
| Siz aşağılık herifler 4 ay önce buraya gelip herkesin evraklarını kontrol ettiniz. | Open Subtitles | لقد أتيتم إلى هنا قبل أربعة أشهر ! وتحققتم من وثائق الجميع أيّها الأوغاد |
| evraklarını göster. | Open Subtitles | البوابة الشمالية لباريس أرني أوراقك |
| "Hey, 'zenci' dediğini duydum. evraklarını göreyim. | Open Subtitles | سمعتك تقول زنجي أرني أوراقك |
| Sadece senin evraklarını tamamlamak istiyorum. | Open Subtitles | أريد فقط أن يتم تسوية أوراقك |
| Eğer müzik dinleyecek vaktin varsa sanırım evraklarını bitirecek zamanın da vardır. | Open Subtitles | لو كان لديك وقت لتستمع للموسيقى, إذن أنا أفترض أن لديك وقت لإنهاء أعمالك الورقية |
| Yarın hasta yatarken evraklarını ben hazırlamayacağım. | Open Subtitles | انا لن اقوم باعمالك الورقية عندما تدعى المرض غدا |
| Kişisel evraklarını ve bir adres defteri buldum. | Open Subtitles | وجدت بعض أوراقه الشخصيه وكتيب عنواين |
| Adam bana evraklarını göstermeyeceğini söylüyor. | Open Subtitles | قال الرجل أنه لن يُريني أوراقه. |
| Ya evraklarını imzalamanı ya da seni asmayı isteyecekler. Ne sebeple asacaklar? | Open Subtitles | سيريدوا منكِ أن توقعي أوراقهم أو يشنقوكِ |