Adadan kaçabilsen bile, füzelerden kaçamazsın. | Open Subtitles | حتى لو هربت من الجزيرة لا يمكنك الهروب من الصواريخ |
Otomatik pilot, füzelerden kaçmak için uçağa daireler çizdirmeye başlar. - Vurulmayız ama patlama şok dalgası yaratır. | Open Subtitles | حول أي صاروخ يطلقوه علينا وسيتم صد الصواريخ بموجات ترددية |
Eğer o füzelerden biri santrali vurursa ne olacağı hakkında bir şey biliyor musun? | Open Subtitles | انت تعرف ما سوف يحدث إذا أصاب أحد هذه الصواريخ هذا المكان |
İşte o füzelerden üçü şu anda virüsle yüklü ve doğu sahilindeki şehirlerimize doğrultulmuş durumda. | Open Subtitles | ثلاثةٌ من هؤلاء الصواريخ تم تعبئتها الاَن بالجراثيم وتم توجيهها إلى مدينتين على ساحلنا الشرقي |
Güneşe fırlattığım füzelerden birine bir aygıt veya birşey saklamış olmalısın. | Open Subtitles | أنت يجب أن يكون عندك المخفية أي أداة على أي قذيفة قذفت إلى الشمس. |
O füzelerden üçü şu anda... biyolojik silahla donatıldı... ve doğu sahillerini hedef alır durumda. | Open Subtitles | ثلاثةً من هؤلاء الصواريخ محملين الاَن بالجراثيم ومصوبين نحو مدناً على ساحلنا الشرقي |
Bahse varım o füzelerden birini kullanmak için ölüyorlardır. | Open Subtitles | ولابد انهم يعانون لاستخدام احد هذه الصواريخ ايضا |
Son iki saattir füzelerden kaçıp dayanıklılığını zorluyorsun. | Open Subtitles | لقد كُنتِ تهربينَ من الصواريخ وتختبرينَ قدرة تحمُّلكِ لساعتين. |
füzelerden kaçamazsın. | Open Subtitles | لا يمكنكِ أن تحصلي على تحذير عند إقتراب الصواريخ. |
O yönden, yüz yıl önce fırlattığın füzelerden hiçbir farkımız yok. | Open Subtitles | في تلك الحالة، لسنا مختلفين عن إطلاق الصواريخ منذ مائة عام مضت |
Patlatmaktan bahsetmişten, biraz füzelerden bahsedelim. | Open Subtitles | وبالحديث عن التفجير ننتقل الآن إلى الصواريخ |
Güneşe afırlattığım füzelerden birine bir aygıt saklamış olmalısın. | Open Subtitles | .... اعتقد انه كان لديك اداه خفيه على الصواريخ التى قذفت بها الى الشمس |
Annemin dediğine göre bütün haberlerde olan şey... füzelerden biri savaş uçakları tarafından düşürülmüş ve öbürü de, New Orleans'ın üzerinde kendini patlatmış. | Open Subtitles | أمي تقول بأن الأمر يتصدر جميع الأخبار وأن أحد الصواريخ قد تم إسقاطه بواسطة الطائرات المقاتلة والآخر إنفجر ذاتياً في سماء "نيو أورليانز" |
O füzelerden birini ateşlediğim an dünyadaki süper güçler eğer hadlerini aşarlarsa buna sebep olanları sorumlu tutacağımı anlayacaklar. | Open Subtitles | فى اللحظة التى اطلق فيها واحدة من تلك الصواريخ النووية, سوف أضع القوى العظمى فى هذا العالم على إشعار أنه, عندما يعبرون الخط, |
füzelerden kaçtım. Nereden geldiler? | Open Subtitles | تم تجنب الصواريخ من أين أتت؟ |
füzelerden nefret ediyorum. | Open Subtitles | انا اكره الصواريخ |
Ahmad çaldığı füzelerden bazılarını satmak istiyor. | Open Subtitles | أحمد )يبيع بعض الصواريخ التي إستولى عليها) |
Bu füzelerden kaç tane olduğunu da bilmiyoruz. | Open Subtitles | و لا نعلم كم من الصواريخ هناك |
- Tabi, zar zor. Karadan havaya atılan füzelerden kaçınmak zorunda olan bendim. Onunsa tek yaptığı bileklere kelepçe geçirmek. | Open Subtitles | أنا من اضطررت لمراوغة قذيفة صاروخية بالهواء وكل ما فعله هو وضع الأصفاد بأيديهم |
Gücünü ölümden alıyor, bu yüzden bu füzelerden biri bile isabet ederse... | Open Subtitles | سحره يستقوي بالموت، لذا إن وقعت قذيفة نووية من هؤلاء... |