ويكيبيديا

    "fırsatımız" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • فرصة
        
    • الفرصة
        
    • فرصتنا
        
    • بفرصة
        
    • الفرصه
        
    • فرصةٌ
        
    • نحظ
        
    • يتسنى لنا
        
    • لدينا فرصه
        
    • تتاح لنا
        
    Bence her şeye yeniden başlayıp aramızı düzeltmek için bir fırsatımız var. Open Subtitles لو حاول أحد قتلي سأغضب أنا .. أعتقد أننا لدينا فرصة هنا
    Pat Cash'le oynama fırsatımız oldu, bir de Wayne Arthurs vardı. Open Subtitles حصلنا على فرصة للعب بات النقدية. كان لدينا أيضا وأين ارثرز.
    Kapı açıldığında oraya gidip onu şaşırtmak için tek bir fırsatımız olacak. Open Subtitles عندما ينفتح هذا الباب سيكون لدينا فرصة واحدة لندخل هناك و نفاجئهم
    Son defasında biraz laklak edecek fırsatımız olduğunda, hiç hoş karşılanmamıştık. Open Subtitles تبدو أنها كانت الفرصة الأخيرة لمناقشة طويلة لقد عاملتنا بعدم ترحيب
    Süslü sinyal kuleleri inşa etme fırsatımız oldu ama halkımız sabit hattın kendileri için yeterli olacağına karar verdi. Open Subtitles اتعلمان أنّه كانت لديـنا الفرصة لوضع تلك البـروج المزّوقة هنـا لكن الجميع قـرر أن الخط الأرضي كافٍ بالنسبة لهم
    Gürültülü olacak... dokunma engelini onu rahatsız etmeyecek şekilde aşmak için... fırsatımız var. Open Subtitles . سيكون هناك ضجة فهذه فرصتنا لكسر حاجز اللمس لكن ليس بطريقة بغيضة
    New Orleans'da onu almak için fırsatımız oldu ama biri işi batırdı. Open Subtitles , نحن كانت لدينا فرصة لأنتزاعها في نيوأورلينز لكن شخص ما أخفق
    Yani araştırma yok, yenilik yok uğruna tıbba girdiğimiz şeyi yapmaya fırsatımız yok. Open Subtitles إذا لا أبحاث، أو إبداع، ولا فرصة للقيام بما دخلنا الطب للقيام به.
    Sonra annesi öldü ve bu konuyu konuşma fırsatımız olmadı. Open Subtitles ثم ماتت أمّها ولم تواتني فرصة لأحادثها بشأن ما جرى
    Ve işte şimdi bu hareketle gurur duymamız için bir fırsatımız var. TED واليوم لدينا فرصة .. لكي نكون فخورين بهذه الحركة ..
    Ve çalışmak için bir fırsatımız olmasından dolayı çok şanslıydık. TED وهكذا كنا محظوظين جدا الحصول على فرصة للعمل.
    Eğer biz şimdiki ana sahip olmasaydık, hiçbir şey yapmaya veya denemeye fırsatımız olmazdı TED إن لم تكن لنا هذه اللحظة الراهنة، لم نكن لنحصل على أية فرصة لنقوم بأي شيء أو نختبر أي شيء، فهذه اللحظة عبارة عن هدية.
    Bir şey için minnettar olduklarında, insanların bir mum yakması için fırsatımız var. TED لدينا فرصة لجعل الناس يشعلون شمعة حين يكونون ممتنين اتجاه أمر ما.
    Şimdiye kadar olan 24 salgında onu incelemek için çok fırsatımız vardı. TED وكان لدينا فرصة كافية لدراسته خلال ال24 مرة التي تفشى فيها
    Ama iki gün içinde kaderimizi değiştirmek için fırsatımız olacak. Open Subtitles لكن خلال يومين سوف تكون لدينا الفرصة كي نغير مصيرنا
    Onların 100 yıl önce fırsatı olduğu gibi, bizim de şimdi bu yerleri korumak için, bir plan oluşturmak için, insanları dâhil etmek için bir fırsatımız var. TED ولدينا الفرصة الآن، مثلما فعلوا قبل مئة سنة، لحماية هذه الأماكن، ووضع خطة لجعل الناس يشاركون.
    Çok geç olmadan hastalığın eski biyolojik belirteçleri için araştırma yapmaya başlayabilecek fırsatımız var. TED ولدينا الفرصة للبدء في البحث عن المؤشرات الحيوية المبكرة للمرض قبل أن يتأخر الوقت.
    General, şimdi atılmasını tavsiye ediyorum. Bu son fırsatımız olabilir. Open Subtitles حضرة اللواء، أوصي بإطلاقه حالاً قد تكون هذه فرصتنا الأخيرة
    Tek fırsatımız bu. Onları haklayacağım. Sonra da, gelir kurtarırım seni. Open Subtitles هذه فرصتنا , سأتغلب عليهم وبعدها سأعود من أجلك
    Tek fırsatımız bu. Onları haklayacağım. Sonra da, gelir kurtarırım seni. Open Subtitles هذه فرصتنا , سأتغلب عليهم وبعدها سأعود من أجلك
    Seninle dükkan ve diğer konular hakkında konuşma fırsatımız hiç olmadı gerçekten. Open Subtitles أنا وأنتِ لم نحظَ بفرصة الحديث بخصوص المتجر. وكل تلك الأشياء، و..
    Belki de içimizdekileri birbirimize dökmek için bu son fırsatımız olabilir. Open Subtitles حيث انه من الممكن ان تكون هذه الفرصه الاخيره لاخراج ما في انفسنا
    Sadece bir fırsatımız var ve bu fırsatı çok iyi kullanmalıyız. Open Subtitles عليّ بأن أعلم لأن لدينا فرصةٌ واحدة .ونحتاجُ أن نغتنمها
    Pek konuşma fırsatımız olmadı ama yolda, geliyor. Open Subtitles لم نحظ بوقت كاف لنتحدث، لكنه في طريقه إلى المنزل.
    Galiba sen takıma girdiğinden beri bir merhabalaşma fırsatımız olmadı. Open Subtitles أشعر أنه لم يتسنى لنا أن نحيي بعضنا منذ عُدت
    Bu şeyi durdurma fırsatımız. Open Subtitles لدينا فرصه لايقاف هذا الشىء قبل ان يزداد اكثر
    Eğer fırsatımız olursa, fikirlerimizi tartışalım, ne dersiniz? Open Subtitles سيد ونج يجب ان نتبادل بعض الافكار عندما تتاح لنا فرصة اخرى

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد