İlaç şirketleri geçici bir tekele sahip. Zenginler için fiyatlandırıyor, fakirleri unutuyorlar. | TED | لدى شركات الادوية احتكار مؤقت؛ إنهم يثمنون حسب مقدرة الأغنياء، وينسون الفقراء |
Para gönderme şirketleri ücretlerini, fakirleri sömürmek üzere ayarlıyorlar. | TED | تحدد شركات تحويل الأموال عمولتها لنهب الفقراء |
Bu sizin fakirleri fakirlikten nasıl kurtaracağınız hakkındaki fikirlerinizin seçim hakkı da değildir. | TED | وليس خياراً تفضيلياً لِما تؤمن بأنه انتشال الفقراء من فقرهم |
Pamuk, sen insanların bize ihtiyacı var demiştin. O fakirleri gördükten sonra artık onlara yardım ediyoruz. | Open Subtitles | قلتِ مرّة أن طالما يعاملونا الناس بوضاعة فبوسعنا سرقتهم طالما ليسوا أطفال فقراء. |
fakirleri, yetim, dul ve muhtaçları gözetmeyi diriltmezlerse büyük bir felaketle karşılaşacaklardı. | Open Subtitles | بإستعادة قيم القبيلة القديمة بمساعدة ورعاية الفقير واليتيم والأرمل وإلا ستكون هناك كارثة ومصيبة كبيرة |
Maalesef, bekleneceği üzere yoksulluğun azaltılmasına odaklanmak yerine stratejiler fakirleri ortadan kaldırmaya odaklanmakta. | TED | لسوء الحظ، بدلا من التركيز على استئصال الفقر كما تتوقعون، تركز استراتيجية الاختيار على القضاء على الفقراء. |
Marion, fakirleri çağırma nezaketini gösterir misin, lütfen? | Open Subtitles | أه .. ماريون .. هل يمكنك أن تكرمي بأن تطلبي من الفقراء أن يدخلوا من فضلكِ؟ |
İyi biriydi. Dullardan çalar, fakirleri dolandırırdı. | Open Subtitles | أه، لقد كان شخص جيد لقد نصب على الارامل وسرق الفقراء |
Siz fakirleri duyarsanız, tanrı'da size kulak verecektir... | Open Subtitles | استمع لنا نحن الفقراء والله سوف يسمع صلاتك اه .. ماهذا .. |
Siz fakirleri duyarsanız, tanrı'da size kulak verecektir... | Open Subtitles | استمع لنا نحن الفقراء والله سوف يسمع صلاتك اه .. ماهذا .. |
Joy bize Camden County'den, fakirleri giydirdiği, beslediği ve yıkadığı yerden, selam gönderiyor. | Open Subtitles | ترجع جوي الى مقاطعة كامدين حيث تتمتع باطعام والجاء وتنظيف الفقراء |
Edu'nun söylediklerine kısmen katılıyorum, ama polisin sadece fakirleri hedef aldığını düşünmüyorum. | Open Subtitles | لا أعتقد أن الشرطه لوحدهم المذنبون الفقراء |
Bu Paskalya, Papa, fakirleri tavşan yahnisi ile besleyerek, ihsanda bulunuyor. | Open Subtitles | لاجل الفصح البابا ايضا يرى تمجيده الالهي باطعام الفقراء, بطنجرة ارانب كبيرة. |
Ve onun fakirleri ve haksızlığa uğramış kişileri cesurca korumasına Hıristiyan âlemi hürmet göstermiştir. | Open Subtitles | ويقدسه جميع أنحاء العالم المسيحي كمثال للشجاعة في الدفاع عن الفقراء والمظلومين |
Sonunda, nereye gitse adanın para kazanmak isteyen büyüklü küçüklü tüm fakirleri kelime satmak için ona âdeta hücum etmeye başlamışlar. | Open Subtitles | ... منذذلكالحين،حيثماذهب فكل فقراء الجزيرة ... صغيراًوكبيراًوشباباً تلتف حوله لتبيع له الكلمات |
Roma'nın fakirleri için planlarımız var. | Open Subtitles | لدينا خطط من اجل فقراء الرومان |
Rodrigo geldiğinden beri biletler yok satıyor ve hâlâ "fakirleri" oynamayı nasıl beceriyorlar? | Open Subtitles | - كيف لهم ان يستمروا في البكاء وقول فقراء بينما قمنا ببيع كل عرض منذ قدوم رودريغو الي هنا؟ |
Şimdi bankayı soyalım, parayı fakirlere verelim sonra fakirleri soyalım ve paraları vuralım. | Open Subtitles | ،الآن، لنسرق البنك ...و نعطي المال للفقير ثم نسرق الفقير... و نقتل المال |
fakirleri siktir et! | Open Subtitles | يُمارسُ الجنس مع الفقراءِ! |
Güzel dulumuzun rahibe hayatına öncülük etmesi, fakirleri gözetmesi ve yardım ziyaretleri için önerilerde bulunmuyor musun? | Open Subtitles | أتخبريني أنّ أرملة بجمالها تعيش كراهبة تحب المساكين والأنشطة الخيرية؟ |
Titanik'in alt güvertesinin masada dans eden fakirleri. | Open Subtitles | طاولة الرقص الخاصة بالفقراء تحت سطح سفينة تايتانيك |
Duyarlılık, gözlerimizi diğerlerini görmek için, kulaklarımızı diğerlerini duymak, çocukları, fakirleri, gelecekten korkanları dinlemek içindir. | TED | الرأفة تعني استخدام أعيننا لرؤية الآخر، وآذاننا لسماع الآخر، لسماع الأطفال والفقراء وأولئك الخائفين من المستقبل. |
"Bana yorgunlari aclari ve fakirleri verin." | Open Subtitles | " أعطني تعبك .. وفقرك .. وجوعك " |