ويكيبيديا

    "fareye" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • الفأر
        
    • فأر
        
    • الفئران
        
    • فئران
        
    • فأراً
        
    • للفأر
        
    • الفأرة
        
    • فأرة
        
    • لفأر
        
    • بفأر
        
    • الجرذ
        
    • كفأر
        
    • بالفأرة
        
    • الماوس
        
    Yani, adam Kansas'vari, yüzme şampiyonu filan biriydi ve bu fareye sahipti. Open Subtitles أعنى ، ها هو بطل كانساس فى السباحة و معه هذا الفأر
    Onları fareye enjekte ediyoruz, sağ taraftakiler ve hiçbiri tümöre dönüşmüyor. TED قمنا بحقنها في الفأر, التي على اليمين ولم تقم ولا واحدة منها بعمل أورام.
    Bu çorba, daha önce bir fareye ait olan bir beynin tüm hücre çekirdeklerini barındırıyor. TED يحتوي هذا الحساء على كل الأنوية التي كانت سابقاً دماغ فأر.
    Ortadaki kutuda bulunan bu depresyon modelinde bir fareye baskı yaparsanız, sosyalleşmezler ve keşfetmezler. TED إذا ضغطت على فأر في نموذج الاكتئاب هذا، وهو الصندوق في المنتصف، يصبحون انطوائيين، ولا يستكتشفون.
    Yaptığım deneylerden birisinde fareye baskı yapıyorduk ve onu bir depresyon modeli olarak kullanıyorduk. TED وإحدى التجارب التي كنت أخوضها، كنا نعرض الفئران للضغط، وقمنا بذلك كنموذج للإحباط.
    Çöpün üzerinde kavga eden iki iğrenç fareye bakıyorum. İğrenç mi? Open Subtitles أنا فقط أنظر إلى بضعة فئران دهنيين يتشاجران حول قمامة
    Ayrıca bir kalemlik içinde duran diğer bir fareye de verdik ve etkileşime geçme kararı ona aitti. TED كما أعطيناه فأراً آخر داخل مقلمة حتى يتفاعل معه إذا ما أراد ذلك.
    Genç fareye bağlandığında, bu modele göre aslında yaşlı beyne giden hücre yoktur. TED لذا عندما وصلنا بينهما، لم تنتقل أي خلايا إلى دماغ الفأر المسن في هذا النموذج.
    Eğer obez fareye angigenez inhibitörü verirseniz, fare ağırlık kaybediyor. TED إذا اخذنا الفأر السمين و أعطيناه مانع لتولد الأوعية, يخسر بعض الوزن
    Bunu doğrulamanın tek yolu fareye kızın kanından enjekte edip botülizm olmasını beklemek. Open Subtitles الطريقة الوحيدة لتأكيد الأمر... هي حقن الفأر بدمها و انتظار أن يصاب بتسمم
    Günler geçtiğinde sadece fareye benzemekle kalmıyor aynı zamanda fare gibi davranıyordu. Open Subtitles بعد أن كبر عدّة أيام، لم يكن يُشبه الفأر وحسب، بل يتصرف مثل الفأر أيضًا.
    En az 30 fareye bu maddeden verdik. Open Subtitles لقد رفعنا الكمية على 30 فأر على الأقل بهذه الاشياء.
    Yarın, ellerinde bir sürü para ve İngiltere'deki her bir çocuğu fareye dönüştürecek litrelerce formülle buradan ayrılacaklar. Open Subtitles سيرحلون غداً مع حزمة من المال وغالون من تركيبة من شأنها أن تحول كل طفل في إنجلترا إلى فأر
    Bir kadın tavuğun bacağını yerken, bacak bir fareye... dönüşür... Open Subtitles تقضم إمرأه فخذ دجاجه ... ليتضح إنه ... فخذ فأر
    Hint becerikliliği geleneksel bilgisini kullanarak, ama aynı zamanda bilimsel olarak da tasdik ederek ve sürecin yolculuğunu, molekülden fareye oradan da insana değil, insandan fareye ve tekrar insana yapıyordu. TED ولكن الذكاء الهندي حققها باستخدام المعارف التقليدية وبعد ذلك ، التحقق من صحة ذلك علميا وجعل تلك الرحلة من الانسان الي الفئران الى الانسان ، وليس من الخليه للفئران ثم الانسان
    Kazara, fareye sizin ilaç verildi. Size de ordunun ilacı verildi. Open Subtitles بدلا من حقن الفئران بالسم , حصلتم على جرعتهم , وحصلوا على جرعتكم
    Vücutları kaynaşıyor ve çok başlı bir kral fareye dönüyor. Open Subtitles في النهاية، تُدمج أجسامهم سوياً ويشكلون ملك فئران حي ذو رؤوس متعددة
    fareye işkence eden kral pitonu gibi. Open Subtitles إنه كالثعبان الملكي يقوم بتعذيب فأراً واثب.
    Bir fareye vücudu soğukken hidrojen sülfit verdiğimizde farenin çekirdek sıcaklığının da düştüğünü görmek gerçekten şaşırtıcıydı. TED ولهذا فإنه كان مثير لنا أنه عندما جربنا كبريتيد الهيدروجين على فار عندما كان أيضًا باردًا أن ما حدث أن الحرارة الداخلية للفأر أيضًا أصبحت باردة.
    O fareye tıklayarak, silah ve altın toplayarak geçirilen üç bin saat. Open Subtitles ثلاثة آلاف ساعة من الضغط على تلك الفأرة جامعاً ذهباً و أسحلة
    fareye her bir tık ve ekrana her bir dokunuşla birlikte dijital ormanlardan geçerek seyahat ettiğimiz her yere kişisel bilgilerimizin kırıntılarını bırakarak Hansel ve Gratel gibi oluyoruz. TED ومع كل نقرة فأرة وكل لمسة للشاشة، نكون مثل هانسيل وجريتيل نترك فتات خبز معلوماتنا الشخصية في كل مكان نعبره في الغابات الرقمية.
    Evde geriye kalan tek yemek kırıntısı bir fareye bile yetmeyecek kadar ufakmış. Open Subtitles وقطعة صغيرة من الغذاء تركها على أرضية منزلهم لقد كانت فتات حتى هي لا تكفي لفأر صغير
    Ama bu çulluğun uzun bir kuyruğu vardı... ve daha çok büyük bir fareye benziyordu. Open Subtitles ولكن لديه ذيل طويل وكان أشبه بفأر كبير
    O şey bu kapsülün içinden fırladı, saniyede fareye vurdu ve fare bir anda öldü. Open Subtitles ذلك الشيء قفز خارج الكبسولة وقتل ذلك الجرذ في ثانية ومات على الفور
    Benimkisi tam bir fareye benziyor. Burnu murnu her şeyi benziyor. Open Subtitles يبدو رفيقي كفأر أليف، لديه ذلك الأنف وكل شيئ بالإضافة إلى المخالب.
    fareye tıklamanız ve videonun açılması arasındaki zamanda niyetinizi algılayıp anlayan ve gerçekleştiren bir şey? TED أن ما بين النقر بالفأرة وتشغيل الفيديو، كان هناك شيء التقط غايتكم، وفهمه وعمل على تنفيذه؟
    fareye o kadar kızınca doğru düzgün bağırıp çağıramadım. Open Subtitles كنت مستاء جدا حول الماوس لصراخ بشكل صحيح.

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد