| Ağırlık, hareket ettiği sırada bacak kemiklerine farklı açılardan gelecek. | TED | الوزن سيكون على عظم الساقين في زوايا مختلفة كلما تحرك. |
| Biz aynı taraftaydık, kötü polislerle savaşıyorduk ama farklı açılardan bakıyorduk. | Open Subtitles | إننا بنفس الجانب، نحاربُ الشرطيين الفاسدين لكننا ننطلق من زوايا مختلفة. |
| Bu da farklı açılardan aynı model. | TED | وإليكم ذات النموذج الناتج من زوايا مختلفة. |
| Yani farklı açılardan farklı renk yansıtıyor. | Open Subtitles | إذاً هو يكسر لوناً مختلفاً على زاوية مختلفة |
| Ama doğurganlık özellikle farklı açılardan ilgi isteyen yetkinlik isteyen bir şey. | Open Subtitles | والخصوبة على وجه الخصوص تتطلبمنهجوتدريبعملي... بطرق مختلفة |
| Tek söyleyebileceğim şey, ikimiz aynı anı farklı açılardan görüyoruz. | Open Subtitles | بقدر ما يمكنني إخباركِ كلانا رأى نفس اللحظة في نفس الوقت من منظور مختلف |
| İşlere farklı açılardan bakmaya hazırım diyebiliriz. | Open Subtitles | ربما أنوي رؤية الأمور من زاوية أخرى مضيئة. |
| farklı açılardan aynı yöntemli model. | TED | وإليكم ذات النموذج الناتج من زوايا مختلفة. |
| farklı açılardan anarşi olurdu bu değil mi? | Open Subtitles | مع زوايا مختلفة. التي من شأنها أن تكون الفوضى ، أليس كذلك؟ |
| Ona farklı açılardan yaklaşırız. | Open Subtitles | ربما يمكننا استخدام تبديلنا ونأتي إليها من زوايا مختلفة |
| Böylece birbirlerine sürekli farklı açılardan hayran kalabildiler. | Open Subtitles | حتى يتمكنوا بالاعجاب من عمل بعضهم من زوايا مختلفة |
| İki darbe de aynı kalın objeyle farklı açılardan gelmiş. | Open Subtitles | صدمتين من ذات الشيء الشديد من زوايا مختلفة |
| farklı açılardan veya ışıklandırmayla fotoğraflar bulursanız eğlenceli olabilir. | Open Subtitles | و من الجيد أن تجدوا، زوايا مختلفة من الإضاءات للطعام. هذا يجب أن يكون أمرا مُمتعاً تماماً. |
| Gidip farklı açılardan çekeceğim. | Open Subtitles | سألتقط الصور من زوايا مختلفة |
| Bazen hayallerinize farklı açılardan bakmanız gerekebilir. | Open Subtitles | أحيانا عليك النظر إلى حلمك من زاوية مختلفة. |
| Bizler farklı açılardan şeyler yakalarız. | Open Subtitles | نحن فقط نري الأشياء من زاوية مختلفة |
| İşe farklı açılardan odaklanmamız gerek. | Open Subtitles | علينا ان ننظر لهذا من زاوية مختلفة |
| Sadece farklı açılardan aramamız gerekir. | Open Subtitles | و لكنه يبدو بطرق مختلفة |
| Evet, Marge ve ben dünyaya çok farklı açılardan bakıyoruz. | Open Subtitles | بالفعل، (مارج) وأنا نرى العالم بطرق مختلفة تماما |
| Ve aynı yerde olmanıza karşın birbirinize farklı açılardan bakıyorsunuz. | Open Subtitles | و على الرغم من أنكما تتطلعان لهذا من منظور مختلف إنه ذات المكان |
| Belirli bir cevabı ararken sıkıştığınızda, aynı soruna farklı açılardan yaklaşmanın cevabı bulmaya daha yaklaştırdığını keşfediyorsunuz. | Open Subtitles | حينما تكون في عالقاً في مطاردة إجابة ما غالباً تكتشف أن كل ما تطلَّبه إكتشاف الإجابة كان النظر إلى المشكلة من زاوية أخرى |