| Çünkü demin resmini gördüm ve çok farklı görünüyordu. | Open Subtitles | لأنني رأيت صورة لها بالداخل وهي تبدو مختلفة الآن |
| Biliyorum, ben sadece söylüyorum, gerçekten farklı görünüyordu | Open Subtitles | لا، أعرف ، أنا أقول ماقالت تبدو مختلفة جدا |
| "Doğruydu, geri kalanımızdan farklı görünüyordu..." | Open Subtitles | بالفعل, كانت تبدو مختلفة عن بقيتنا اتعرف ماذا ؟ |
| Ne kadar ilginç, askıda çok farklı görünüyordu. | Open Subtitles | ياللغرابة، إنه يبدو مختلفاً على الشماعات |
| Burası gece çok daha farklı görünüyordu. | Open Subtitles | المكان يبدو مختلفاً جدا بالليل |
| Herşey tamamen farklı görünüyordu. | Open Subtitles | كلّ شيء بدا مختلفاً في هذا العالم. وبعد ذلك قابلت هذا الشخص... |
| Ama bu adama çarptığımda, farklı görünüyordu. | Open Subtitles | لكنني عندما قابلت هذا الرجل بدا مختلفاً |
| Gideli sadece iki gün olmuştu, ama nedense kasaba daha farklı görünüyordu. | Open Subtitles | ... على الرغم من غيابنا يومين لكن البلدة بدت مختلفة بطريقة ما |
| Şey, söylerken gözleri farklı görünüyordu ama özünde öyle söylemek istedi. | Open Subtitles | حسنا عيناه بدت مختلفة عندما قالها لكن هذا هو الجوهر |
| Yine de itiraf etmem gerekirse, biraz farklı görünüyordu. | Open Subtitles | لكننى أعترف... ... بأنها تبدو مختلفة بعض الشىء. |
| Tüm dünya farklı görünüyordu. | Open Subtitles | العالم بأكمله بدا مختلفاً |
| farklı görünüyordu. | Open Subtitles | بدا مختلفاً |
| Gökyüzü bile oradan farklı görünüyordu. | Open Subtitles | وحتى السماء بدت مختلفة هناك |
| Çok farklı görünüyordu. | Open Subtitles | بدت مختلفة... |