ويكيبيديا

    "farklı olduğunu" - ترجمة من تركي إلى عربي

    • أنه مختلف
        
    • بأنك مختلف
        
    • أنك مختلف
        
    • تختلف عن
        
    • يختلف
        
    • أنك مختلفة
        
    • أنكِ مختلفة
        
    • أنها مختلفة
        
    • مدى إختلافها
        
    • إنها مختلفة عن
        
    • أن الأمور مختلفة
        
    • أمر مختلف
        
    • انك مختلف
        
    • انها مختلفة
        
    • سيكون مختلفا
        
    Üniversitede farklı olduğunu biliyorum ama bir profesyonel olarak buradasın ve ona uygun giyinmeni istiyoruz. Open Subtitles أعلم أنه مختلف في الكلية و نتوقّع منكِ أن تلبسي كواحدة
    farklı olduğunu biliyorum, bu yüzden, boşa çene yorma! Open Subtitles أعرف أنه مختلف لهذا توقف عن الكلام
    Eğer bir daha gitmemeni sağlayacaksa kimsenin farklı olduğunu bilmesine gerek yok. Open Subtitles لن نخسرك مره أخرى لا يوجد أحد يحتاج إلى أن يعرف بأنك مختلف
    Senin farklı olduğunu biliyorum ama içinde bir şeyin seni zehirlediğini değiştirmez bu. Open Subtitles ‫أعلم أنك مختلف ‫لكن هذا لا يغير حقيقة ‫أنه يوجد بداخلك شيء يسممك
    Bütün gün diğerlerinden farklı olduğunu düşündüm. Open Subtitles طوال اليوم كنت أخبر نفسى أنك تختلف عن الآخرين
    Aslında, her logonun biraz farklı olduğunu görebilirsiniz. TED حيث ترون بان الشعار يختلف بعض الشئ من جهاز لاخر.
    Herkese o kadar farklı olduğunu düşünüyorsun ki. Open Subtitles أتعرفين, أنتي تجعليني أمرض, تَعتقدُين أنك مختلفة الى الآخرين
    Artık farklı olduğunu biliyorsun. Open Subtitles تعلمين أنكِ مختلفة الآن.
    Burada yaşamanın keşişlerin bizlere öğrettiği yaşamdan çok daha farklı olduğunu duymuştum. Open Subtitles كنت أعرف أنها مختلفة تماماً عن الطريقة التي علمنا الناسكون العيش بها
    Bak, küçüklüğünden beri Wade'in farklı olduğunu biliyorduk. Open Subtitles منذ ان كان "وايد" طفلاً صغيراً علمنا أنه مختلف
    Onun farklı olduğunu söylemeye çalışıyorum. Open Subtitles إنني أحاول أن أخبركِ أنه مختلف
    Onun diğerlerinden farklı olduğunu hemen anladım. Open Subtitles عرفت حالاً أنه مختلف عن الآخرين
    Kimsenin farklı olduğunu bilmesine gerek yok. Open Subtitles لا يوجد أحد يحتاج إلى أن يعرف بأنك مختلف
    Üzgünüm, dostum. farklı olduğunu düşünmemeliydin. Open Subtitles يؤسفني يا رجل لم يكن عليك الظن بأنك مختلف عنّا
    Para için burada olanlardan farklı olduğunu unutma. Open Subtitles ضع في إعتبارك بأنك مختلف عن هؤلاء المتواجدين هنا فقط من أجل المال
    Birinci yılında, sınıfıma ilk girdiğinden beri farklı olduğunu biliyordum. Open Subtitles منذ ُأن وطئت قدماك كطالب جديد عندى أدركت أنك مختلف عن قرنائك
    Senin aklını okuyamıyorum. farklı olduğunu böyle anladım. Open Subtitles لا يمكنني قراءة أفكارك، هكذا عرفت أنك مختلف
    Eskiden haklı olduğunu, onun diğer çocuklardan farklı olduğunu düşünürdüm. Open Subtitles كنت أعتقد بأنه كان على حق تعرف ، انها فقط تختلف عن الاطفال الاخرين
    Ve bu yolla neyin gerçekten doğal olduğunu ve geçen yüzyılda neyin farklı olduğunu keşfettik. TED وهكذا كيف أكتشفنا ما هو طبيعي فعلا وكيف يختلف القرن الماضي، بالفعل؟
    İnsanlar Succubus hakkında konşuyor, ve senin farklı olduğunu söylüyorlar, fakat sen de tıpkı diğerleri gibisin. Open Subtitles يتحدث الناس عن الشيطانة ويقولون أنك مختلفة لكن أنت مثل الآخرين وعدتني بالأجنحة
    - farklı olduğunu itiraf etmeni istiyorum. Open Subtitles أريدكِ أن تعترفي أنكِ مختلفة
    Bu benzetmenin seçilebileceğiniz diğer benzetmelere nazaran farklı olduğunu düşünmek çok kolay. TED من السهل أن تظنَّ بهذا التمثيل أنها مختلفة تماماً عن بعض الأشياء الأخرى التي من الممكن أن تختارها.
    Ve inanın bana biz onun ne kadar farklı olduğunu biliyoruz. Open Subtitles و ثقي بي، نحن نعلم مدى إختلافها
    Ama yakından bakınca her birinin farklı olduğunu görebiliyorsun. Open Subtitles "ولكن عندما أمعنتُ النظر كثيراً.." "يمكنكِ ملاحظة الإختلاف، إنها مختلفة عن بعضها البعض."
    Her şeyin farklı olduğunu, değiştiğimizi düşünüyoruz ama hâlâ trafiğin ortasında inip, bizi takip ettiğini sandığın- Open Subtitles نستمر بالتفكير أن الأمور مختلفة وقد تغيرنا لكنك ما تزال تخرج للطرقات تخبر الناس ألا يلحقوا بك
    Herkes ölebilir. Bu farklı. Bunun farklı olduğunu söylüyorum. Open Subtitles هذا أمر مختلف كما أقول لكِ فإن هذا أمر مختلف
    Bak, seninle çıkmamın sebebi daha önce çıktığım tüm o serserilerden farklı olduğunu düşünmemdi. Open Subtitles انظر , لقد خرجت معك لأننى ظننت انك مختلف عن كل الرجال الذين واعدتهم
    Yani yarın yeni yazı yayınlandığında Dunham kendindekinin farklı olduğunu görüp kaynağının açığa çıktığını anlayacak. Open Subtitles اذا غداً ، عندما تأتي المعلومات الجديدة (انها مختلفة عن التي مع (دونام سيعلم ان مصدره قد تم كشفه
    Neden farklı olduğunu sandım ki. Open Subtitles لم أكن أعرف أنه يتوجب علي الإعتقاد بأن الأمر سيكون مختلفا

    الكلمات والعبارات الأكثر شيوعا

    عربي-تركي: 10k، 20k، المزيد | تركي-عربي: 10k، 20k، المزيد