Dr. Hersch'in aldığı lomber ponksiyondan omurilik sıvısındaki kırmızı kan hücrelerinde bir fazlalık olduğu görülüyor. | Open Subtitles | والبزل القطني الذي أخذه الطبيب هيرش أظهر فائض زائد من خلايا كريات الدم الحمراء في السائل المخي النخاعي |
ATLAS'ın burada bir çıkıntısı vardır, 140 civarında gözlenen küçük bir fazlalık. | Open Subtitles | تعتمد على الكون المتعدد أطلس لديه مضخة صغيرة هنا فائض صغير منظور حوالي 140 |
Her dengeleyicinin üzerindeki rölöve vanası, fazlalık basıncı dışarıya atabilir. | Open Subtitles | - لو وضعنا صمام تلقائي على كل وحدة -يمكن أن تنفس الضغط الزائد |
Buradaki bu kaslı fazlalık sadece keşif yolumu kapatmaya yarar. | Open Subtitles | هذه العضلات الزائدة هنا ستُعيق طريقي في الإكتشاف. |
Örnek olarak sen. Limonu fazlalık olarak kullanıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ على سبيل المثال، تفرطين بإستخدام الليمون... |
İhtiyacınız olmayan fazlalık malzemeler aramak için izin istiyoruz. | Open Subtitles | و نريد تصريحا باستخدام المواد الفائضة عن حاجة المجلس |
Yanımda birini götürürsem boşu boşuna fazlalık yapacak. - DiNozzo. | Open Subtitles | أي شخص أخر معي سيكون مجرد عبء. |
Onu San Pedro'daki fazlalık tesislerine götürmemiz gerekiyor. | Open Subtitles | علينا أخذه إلى مرفقات " أوفرفلو " في " سان بيدرو " |
fazlalık değilsin. | Open Subtitles | أنتى لست العجلة الثالثة تقنيا ، أنتى عجلة خامسة |
Rakamları farklı ele aldığımızda ve Beceri seviyelerine ayırıp hesapladığımızda bulduğumuz şey: yüksek-kalifiye elemanlar için daha şiddetli bir düşüş, ve düşük-kalifiye işçiler için de bir miktar fazlalık. | TED | وقد قمنا بتفكيكها وقسمناها إلى مستويات مختلفة من الكفاءات، وقد اكتشفنا أن العجز سيكون أكبر بالنسبة لفئة الكفاءات العالية مع فائض جزئي في فئة المهارات العادية. |
90'ların ortalarına doğru stoklarında kanvas su kayağı örtülerinin fazlalık olduğunu gördüler. | Open Subtitles | وجدوا أنفسهم مع فائض ،من أكياس التعذيب |
Ben ayrıca modifiyeli özel yapım Yugoslav ordusu fazlalık insan öldürücü mayın da gömdüm. | Open Subtitles | كما دفن المخصص لتعديل الجيش اليوغوسلافي فائض لألغام المضادة للأفراد ، يأوغاد! |
Şüphe uyandırıcı bir fazlalık eklemiş olmuyorsun. | Open Subtitles | وزنك الزائد لن يكون مثيراً للشك |
Şuraya yazıyorum Carla, başıma can sıkıcı bir şey daha gelirse, Barbie'nin kafasındaki fazlalık havayı al, ve benim damarlarıma enjekte et. | Open Subtitles | (كارلا)، ان صادف طريقي أمر مزعج آخر انتزعي الهواء الزائد في رأس باربي واحقنيه في عروقي مباشرة |
Fosiller, burada, tüm olağanüstü detaydarı ortaya çıkarmak için, özenle fazlalık kayalardan arındırılır. | Open Subtitles | هنا يتم بعناية إزالة الصخور الزائدة لإظهار الحفرية بتفاصيلها الإستثنائية |
Çin'deki data merkezlerindeki fazlalık yedeklemeleri işini de Kara Ordu halledecek. | Open Subtitles | النسخ الزائدة الإحتياطية في مركز البيانات الشرقي في الصين جيش الظلام يتولى هذا |
Bu yüzden Bayan Peralta, ...Dr. Kadar'ın tanımladığı fazlalık güç aslında savunma sistemlerini bir anda muazzam bir enerjiyle besleyip aşırı yükleyerek sistemlerini yok etmek için. | Open Subtitles | "لذا يا سيدة "بيرالتا الطاقة الزائدة التي قال "عنها "د.كادار هي لأجل تحطيم الشبكة في الحقيقة |
Örnek olarak sen. Limonu fazlalık olarak kullanıyorsun. | Open Subtitles | أنتِ على سبيل المثال، تفرطين بإستخدام الليمون... |
Tüm bu fazlalık enerjinin bir yerlere gitmesi gerekli. | Open Subtitles | كل تلك الطاقة الفائضة يجب أن تذهب إلى مكانٍ ما. |
Boşu boşuna fazlalık yapmamasını sağlarım. | Open Subtitles | أي شيء لكي لا اكون مجرد عبء. |
Resmi bir fazlalık Kampı olarak belirlenmiş. | Open Subtitles | حدد رسميات كمخيمات " أوفرفلو " |
Tabii kocanla aranızda fazlalık olmam sorun olmayacaksa? | Open Subtitles | لو لا تمانعين أن أكون العجلة الثالثة معكِ انتِ وزوجكِ؟ |